Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '06

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Sese duyarlı olmak…

Sese duyarlı olmak…
 

Günümüzde yaşadığımız evler müteahhitler tarafından yapılmış yüksek binalar genellikle. Kooperatifler aracılığıyla yapılan bir çok evde yapı malzemesi kalitesizliği de ön planda. Birkaç yıl kullanıldıktan sonra detaylı hasarlar ortaya çıkıyor. Ancak ses ve ısı izolasyonunun eksiliği evde oturulmaya başlandığı an ortaya çıkıyor. Maliyet düşürülmek amacıyla kullanılan kalitesiz malzemeyi telafi etmeye çalışmak da konut sahiplerini ya da kiracıları ek maliyetlere sürüklüyor ki, bu inşaat aşaması maliyetini kat be kat artırıyor.

Manevi tarafı daha da farklı. Birinci katta oturanın beşinci kattaki komşusunun konuşmalarını duyması (istem dışı), sonu karakolda biten gürültü tartışmalarının yaşanması cabası. Özellikle katlı binalarda yaşamaya alışık olmayan kalabalık ailelerde, diğer komşuları canından bezdiren, ev sattıran gürültülere hepimiz şahit oluyoruz ya da yaşıyoruz.

Ben de bunun acısını çeken biri olarak daima bu konuda hassas oldum. Ancak kültür yapısı gereği iki aile olarak üst katıma yerleşen komşularla bu sorunu aşmak pek kolay olmadı. Sadece benim için değil, tüm apartman için. Uyarılara alınan cevap ‘’bu eve para veriyoruz ve istediğimiz şekilde yaşarız, katlanamıyorsanız siz çıkın gidin’’ şeklinde olunca haliyle iş yasal yollara dayandı.

Dedim ya oldukça hasassım sese karşı. Sabaha karşı bir su sesiyle uyandım. Müthiş bir yağmur başlamış olmalı diye düşündüm. Pencereden baktım, yağmur yağmıyor. Geçen haftalarda bu kalitesiz malzeme yüzünden evimi su bastığından telaşla mutfağa koştum. Orada da bir hareket yok ancak, ses artarak devam ediyordu. Daire kapısını açıp merdivenlere yöneldiğimde başımdan aşağı sular akmaya başladı. Birinci katta oturuyorum o yüzden üstteki tüm katları kontrol etmem gerekiyordu. Bu saatte tüm apartmanın zillerine de basılmayacağından içerden kontrol edeyim dedim. Tam üstümdeki dairenin kapısından fışkırıyordu su. Yani gürültü yüzünden mahkemelik olduğumuz komşumuz. Çok da kalabalıklar nasıl duymazlar diye düşünürken, hemen koşup vanayı kapattım. Tepki alacağım düşüncesiyle biraz tedirgin yüklendim zillerine. Galiba evde değiller diye düşünürken uzunca çalıştan sonra açıldı kapı. Vanayı kapattığımı ancak suyun elektrik panosuna ulaşmasından tedirgin olduğumu söyledim. Ben tek başımayım onlar kalabalık ne de olsa. Bir kişi yardım etse suyun akış yönünü değiştirebiliriz. Üstelik karşı komşum da evde yok ve bizim evleri de su basmak üzere. Tahmin ettiğim gibi tepkiyle karşılaştım, iş başa düştü. Tek başıma elimden geldiğince suyun akış yönünü bizim dairelerden ve elektrik panosundan uzaklaştırmaya çalışıyordum ki çark ettiler ve yardıma geldiler.

Ertesi gün balkonun iç tarafında asılı çamaşırların üstüne suları akan halılar birer birer asılmaya başlanınca, sakince çıktım; çamaşırları topladım ve kapılarımı kapattım. Artık kızmıyordum…

Şehirlerde yaşamak zordur. Hele katlı binalarda yaşamak daha da zordur. Göçle gelen bazı insanlara bu kültürü vermek daha da zordur. Zamanla uyum sağlanabilir ama benim komşularımın daha zamana ihtiyacı var galiba dedim, kendi kendime…

 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..