Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '08

 
Kategori
Deneme
 

Seni seveli

Yine siradan olmaya çalışan bir gündü... Gözlerimin yine kanlı, aklımın yine sende olduğu, uykusuzluğun iyice bastırdığı bir gün.. Bunalımdan cıkmak için gözlerini görmeliyim...Bakmalıyım taa içine.. Elanın koyu tonlarında kaybolmalıyım...

Fırtınadan yeni kurtulmuş bir orman gibiydi duygularım.. Bazı ağaçlarım kırılmış, bazıları devrilmiş, bazılarıysa sapasağlam ve dimdik ayakta..

Dün gece geldi aklıma; - gerçi seni seveli gecelerin gündüzlerle farkı kalmadı ama- geceler seni kalbime bir prenses olarak anlatmam için en uygun zamandılar.. Çünkü yalnızdım... Yalnızdık; ben, aşkım ve sensizliğim...
Dün gece, seni ne kadar çok sevdiğim geldi de aklıma, anladım ki ben kalbimdeki tüm sevgileri sana ayırmışım... ne kendimi sevmişim senin kadar.. Ne de başka hiç bir şeyi..

Sonra yürüdüm, nereye gittiğimi bende bilemeden... Önüme gelen ilk yola saparak... Aklımda yine sensizlik, hayatımda da yine sensizlik vardı... Kafamı kaldırdığımda bir gök kuşağını farkettim... Cıvıl cıvıl, rengarenk... o kadar imrendim, o kadar kıskandım ki o an gökyüzünü... Çünkü, benim tek rengim tek canlılığım sendin... Senin ufacık bir gülüşün dü..Onda da hasrettim seni seveli...

Bir kuşun ötüşünü duydum ardından... Ve bir diğerinin... Sanırım onlarda seviyorlardı birbirlerini... Hemde ölebilecek kadar... Hava da bizim tabirimizle oyun oynuyorlardı ve cik cik sesleri gülüşlerinin gizemiydi.. ve inan o kuşları da o kadar kıskandım ki.. Çünkü hayatıma gerçek bir gülüş gerçek bir mutluluk girmemişti, çocuk tadıunda bir oyun oynamamıştım seni seveli...

Yağmur çiselemeye başladı aniden.... Eskiden ne kadar da severdim yağmurda sırılsıklam olmayı... Ardından tüm elibiselerim ıslak, lapa lapa çamur içinde gezip dolaşmayı.. Olmadı, mutlu olamadım yağmurun sesiyle de... Galiba unutmuştum mutlu olmayı da seni seveli...

Hala yürüyordum... Sonra, ani bir refleksle, yüzüme gelen ağır darbein de etkisiyle sıçradım....kafamı kaldırmayı bile istemiyordum; gücüm de yoktu buna.. Bir kaç dakika öylece bekledim.. Arkamı döndüğümde yüzümü bir ağaç dalına çarptığımı farkettim... Yüzümden boynuma doluşan sıcak kanı da hissediyordum ama, hiç acı yoktu hemde hiç.. eskiden ufacık bir berede haykırırdım sesimi herkesler duysun diye.. Ama hiç bir şey hissedemedim şimdi.. Neden olduğunu düşünmeye gerek yoktu.... Ben biliyorum seni seveli, sensizliği yaşayalı, kalbimde ya da aklımda başka hiç bir acıya yer yoktu... Yani aklımdaki tek acı sensizlikti seni seveli!

Tüm bunlar seni seveli olmuştu... Ve seni seveli günlerim böyle geçer olmuştu.. 'Seni düşünerek' yine alşam oluyor du! Güneş ışıklarını artık nazlanarak yolluyordu.. Küçük çocuklar evlere alınmıştı anneleri tarafından.. yeni bir serüven değil di gece benim için.. Dinlenme zamanı asla!

Ve biliyor musun seni seveli ben yaşamayı unutmuş, ölmeyi dört gözle bekler olmuştum..

Ben Seni Seveli bambaşka bir ben olmuştum!

Ben seni seveli bambaşka bir ben olmuştum...
Ne gözlerim eskisi gibi görüyor,
Ne hayallerim ısıtıyor beni, soğuk gecelerde...
Yalnız başıma bir ben,
Kelimeler düğümlenir oldu boğazımda...
Göz yaşlarım korkar oldu dökülmekten..
Hayatım bir şiir oldu sonu gelmeyen...
Seni seveli buralar kış oldu...
Ne güneş gelir oldu kapıma..
Ne de dost sandığım kahraman yalancılar...

Ben seni seveli,
Bambaşka bir mezar oldu gecelerim...
Her gece öldüm defalarca..
Gecelere gizledim ölü bedenlerimi...
Gecelere gömdüm gözyaşlarımı..
Yaralarım iyileşmez oldu...
Uykular gelmez oldu...
Pencerem hep güze baktı...
Seni seveli,
Gün doğmaz oldu bana..
Yıldızlar görünmez oldu...
Güvercinler kaçar oldu benden...
Ben seni seveli;
Bu dünya bambaşka bir yer oldu...

Erzincan - 2005

 
Toplam blog
: 46
: 355
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

1989'da Gümüşhane / Kelkit' te doğdum. Sonrasını zaten mısra mısra yazıyorum. ..