Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '14

 
Kategori
Dünya Şehirleri
 

Sakız'da 1 gün

12 Temmuz Cumartesi günü için bir arkadaşımla Sakız Adası’na gitme kararı aldık. Planımız günübirlik bir kültür geziydi. Koyları da çok güzelmiş ama biz bu seferlik böyle bir geziyi tercih ettik. Feribot bileti Ertürkle kıyasladığında daha ucuz olan Ege Birlik Firmasını tercih ettik. Tek kişi bilet fiyatı 18 € oldu. Bende zaten Schengen Vizesi olduğundan, sadece bilet almam yeterliydi. Arkadaşım, evrak işi daha az olduğu için ada vizesi almayı tercih etti. Gerekli belgeleri Ege Birlik Firmasına Çarşamba günü verdik ve biletlerimizi aldık. Cumartesi sabahı gümrükten geçtikten ve işlemlerimizi yaptıktan sonra, feribotumuz 09:20’de Çeşme Limanından kalktı. Serin bir Çeşme Sabahında 50 dakikada Sakız’a geçtik.

Ada Vizesi alacak olanlar öncelikle gümrükteki farklı bir gişeye uğrayıp vizesini alıyor ve sonra polis kontrolünden geçiyor. İlk gişeye gittiğimizde oradaki görevliler belgelerin ellerine daha ulaşmadığını, beklememiz gerektiğini söylediler. Ege Birlik’i aradığımızda belgeleri gönderdiklerini, muhtemelen Yunan Görevlilerinin kaybettiklerini söylediler. Fakat sonradan Yunan Görevlileri’ne sorduğumuzda onlara gönderilmediğini söylediler. Yaklaşık 1 saat bu süreçleri yaşadıktan sonra, Yunan Görevlilerinin bir tanesi işlemleri baştan yapmayı teklif etti. Bunun için 2 fotoğraf ve bir form doldurmak gerekliydi.  Fakat arkadaşımın yanında fotoğraf yoktu. Burada bir fotoğrafçı bulundu ve 4 fotoğrafa 10€ vererek  bu iş de halloldu. Saat 12:15 civarında polis kontrolünden geçip Sakız’a girebildik. 2 saatimiz maalesef bu işlerle geçti.

Limana yakın olan Europcar’dan arabamızı bir günlük 42€’ya kiraladıktan sonra girişte yaşadığımız stresi atıp gezmeye başlayabildik. İlk durağımız Pirgi Yolundaki Armolia Köyüydü. Burası ortaçağdan kalma, seramikleriyle ünlü bir yer. Seramikçilerde gerçekten çok güzel şeyler bulabilirsiniz. Buradan sonra asıl hedefimiz olan Emborio Koyu’na giderken Kalamoti Köyü’nü gördük ve Emborio’ya vardık. Emborio bir koy ve sessiz sakin bir yer. Orada deniz kenarında bir restoranda kalamar ve karides yedik. Kişi başı 17 € verdik. Zaten koyda 3-4 restoran var, biz deniz kenarını tercih ettik. Buradan sonra Pirgi Köyü’ne geçtik. Bu köy merkezden 25 km uzaklıkta bir ortaçağ köyü. Dar sokakları, siyah beyaz geometrik desenlerle süslenmiş evleri görülmeye değer. Son durağımız Mesta Köyü oldu. Labirent gibi ve dapdar sokaklarıyla Mesta çok şirin bir ortaçağ köyüydü. Köydeki Taksiarhi Kilisesi de görülmeye değerdi. Vaktiniz varsa köy içerisindeki cafelerde oturmanızı tavsiye ederim.

Dönüş feribotumuz 18:00’da olduğu için biraz da Chios Merkezi görme amacıyla 16:30 gibi geri döndük, arabamızı bırakıp Sakız’ın sahilinde bir cafeye oturduk. Burada Sakız’ın en meşhur içeçeği olan frappe içtik. Ve sonra feribotumuza binip dönüş yoluna geçtik.

Sakız bir yandan ilkel ve gelişmemiş bir yerken, bir yandan da Avrupalılığı hissettiren bir yer. Bitki örtüsü olarak bakıldığında Çeşme’den hiçbir farkı yok, her taraf sakız ve zeytin ağaçları. Fakat Çeşme’den büyük bir farkı var o da sakızı pazarlama yöntemleri. Her tarafta sakızdan yapılmış ürünler. Maalesef Çeşme’de böyle bir şey görmek pek mümkün değil.

Satıcılar, garsonlar veya mekan sahipleri dışında çok fazla yerli gördüğümüzü söyleyemeyeceğim. Sokaklarda gezen neredeyse herkes Türk’tü. Tabelalarda, menülerde Türkçe yazılar görmek sizi şaşırtmasın. Ayrıca, fiyatlar birçok Avrupa Şehri’ne kıyasla fiyatlar çok ucuz kalıyor. Sakız’ı Türkler ayakta tutuyor demek yalan olmaz sanırım.

 
Toplam blog
: 2
: 250
Kayıt tarihi
: 18.06.13
 
 

1992 İzmir doğumluyum. Ege Üniversitesi İktisat Bölümü Öğrencisiyim. Fransızca ve İngilizce biliy..