Seçimler, Kediler ve Uzaylılar

Yarın bu ülkede seçim olalı 5.gün. ve bu ülkenin başkentinde seçimi kimin kazandığı belli değil!.

Dünyaya rezil olmak kimsenin umurunda değil biliyorum, seçime itiraz da demokrasinin gereği dir belki de demokrasi ne onu bilmiyorum!.. Bu Belediye Başkanlıkları ballı börek midir, kaybeden gidemez, kazanan gelemez?

Tutanaklar değişir, çöplerden oylar çıkar, elektrikler keselir..

Enerji Bakanının konuyla ilgili ‘’trafoya kedi girmiş’’ sözü ahaliye pek inandırıcı gelmemiş olacak ki, sosyal medyada bir kedi muhabbetidir  gidiyor. Diğer taraftan dünya şaka günü 1 Nisan’da  Sn.Bakanın kedi açıklamasının yabancı basında yılın en iyi şakası seçilmesi  memleketimiz için cari açığımızı kapatabilecek etkili bir turizm patlaması yaratabilir. Seçim gecesi aralarında anlaşarak memleketin çeşitli illerindeki trafolara girerek eylem yapan kedilerimiz ayrıca belgesel yapan Dünya Televizyonlarına konu olabilir.!.

Bizim mahallenin tembel kedileri ise ver yesin, yat uyusun. Öyle bir besleniyorlar ki, mahalleli ve çevre il ve ilçelerde getirilen yiyecekler o kadar çok ki yeminle evimize 50 metre ilerde, tren yolu kenarında koca semtin trafosu var ben bilirim 20 senede bir kere bile ‘’yahu burası neresidir, burada ne oluyor’’ diye merak edip o trafodan içeri girmemişlerdir. Öyle de ilgisizlerdir. Biz küçükken fazla ekmek yemeyin, fazla ekmek yerseniz kafanız çalışmaz derlerdi,haklıymışlar.. Bizim kediler de yedikçe aptallaşıyorlar.

Kedi deyince mevzu çok. Sevimli hayvan. Sizde nasıl bilmem de bizim mahallede metrekareye birkaç tane düşer. Metrekareye kaç düşer deyince de benim aklıma AKP nin Yenikapı mitingi gelir. AKP li arkadaşla tartışmıştık konuyu da.. 2 milyon kişi var dediler. Sonra karşı hesaplamalar geldi. Yahu orası 250.000 metrekare metrekareye 3 kişi düşerse normal ama 5 kişi düşerse olmaz gibi kuraklıkta toprağa düşen yağmur hesaplaması gibi gelmişti bana.  Zaten öyle bir FİLM DE VARDI BİR ZAMANLAR ‘’Yağmur Adam’’ mıydı ne?

Efendim, seçim propagandalarının son hızıyla devam ettiği, seçim otobüslerinin ard arda yarattıkları yüksek ses desibelinin insan sağlığını tehlikeye sokup, kulakları patlattığı vahşi günlerde ilçemizde daha sonra seçimi de kazanacak olan iddiali bir partinin adayı (Maltepe-Ali Çakır'ın  mahallemizdeki parka gelerek hayvan dostları ile konuşup, onların sorunlarını dinleyeceğini duyunca her iki tarafın konuşmalarını merak ederek parktaki yerimi aldım.

Sayıları 15 i geçmeyen kedi ve köpek sever hazırlıklı gelmişlerdi ama neredeyse tamamı bizim mahalleden değillerdi.. Bizim mahallenin kedileri o saatte Mart ayından dolayı iş peşinde, köpekleri de güzellik uykusundaydılar, oysa saat de 14.00 olmuştu!. İyi beslenmekten, 4 ayak üzerinde surmaya zorlanıyorlar. Genelde uzun oturmayı tercih ediyorlardı!.

Kedi severlerin içinde kocaman kediyi kafese koyup getiren olduğu gibi, yeni doğmuş, daha gözleri açılmamış kedi yavrularını toplayı sepete koyup getiren de vardı. Başkana biberonu uzatıyor ‘’başkanım şu biberonu yavruya tutun da siz de hayvansever olun’’  diyordu.

Bir başkan adayına bundan daha kötü bir zulüm nasıl yapılır bilmiyorum zavallı başkanın  içinden ‘’nerden geldim buraya, nerden yazdım projelerin arasına’’  dediğini ‘’ tutayım biberonu yavruya da nasıl tutulacağını bilmem ki’’ sözlerinden anlamak zor gelmiyor. Onların diliyle anlaşmak zor. Mevzubahis olan insan olsa sorun değil ama KEDİ?... Yani birleşip seçime girseler, meclise girerler. Zaten Başkan da baktı olmuyor, her kafadan bir ses çıkıyor, kimi biberon uzatıyor, kimi kafes ‘’ben sizin dediklerinizi aklımda tutamam diyor, örgütlenin. Örgütlenin o zaman ve proje getirin, tek tel gelmeyin.

Yaşlı bir kadıncağız çarpıyor gözüme mahalledeki bahçeli evde oturuyor. Teyze diyorum, sen ne istiyorsun?. Evladım diyor 25 tane kedi bakıyorum. Eşimden kalan maaş bunların mamasına yetmiyor, belediye takviye yapsın diyecektim!.

Seçimden önceki bu KEDİ muhabbeti, ilginçtir seçimden sonra daha popüler oldu. Belki de böyle olacağı belliydi. Ülke genelinde bu kadar sahip çıkılan bir başka hayvan olmadığından, sahipleri bile örgütlenmeyi akıl  edemeden örgütlenebilen bu masum hayvanlara hem de bir bakan tarafından ‘’kedidir, kedi’’ iftirası, seçim kazanan bir başkanla kafesteki kedilerle de olsa bir park alanında bir araya gelen beni fazlasıyla üzmüştür.

Bence o trafoya girenler de kedi değildi!.. 

Tam da trafoya girenin ne olduğu tartışıldığı şu günlerde  Hızır gibi imdadımıza Clinton yetişti.

Bill Clinton'dan dünyayı şaşkına çeviren açıklama yapmış :
"O  uzaylılar raporlarının  hepsini gördüm
Eski ABD Başkanı Clinton, "Dünya dışı varlıklar konusunda gizli dosyalara ulaştınız mı?" sorusuna ilginç bir yanıt vermiş.. Clinton gizli UFO dosyalarını gördüğünü belirterek "Uzaylılar bizi ziyaret edebilir" diye cevaplamış.

Adamın boş konuşacak bir hali yok mevkii itibarıyla.. Sırf son 3 senede 20 tane yeni gezegen keşfedildi diyor. Gelirler mi?. Gelirler.

Kediler konuşamadığı için trafoya girip girmediğini soramayacağız. Tıpkı gelip de elektrikleri söndürüp kaçan, hiçbir zaman yakalayamayacağımız uzaylılar gibi.

O yüzden. Bu muhabbetin sonu yok… Biri çıksın.. Üzerine alsın.. Başkanın ıstırabı bitsin,

Uazylılar aransın, Kediler serbest kalsın…