Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '21

 
Kategori
Tarih
 

SALAK KANUNİ mi Toplum mu?

“SALAK KANUNİ” yahut “KİMİ HERKES NEDEN BİLSİN?”

Celal Şengör’ün tarihle ilgili pekçok konuda sansasyonel olarak medyaya düşen ifadeleri-değerlendirmeleri oldu, olabilir, kanaattir.(olarak görenler söz konusu) Medya’nın da birçok daha mühim konuyu görmezden gelirken her seferinde büyük puntolarla yer vermesi ayrı en azından bu yazıda yer almayacak bir husustur. Bu sansasyonel ifadelerinden biri “Salak Kanuni” idi ve sonrasında “deney olduğunu, medyayı sınayarak “atlas”a ne kadar yer verildiğini denediğini ifade etti. Ancak yegane maksat bu muydu sorusunu sormak gerekir. İlgili habere ait bir link aşağıda.

https://tr.sputniknews.com/turkiye/201803051032496655-celal-sengor-kanuni-sultan-suleyman-ozur/

Şengör’ün açıklamasından sonra bir tarih doçenti bu tezi çürüttüğünü ifade ettiği tweetleriyle gündeme geldi ve çok geçmeden bir kitap çıkartıp büyük tanıtımlarla piyasaya sundu. Ancak buradaki husus ne tweet ne içerik ne kitap. Akla takılan ve insanların sorgulaması gereken sadece “medya deneyi” olup olmadığıdır.

Şengör malum İ.Ortaylı ile yakındır. Söz konusu yazarın ise İ.Ortaylı  ile tanışıklığı olduğu malumdur ancak Şengör ile tanışıklığı olup olmadığı muallak. Buna karşın yazarın bazı yazıları ve kitaplarına ait tanıtımlar yayın kurul-danışmanlığını hem Ortaylı hem Şengör’ün yaptığı bir Tarih dergisinde yayınlanmış. Ek olarak Netflix platformunda Şengör’ün de danışman-konuşmacı olduğu belgeselde yazar da yer alıyor. Ayrıca İ.Ortaylı ile C.Şengör’ün yakından irtibatlı olduğu zaten açık, birçok program yapan F.Altaylı dahil olmak üzere kanal kanal gezip “kitap” tanıtıp, halkı aydınlatı. Kitap tarih konusunda insanları aydınlatma mottosuyla reklamlar yapıp yazar birçok kanalda Şengör’ün tezini çürüttüğü kitabını tanıtırken akla takılan ise bütün bu bağlantıların gerçekten ne kadar tevafuk olduğu sorusudur. Üstelik sosyal medyada C.Şengör’ün tezine tek karşı çıkan bu zat da değilken.

Bu yazı Demokratik olmayı utku edinmiş gerçek aydınlarının bulunduğu bir toplumda sorgulanması ve cevaplanılması gerekenler olduğu gereğince bir sorgulama yazısından başka bir maksat taşımamaktadır. Geçmişi aydınlatıyoruz derken bugünü karanlıkta bırakmamak gerekir. Kitap okuyan, sorgulayan insanlar olarak güven duygumuzun da tatmin edilmesi gerekir.

Son olarak kitabı edinmediğimi ifade etmeliyim. Sebebiyse sosyal medya’da paylaşılan bir sayfada Hz. Muhammed’in İstanbul’un fethine ait hadisinin gerçek olamayacağına delilin İstanbul’a bir sefer gerçekleştirmemiş olması getirilmektedir. Ancak yaptığım araştırma bu yönde bir seferin olduğudur ki hatalı kaynağa başvurmuşsam dahi bu yöntem başarısızdır. Çünkü ülkemizde bir kesim Kudüs, bir kesim Doğu Türkistan’a müdahale isteği taşıyor ve dinî-milli gerek olarak görüyor ancak tarihi şartlar ne kadar mümkün ki Muaviye de devleti- meşruiyeti sallantıdayken İstanbul’a fetih gerçekleştirebilsin? Bugün gerçekleştirilmemesi gerçekten bu bölgelerin umursanmamasından, milli, dini hissiyat yokluğundan açıklanamayacağı gibi o gün de şartların elvermeme olanağını düşünebilmek gerekir. Ek olarak aynı "tarihÇİ"nin kendi tweetlerinin akışına birkaç cevap yazmış olan yani bîhaber olması güç bir twitter kullanıcısınn hesabında H. İnalcık'a taihçilerin kutbu, şeyh-ül müverrihin vb. yakıştırmasının uygun olmadığına dair fikriyatını etik dışı tutumla sö konusu "kitabı"nda kendi fkriyatı gibi yer vermiş olması ayrıca önemli bir durumdur.

Kültürün etik dışı yollarla yayılıp, kendine mâl edinilmesi, medya gücü ile fazla gürültü sahibi olunması gerçek ilmî utkuları olanların kabul edebileceği bir durum olamaz.

 
Toplam blog
: 231
: 52
Kayıt tarihi
: 04.10.17
 
 

Gelmiş, gider. Görür, seyreyler, anlam çıkarır. Yazdıkları kalbinden taşanlar aklından uçuşanlard..