Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '12

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Şapkadan Tavşan çıkaran İnsan: Hakan Yıldız

Şapkadan Tavşan çıkaran İnsan: Hakan Yıldız
 

Toplumun para odaklı çırpınışlarla benliğini şeytana sattığı veya satmak üzere olduğu 21.yy Türkiye’sinde tesadüfi tanıdığım birkaç sanat düşkününden biridir. Hakan Yıldız’ı makaleme taşıyan en önemli etken sanat için canını verecek kadar gözü kara olmasıdır. Bu sanat hastasının tiyatro provalarında arka planda olan ben eğer yazılarımda adını zikretmezsem çok çok yazık olur. Özellikle amatör tiyatrocuların erimeye başladığı günümüzde Hakan Yıldız gibileri anlatmak bütün yazarların görevidir. İşin hikâye kısmına girmeden şapkadan tavşan çıkaran güzide insanlardan olan Hakan Yıldız’dan bahsetmek istiyorum.

Mücadele, hırs, inatçılık ve başarı odaklı yaşam Hakan Yıldız’ın bedenine karışmış durumda. Hani bazı insanlar vardır, çölde havuz yapmayı düşünecek kadar imkânsızın gölgesinde yaşar ve bu hayalleri binlerce kişi tarafından yıkılmaya çalışsa bile asla asla vazgeçmezler. Dünyada su bitse uzaydan taşıma su getirerek çöle havuz yaparlar. “Dünya iki çeşit insandan oluşur; seyirciler ve oyuncular” diyenler hayat mühendislerini unutmuş gözüküyorlar. Hayatı oyuncular için düzene sokan hayat mühendislerinden biridir bizim Hakan Yıldız. Başka gezegenlerden su taşıyarak sanat çölüne dönen Türkiye’yi yeşertmek isteyen bir hayat mühendisi.

Başlangıçta benim de içerisinde yer aldığım “Gulyabani Kadrosu” ile işe başladı. Yaklaşık yirmi kişilik bir grubumuz vardı. Hazırlıklar kâh bir binanın bodrum katında, kâh bir arkadaşın evinde ite kaka devam ediyordu. Bir anda aksilikler üst üste gelmeye başladı. Yirmi kişilik gruptan sadece üç kişi kaldı. Hakan Yıldız pes etti mi? Kesinlikle hayır. Üç kişiyle tiyatro okulu açmayı düşünecek kadar gözü karardı. Gerçek dünyaya dönmesi birkaç günü buldu. Kendini toparlar toparlamaz yeni bir kadro oluşturmak için çalışmalara başladı. Gece-gündüz demeden tiyatro için amatör oyuncular topluyor ve onlara eğitim veriyordu. İşi sadece eğitim vermek olsa fazla zorlanmazdı. Bunun dışında tiyatro için yer ayarlama, oyuncuların (amatör ya da profesyonel fark etmez) kaprisleriyle uğraşma, gelir-gider dengesini ayarlama  işleri Hakan Yıldız’da çok büyük baskı oluşturuyordu. Saçlarında tek bir beyaz bulunmayan ve kötü alışkanlığı olmayan bu adam tiyatro çalışmaları yüzünden saçlarını beyaza kendini de sigaraya teslim etti. O bu uğraşları verirken topladığı grup yeni oyun için hızla çalışmaya başlamıştı. Şansızlık bir kez çıktı mı karşına ondan kurtulmak kolay değildir. İkinci kriz çok yakın zamanda kendini gösterdi. Gönüllülüğe dayalı bir çalışma isteyen tiyatro yeni öğrencilerini de kaybetmişti. Bu sefer üç kişi bile kalmadı. Hakan Yıldız pes etti mi? Tabii ki de hayır. Gidenlerin yerine nasıl yaptıysa üç gün içinde yenilerini ayarladı. Daha adını sayamayacağım birçok irili ufaklı sorunu tek başına çözdü. Sonra mı ne oldu?

Hakan Yıldız yarattığı ekibin desteğiyle  2 Mart ve 7 Mart’ta Trabzon Hüseyin Kazaz Kültür Merkezi’nde “Bir Daha Çal Sam” isimli oyunu sahneledi. 12 Mart’ta Trabzon Devlet Tiyatrosu’nda olacaklar. Eğer Hakan Yıldız gibi sanat aşıklarını görmek , ekibinde yer alan gençlerin mücadelesine tanık olmak isterseniz  12 Mart 20:00’da Trabzon Devlet Tiyatrosu’na uğramanızı tavsiye ederim.

 

 
Toplam blog
: 28
: 399
Kayıt tarihi
: 10.07.11
 
 

Uzmanlık alanım yazmak ..