- Kategori
- Şiir
Sen yüreğimsin...
Sen şu mavi gökte kanatlanan şiirsin!..
Bırak, senin yerine hiç durmadan konuşsun
Yüreği tanımayan şifa bulmamış diller…
Onlar ses bombalarında paramparça oldukça
Sen yolundan çekilme,
Fısıldayan şu gönlü okuyabilmen için
Sana yansın kandiller…
///
Bırak, senden önce davranıp adımlarını atsın
Denizin kıyısına bir lahza varamamış ayaklar…
Onlar patırtılarla etrafta dolaştıkça
Ellerinle küreğe asılmaktan usanma,
Sana kalsın denizde sessiz yüzen gemiler…
///
Bırak, seni bulmayan şen kahkahalar
Doldursun anlamsız duvarları…
O serseri nağmeler kah sızıp kah taştıkça,
Sabrettiğince terle, dilediğince ağla!..
Sen ömrünün kalesini sapasağlam ördükçe
Taşırsın yüreğinin hiç bitmeyen gücüyle
Alnına damga vuran ölümsüz tuğlaları…
///
Bırak, çığlıklarını atsın “ben burdayım” diyenler…
Onlar sahnelerinde çemberi çevirirken
Sükût içinde yürü senin olsun tarlalar…
Başaklarda gizlenen varlık hazinesine
Çizdiğin tek yolunda sen ulaşırsın, inan!
///
Bırak, o şaşkın eller sırayı çiziktirsin
Temizlenmek içindir dirsek konan sıralar…
Ya olmadık hikayeler sıralar karaları…
Ya hikayesi olmayan sıraları karalar...
///
Unutma ki güneşle temiz kalan yüreğim!
İçinden hikayene yansan da alev alev
Hikayeni süzerek hayatın ibriğinden
Yazarsın mavi göğe ışıyan mısraları
Hikayen yaşadıkça ey kanayan şu dilim!
Emin ol, sen ezel ebed ölümsüz bir şiirsin…
///
Bırak, çatık kaşların fersiz göz açıkları
Sen yolunda giderken köşe başını tutsun…
Yürekli ol şu canım!
Gözlerini semaya, gönlünü tek duaya
Sonsuz azimle aç da
Hayatın tüm renkleri bütün ömrüne konsun…
///
Bırak, bırak kendini yürek!
Çağıldayan sesine…
O öyle bir sestir ki
O sesi sen duyarsın,
Bir de, “ Sen, yüreğimsin” diyen…
Ey biricik yüreğim!
Âlemin duymadığı bu sesle dolsun bahçen,
İşte, işte onu bırakma!..
///
Bırak, bırak kendini yürek!
Sessiz çağlayanına…
///
Yegâh Elif Mİrzâde