Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '15

 
Kategori
Kitap
 

Sanal alem aşkları, çok daha gerçek ve yalın... işte kanıtı!

Sanal alem aşkları, çok daha gerçek ve yalın... işte kanıtı!
 

“…Birbirimiz hakkında pek bir şey bilmediğimiz hiç aklınıza geldi mi? Biz sanal kimlikler üretiyor, hayali suretler yaratıyoruz birbirimiz hakkında. Çekiçiliği cevaplandırlı-mamalarında yatan sorular soruyoruz. Evet, karşındakinin merakını uyandırmayı ve tatmin etmediğimiz için bu merakı gittikçe daha çok kışkırtmayı oyun haline getiriyoruz. Satır aralarını okumaya çalışıyoruz. Tedirgin bir halde karşımızdakini doğru tanımlamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda da tedbiri elden bırakmadan kendimiz hakkında açık vermemeye çalışıyoruz. Ne demek ‘açık’? Hiçbir şey, kendi yaşamlarımızdan, gündelik yaşamı oluşturan şeylerden, birimizde diğeri için önemli olabilecek hiç bir şeyden söz etmedik henüz… Çevremizde başka insanlar yok. Hiçbir yerde oturmuyoruz. Yaşımız yok. Yüzümüz yok. Geceyle gündüzü ayıramıyoruz. Bir zaman içinde yaşamıyoruz…”
 
Ağır bir yükün altın girmiş Daniel Glattauer: Aşk mevzuu bir çok yazarın işlediği bir konu ama ‘sanal aşk’ söz konusu olunca, hakkında bir şeyler yazmak gerçekten de ustalık gerektiriyor. Zira yazarın da okurun da pek alışık olmadığı ve ilk anda kendisini uzak hissedebileceği bir durum var ortada; lakin gayet iyi kotarılmış bir iş buluyorsunuz okumaya başladığınızda.
 
Poyraza Çare’de kadın erkek kimliklerinin gerçek hayatta nasıl, sanal âlemde nasıl karşılık bulduğu serilmiş gözler önününe. Bir yanlışlık sonucu e-posta yoluyla tanışan Leo Leike ve Emmi Rothner, tanıştıkları andan itibaren birbirlerine karşı dürüst davranırlar ama aralarında garip bir durum yaşanır. Emmi gerçek hayatda hiç olmadığı kadar özgür, asi ve buyurgan, Leo’ysa yanlış anlaşılma korkusundan olacak ki daha sessiz ve sakindir.
 
Emmi bir gün dayanamaz ve şöyle bir e-posta gönderir Leo’ya:
“Bazen sizin kadın, benim de erkek olduğumu düşünüyorum doğrusu.”
 
Sadece e-posta konuşmalarına dahil olduğumuz çift, gerçek hayatta olduğu gibi karşılıklı oturup konuşmazlar belki ama gerçek hayattaki gibi yavaş yavaş birbirlerini tanırlar;kavga ederler,ayrılırlar, birbirlerine geri dönerler, bağlanmaktan ve kaybetmekten korkarlar.
 
Poyraza Çare, kanımca ele aldığı konuyu hiçbir fire vermeden başarıyla işliyor. Evvelce edindiğim, cümlelerin altını çizerek kitap okuma alışkanlığımı bu kitapta tatbik etmem mümkün olmadı. K,tabın yarısına kadar altını çizdiğim cümleler olduysa da Emmi ve Leo’nun buluşma heyecanı benim de paçalarımı tutuşturduğun-dan, kitabın yarısından sonra her şeyi bırakıp onların dünyasına girdim.
 
Değişik bir okuma yapmak isteyenler için biçilmiş bir kaftan Poyraza Çare. 2006 yılında yayımlanan kitap, aynı yıl Alman Kitap Ödülü’ne (Deutscher Buchpreis) layık görüldü. Tiyatroya da uyarlanan eser, 19 Eylül 2007 tarihinde Linzer Posthof’ta ilk kez sahnelendi. Yazarın dört kitabının daha olması ve hiçbirinin Türkçeye çevrilmemiş olmasıysa gerçekten üzücü bir durum.
 
Yazardan bahsedip çevirmenden bahsetmemek olmaz. Sezer Duru, hakkını vererek usta işi bir çeviriye imza atmış, bu farklı kültürün kendisine has şakalarını ve dilini öyle güzel aktarmış ki Türk diline, bir çeviri okuduğunuzu bile unutuyorsunuz.
 
Yaşamlarının olabildiğince dışında, buna rağmen birbirlerinin oldukça yakınında olan bu iki mektup delisinin yazışmlarını okumak isteyenler Poyraza Çare’yi Kanat Kitap baskısıyla kitapçılarda bulabilirler.
 
Kitabın ismi neden mi Poyraza Çare? Bunu kitabı okuyunca öğreneceksiniz, merak etmeyin… Öyle sürükleyici ki rüzgâr gibi geçecek… 
     
 
Toplam blog
: 46
: 284
Kayıt tarihi
: 27.03.12
 
 

Dağcılık sporu ile çocuk yaşlarda tanıştı. 1984 yılında ilk yüksek irtifa tırmanışını gerçekleşti..