Sarkozy haklı olabilir mi?

Adamın kendi ülkesinin sorunları yokmuş gibi birde bizim için kafa patlatıyor. Türkiye’yi içine alabilecek bir oluşum bulmak yâda yaratmak için devamlı uğraş içinde. Ne yapsa bize yaranamıyor; Akdeniz birliği dedi hayır dedik. İmtiyazlı ortaklık dedi istemiyoruz dedik. Biz itiraz edeli o beyin jimnastiği yapmakta gayet kararlı anlaşılan şimdi de, Avrupa Birliği üyelik yerine, Türkiye ile ortak bir ekonomik ve güvenlik alanı oluşturmak için müzakerelere başlamalı. Bu da, Sarkozy için, Avrupa'nın hasmı değil ortağı olarak görülmesi gereken Rusya'yı da dâhil eden bir projenin parçası." Daha ne yapsın adam açık açık sizin yeriniz burası değil, kendinize başka bir kapı bulun diyor anlayan dinleyen kim ilave ediyor Nicolas Sarkozy, Avrupa Birliği'nin geleceğiyle ilgili vizyonunu şu sözlerle açıkladı: "Avrupa sonu olmayan bir genişlemeye girerek kendisini sulandırmamalı. Avrupa'nın sınırları olmak zorunda… Özellikle de Türkiye, Avrupa Birliği ile özel bir ilişkiyi hak ediyor olsa da, hiçbir zaman tam üye olmamalı." Anlamayan var mı istenmiyoruz. Peki biz niye AB uyum yasaları adı altında çalışmalar yaparak kendi gündemimizi tabiri caiz ise sulandırıyoruz.

Sarkozy haklı olabilir mi? Belki haklı yönleri olan savlar içerse de anlamadığımız nokta bu söylemlerin zamanlaması. Madem Türkiye hep bekleme salonunda pinekleyecekti neden uzun süre oyalandı? Madem, "Avrupa'nın sınırları Türk kumlarını da içine almalı" söylemlerinin yerini "Avrupa sonu olmayan bir genişlemeye girerek kendisini sulandırmamalı.” söylemleri alacaktı. AB’ nin Hıristiyan Kulübü olmadığına beni şimdi nasıl inandıracaksınız?