Sanal bloglar

36 tane yeni blog yazıldı. En yeniler. En çok okunanlar. En çok yorum alanlar.. Birdenbire kendimi kısır bir döngü içinde buldum. Tıklıyorum, 1-2 değişik yazı okuyorum. Konuşamıyorum. Yorum yapamıyorum. Soru soramıyorum. Ses yok. İnsan sesi yok. Kahkaha yok. Kızgınlık yok. Bağırma yok.

Binlerce kablonun ucuna bağlanmış binlerce beyin miyiz ? 36 adet blog ne demek biliyor musunuz? 36 farlı yaşam, düşünce, güne uyanma, hareket herşey demek. Belki de sadece hayalde olan. Hepimiz birer büyük hayalin bir parçasıyız. Teknoloji bunu inanılmaz hızla başarıyor. Soğuk bilgisayar tuşlarıyla düşüncelerimi gönderiyorum. Bedenim burada kalıyor. Hislerim burada kalıyor.

Fakat ben dokunmak isterdim. Sıcak çayını içip dışarıdaki karı seyreden arkadaşla bende karı izlemek isterdim. Yüzme konusunda yazanla su kıyısında teknikleri izlemek isterdim. Çiçek açan ağaçları yazanla çiçeklere bakmak isterdim. Hayaller dünyasında kaybolup gitmeyi ise hiç istemezdim.

Gerçek o kadar uzak kalıyor ki o zaman inandırıcılığınıda yitiriyor. Sevmiyorum soğuk odaların soğuk duvarlarını. Beni esir almaya çalışan, bir tık-la binlerce gerçek dışı dünyaya ulaşacağım (en kötüsü de bunu bilmek) bu makinayı sevmiyorum. Ekranında tertemiz denizin ortasında üzerinde bir palmiye ağacı olan küçücük bir ada var. Ben tsunamide o adanın yok olduğunu biliyorum. Gerçek olmadığını biliyorum. Her gördüğümde ''bu artık yok''diyorum.

Sanırım en sonunda bu gerçek dışı sanal dünyalarla yetinmek zorunda kalacağız.