Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '09

 
Kategori
Güncel
 

Sebze çorbası gibi yazı

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta sonu yeni kabinemiz açıklandı. Bu açıklamadan sonra sayısız yorum yazılı ve görsel medya da yapıldı. Ama benim takıldığım nokta ülkemiz için özde bir anlam içermeyecek bu konuda bu kadar çok yorum yapılabilmesiydi. Çünkü yapılan değişimlerin bir anlam içerebilmesi için icracıların icra ettikleri konularda içeriksel temel değişimlere gidebilmeleri gerekir. Örneğin yeni enerji bakanımızın "nükleer enerji dosyası kesin olarak kapatılmış olup, yenilenebilir enerji kaynakları ile çözüm arayışımız sürecek ve bu kaynakların yetebileceği bir ülke var etmeye çalışacağız" demesi gerekir ki bunu diyemez. Çünkü biz, hepimiz kaynaklarımızın yetebileceği bir ülke arayışında değiliz. Biz ne olursa olsun büyürüz, bu doğal miras da yettiği kadar yeter, yetmezse de nükleer de yaparız, enerji de alırız diyen bir ulusuz. Yani bizden başlayıp hükümete kadar giden sürecin düşünce yapısı değişmedi ki kabine değişikliği temelde bir fark getirsin. Bir başka örnek, ülkemizde kesin olarak engelli, su ve deniz bakanlıklarına gereksinim vardır. (Daha önce de yazdım.) Bu işlevler bir veya bir kaç bakanlığın icraat alanları "içerisinde" olamazlar. Kendileri başlı başlına icracı bakanlığa gereksinim duyulan konulardır. Ülkemizdeki engelli oranı sanırım % 12 seviyelerindedir. Her engelli ile en az -çok iyimser bu yazdığım- bir kişi ilgileniyor ve etkileniyor ise bu nüfusun yaklaşık % 25' i yapar ki farkındamısınız korkunç bir rakamı konuşuyoruz. (İktidar partisinin oyu % 39) Bu sorunun ekonomik, ahlaki, sosyolojik, vb vb öneminin bilincindemiyiz gerçekten? Ve ülkemizde her an bir kişinin kafasına herhangi yerde ve zamanda cam düşüp ölmekten öte engelli bir insan haline gelmeyeceğinin garantisi mi var? Şimdi böylesine mevcut ve artması çok olası bir oran için eğer bir icracı bakanlık tahsis edilemiyor ise nasıl olurda biz bu kabine değişikliği için onlarca yorum yapabiliriz. Giderek artan su sorunu için her açıdan neredeyse bu sorunun tam ortasında olan bir ülkede nasıl olurda böyle bir bakanlık kurulamaz anlamıyorum. Su konusu tarım veya bir başka bakanlığın işlevlerinden biri değildir. Bizatihi kendisi tek başına siyasi, ekonomik, doğal bir konudur. Ciddi anlamda yönetimi ve gelecek planlaması gerekir. Peki Allah aşkına siz -en azından ben görmedim- bu değişikliğe bu açıdan -yani temelden, özden- bakan bir yorum gördünüz mü?

"Elinizi vicdanınıza koyun. Sezon başında Sn. Bülent Korkmaz bu takımın başında olsa idi GS' ın durumunun bundan daha iyi olacağı kesin olarak tartışmaya açıktır. İyi de tartışmaya açık bir konu için bu tazminatlar neden ödeniyor. Yok eğer takım Sn. Bülent Korkmaz ile kesin olarak bundan iyi olacak ise sezon başında akıllar neredeydi ? " Bu alıntı 24 şubat 2009 tarihli "GS' da teknik direktör değişikliği" başlıklı yazımdan yapılmıştır. Bu yorumu yapan bendenizin futbolla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Şimdi herkes Sn. Korkmaz' a gösterilen taraftar tepkisinin yanlış olduğunu ama Sn. Korkmaz' ın da aslında yanlış tercih olduğunu yazar/söyler oldu. Sadece el insaf ve günaydın diyorum.

"Sayın okurlar ilk yarıda 27 sayı atabildiğinizde maç kaybedilmişti zaten. Tanrı aşkına 27 sayı atarak bir devreyi geçen takımın rakibi hele de Real Madrid ise koç ne kadar yemeyi düşünüyor, 26 mı? Ve Tanrı aşkına Eurolig' de kaç maçı 60-70 bandında sayı atarak kazanabilirsiniz ve eğer hedefiniz şampiyonluk ise bu aralık size hedefi getirir mi?" Bu son alıntı da 15 Ocak 2009 tarihli " Efes Pilsen' in elenişi" başlıklı yazımdan yapılmıştır. İlgilenmeyeler için anımsatayım dün CSKA Panathinaikos' a 73-71 yenilerek Eurolig şampiyonu olamadı. Ancak asıl sorun ilk yarıyı 48-28 yenik kapamasıydı. Bilmem sayın okurlar, sayın savunma savunmacıları ne demek istediğimi anlatabildim mi? Hafta sonu oynanan dörtlü final maçlarının en az skorlu olanı bu maçtı. Diğer skorlar 82-78, 84-82, 95-79' du. Şimdi tekrar soruyorum hedefiniz Eurolig şampiyonluğu ise bu koçlarla, bu koçların oyuncu ve taktik anlayış tercihleri ile, bu yorumcularla bu hedefe varılır mı? (Bütçe mazaret değildir. Eğer hedefiniz varsa yetiştirecek onlarca oyuncuda var.)

Ve farkındamısınız sayın okurlar üç farklı gibi gözüken olguda da nasıl da aynıyız hepimiz.


 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..