Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '09

     
    Kategori
    Güncel
     

    Savaş ne ki anne?

    Anne olmadan önce,
    bir çocuk ağladığında o kadar acımazdı içim,
    üzülürdüm,
    etkilenirdim illa ki ama bu kıvılcım nasıl yangın başlatır bilmezdim.
    İşte benim yüreğimin yangını;
    bir yavrunun gözyaşlarıyla başladı...
    Ağlayan çocuk annesine dönmüş ; şaşkın, ürkek ve kızgındı...
    Anne ise yorgun, kırgın, öfkeli ...
    neyi açıklasaydı?
    kaybettiklerini mi?
    iki göz yuvasının dağılışını mı?
    belki de o karede yanlarında olmayan babalarının yaşayıp yaşamadığının bilinmezliğini mi?
    nasıl açıklasaydı?
    hangi kelimeyi kullansaydı,
    hangi dili yada
    nasıl anlatsaydı daha yaşamayı bilmeyene ölümü??
    nasıl!!!!
    kimbilir kaç gündür boğazlarına lokma değmemişti,
    üşümüştü bedenleri ama dertleri bu değildi işte,
    her atılan kurşun ,
    her düşen beden
    onların yüreklerine ekilen mayınlardı bir gün hatırlarken geçmişlerini yada hiç unutmazlarken;
    ellerinde patlayacak, canlarını yakacak
    ve başkalarının canlarına kas etmelerine yol acacaktı...
    O küçücük zayıf eller, büyüyecekti elbet...
    ve hiç birisi sevgiyle bakmayacaktı hayata yaşıtları sadece oyuncak bebeklerinin kollarının bacaklarının koptuğunu görmüşlerdi,
    ama onlar gerçek insan parçaları...
    kan...
    ağıt...
    gözyaşı...
    annesiz, babasız kalmak yarım kalmak nedir çok erken öğrenmişlerdi...
    filistin çiçekleri
    dini, ırkı, cinsiyeti, adı veya soyadı hiç önemli değil onlar daha hayatın ilk basamağında takılıp düşen ve bu yola yenik başlayanlardı...
    ve yüreğimde başlayan yangını tüm bedenime dağıtan o fırtına anı...
    bir baba
    avuç içi kadar yüzünü ellerinin arasına almış canının parçasının,
    durun nolur son birkez daha öpeyim diyordu...
    içimde bir duvardan bir duvara çarptı yakarışı,
    çınladı durdu sonra ağır bir top mermisi gibi düştü yine kalbimin tam ortasına...
    pamuklar gibi yavrusu ellerinin arasından toprağa doğru yol alıyordu, ama öyle beyaz öyle temizdi ki
    kirlenecek diye düşünüyordu insan ...
    nasıl bir karaydı bunu yapanların yüreklerine, yüzlerine sürdükleri
    nasıl bir günahtı boyunlarına taktıkları,
    nasıl bir vebal...
    bir ana ağlıyor,
    bir baba yalvarıyor,
    ve bir evlat yüreğine kin ekiyordu sessizce...
    tarihler yazıyor
    ve insanlar biliyordu
    bu topraklar sudan çok kan görecek,
    üzerlerine ekinden çok beden düşecekti...


     
    Toplam blog
    : 1
    : 394
    Kayıt tarihi
    : 08.01.09
     
     

    1981 yılında sıcacık bir yaz günü Bursa'da dünyaya geldim, ilk, orta ve lise öğrenimimi Bursa'da tam..