- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Senin dışın, dışarısı korkutucu
Denize iniyorum; içim dışım sobe!
İçin malum, dışının bir anlamı olmalı; değil mi?
Bir bardak su. Camdasın. Şiir içeride. Aşk dışarıda. İçeri mi, dışarı mı? İçin hop hop. Kendine rol yapıyorsun. Bina sağlam. Bekliyorsun, şöyle bir derinden kükrese de....Yağmurun içine saklanmış korku, tık tık tık vuruyor camına, canın açılmak istiyor, lakin....
Dışarıdasın. Dışındasın.
Şapkanın altında saklısın. Kış daha bir saldırsın, iyice gizleneyim; şemsiye, kar, bulutlar, siyah, en koyusundan yalnızlık. Boyun uzuyor, kısalıyor; sesin kısılıyor, çığlık; gözlerin açılıyor kocaman ve kısılıyor; koşmaya başlıyorsun, içinden kaçıyorsun, dışının gözü önünde...
Henüz bitti kitap.
Saçı, adamın saçı az önce, ben yürürken, ikinci karşılaşmamızda, aradan yarım saat geçmişti, tazeydi, beyazlamıştı, bembeyaz ki ben yakından görmesem tanıyamam o duyguyu. İçi dışı kavga ediyordu, diye düşünüyorum, kazanan olmadı, neticesi başına vurdu ve...
Korkutucu, kış seni beklerken yalnız yürümek üstüne üstüne.
Eve dönmek gerek. Şu işi bitirelim hele. Yarım saat yürüdün. Yarım saat daha yürünecek. Şart. Söz, kimse seni görüp bilmeyecek. Bilmek istediğin anda, zile bas, endişelenme. Konuşuyorlar, ne kadar kalabalık ve kaba konuşuyorlar; topluyorsun dillerindeki ağaçları, kuşları, denizleri...
İçine çekiliyorsun, dışın rüzgarda.
1. Not: Devamı....ııııııı....şak! İçimden kalkıyorum. Ayaktayım. Daha iyi görüyorum. Yetmiyor. Çöküyorum. Hıııı....Mesele buradaymış; geç kalmadık değil mi?
2. Not:
Sesi
elinde,
neyi varsa
içi dışında,
ne yapsak?
Dışı
ıslatmadan
şarabi
ılıklıkta
koklasak,
korkmasak
hallerimizden.
Ş.Y.