Şeker Fabrikalarının Satışı Üzerine Bir Yazı

Sizlere devlet karar alma mekanizmasında basitmiş gibi görünen bir uygulamanın ne boyutlarda etkili olabileceğini ve yapılacak işlerin ne kadar kapsamlı düşünülmesi gereği vurgulanmak istiyorum;

Ne yazık ki bu olayın gerçeğini henüz birkaç yıl önce Hatay’ın Amik Ovasında, gölün kurutulmasından sonra ortaya çıkan sel felaketi ile yaşayarak gördük. Dileriz İznik gölünün sularının Bursa ovalarına sulama suyu olarak akıtılması projesi hayata geçirildikten sonra aynı akıbeti bölgemizde yaşamayız.;

1 - Sık sık sel basan yörelerimizden birinde, sel sularını kontrol altına almak için dere yataklarının kenarına beton bentler yapılarak ve uygun bir yere baraj yapılarak sel suları tutulmaya başlanmıştır.

2- Ancak baraj ve bentlerin yapılmasıyla bölgenin sulaması azalır ve çiftçiler ürünlerinin azaldığından şikayet etmeye başlarlar.

Bu şikayetleri dikkate alan hükümet çiftçilere destek olmak ve ürün artışını sağlamak için bölgede suni gübrelemeye girişir. Kısa sürede çiftçilerin ürün artışı sağlanır ve eski rekoltelerine kavuşur.

3- Bu defa suni gübreleme sonrası ortaya çıkan kimyasallar suya karışarak derenin denize ulaştığı deltadaki balıkçılara zarar verir. Balıklar bu kimyasallardan ölmeye başlamış ve nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Devlet balıkçıların zararını karşılamak için balık çiftlikleri kurulmasına karar verir. Balıkçılar teşvik ve balık çitliklerinden memnundur.

4 - Çiftliklerde suni besinlerle beslenen balıkları tüketenlerde zamanla ‘deli dana’ hastalığına benzer olumsuzluklar ortaya çıkmaya başlar ve bunu önlemek için ilaç yapan sektörler harekete geçer,,,,,

5 – Zincir bu şekilde uzayıp gitmektedir.

Bu olay, bizlere idare edenlerin tek yönlü düşünmemesi gerektiğini, olayların iki, üç, hatta çok daha fazla yönlerinin olabileceğini ve küçük bir olayın etkilerinin ne büyük boyutlara ulaşabileceğinin, bilincinde olmaları gereğini gösteren güzel bir örnektir.

Bu nedenle, her olayın ve uygulamanın siyasi partilerde ve yönetimlerde etraflıca görüşülüp, tartışılması gerekir. Şeker fabrikaları özelleştirme kararı alınırken acaba diğer yan etkileri düşünüldü mü? Yoksa, karar yangından mal kaçırır gibi sadece gelecek para düşünülerek mi alındı.

Pancar üretenler, toplayıcılar, taşıyıcılar, fabrika çalışanları, üretim kapasitesi, halka kaliteli şeker sunumu, suni şeker ithalatının halk sağlığına kötü etkisi ve özelleştirmelerin beş yıl sonraki sonuçları için kamuoyu bilgilendirildi mi?

Unutmayınız; Tartışma masasına on iki kişi varsa, her kes kendi fikrini söyler, fakat sonuçta en güzel olanı ‘ on üçüncü ortak düşünce’ dir.
Güzel günler hepimizin olsun.