Satış ve pazarlamada giyim.

İster televizyon programlarını reklam verenlere pazarlayın, ister çalıştığınız ilaç firmasının yeni ürünlerini doktorlara pazarlayın, ister bir bankacı olup kredi kartları pazarlayın ya da sokaktaki 10 simitçiden biri olup diğer simitçilere göre daha fazla simit satmaya çalışın, hepsinde önce kendinizi tanıtıyor ve pazarlıyorsunuz.

Bütün satış eğitimlerinde satışın duygusal bir iş olduğundan söz edilir. “Müşteri sizi severse sizden satın alır”derler.

Belirli bir talep olduğunu veya yaratıldığını varsayalım. Pazarlamak ve satmak istediğiniz ürününüzü, müşterinin alması için, size güvenmesi, inanması, size kendini yakın hissetmesi, size saygı duyması, sizi beğenmesi, sizinle iş yapmak istemesi gerekir.

Bunu ancak müşterinizle uyum sağlayarak gerçekleştirebilirsiniz. Konuşma tarzınız ve hızınız, beden diliniz, giysileriniz ne kadar müşterinizle benzerlik gösteriyorsa, uyum sağlıyorsa, kendisiyle o kadar iyi iletişim kurarsınız.

Herkes kendine benzeyen kişilerle iş yapmayı tercih eder. Örneğin çok hızlı konuşan, konuşma sırasında sık sık sesli nefes alıp veren, konuşurken ellerini, kollarını ve bedenini aşırı kullanan, müşteri ziyaretine kirli sakal ve çamurlu ayakkabılarla gelmiş bir pazarlama elemanının, düşünerek, ağır ağır, kısık ve sakin bir sesle konuşan, koyu renk takım elbise giymiş bakımlı bir iş adamına ürününü pazarlama şansı hiç yoktur.

İş adamı daha ilk dakikada pazarlama elemanının konuşmasından ve hareketlerinden yorulur, dikkati dağılır ve görüntüsünden etkilenip ona güvenmez ve saygı duymaz. Saygı duymadığı bir kişinin de konuşmasını dinlemez.

Bu durumun tam tersi bir pozisyonu ele alalım. Pazarlama elemanın Orta Anadolu’da bir köye çiftçilere bir tarım ilacı pazarlamaya, koyu renkte, boyuna çizgili bir takım elbise ve şık bir ipek kravatla gittiğini düşünelim.Çiftçiler pazarlanan ürünün onların işine yarayabileceğini düşünebilir ve misafire saygıdan pazarlama elemanını dinleyebilirler ancak görüntü itibariyle onlardan farklı olan bu kişiyi, koyu renkli takım elbiseyle, kendilerinden uzak, otoriter, mesafeli de algılarlar. Kendisine soru sormaya özellikle de fiyat sormaya çekinebilirler. Bu şekilde giyinmiş bir kişinin pazarladığı ürünün de pahalı olacağını düşünürler. Bu nedenle satış ve pazarlama alanında çalışan kişilerin ürünlerinin hitap ettiği kitleyi çok iyi tanımaları gerekir.

Bu kitlenin cinsiyetinin, yaş grubunun, ekonomik durumunun, eğitim ve kültür düzeyinin, tüketim özelliklerinin, gereksinimlerinin ve benzeri bir çok özelliklerinin iyi bilinmesi gerekir. Bu bilgiler müşterilerin konuşma tarzları, dil kullanımları, beden dili, giyim tarzı ve yaşam şekilleri ile ilgili de bir çok ipucu verecektir.

Pazarlama ve satış elemanları bu ipuçları üzerinde durup, müşterileriyle uyum sağlayacak şekilde konuşup, hareket edip, onlara yakın tarzda giyinip uyum sağlayabilir ve doğru iletişimle başarıyı yakalayabilirler.
Resim:www.modahaber.com