Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

27 Kasım '07

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Sessiz Soyguncular

Sessiz Soyguncular
 


Bostandaki salatalar bu sene çok güzel gelişti. Gür yapraklar güneşin altında parlıyor. Besisuyuyla şişmiş yaprak ayalarına bakılırsa, bu yılki ürün verimli olacağa benzer...

Lakin, ne yazık ki sabahleyin, salataların yerinde yeller esiyor! Daha doğrusu yaprakların! Hepsi kemirilmiş, çoğu yenmiş, geriye cılız yaprak damarları kalmış. Gece gelen soyguncular her şeyi yağmalamışlar. Üstelik kimse bir şey duymadı, sanırım çok usta olmalılar!

Evet, hiç ses çıkartmadan çalışmışlar ama arkalarında iz bırakmışlar. Onları yakalamak için peşlerine düşelim! Yerdeki parlak iz, irice iki taşın arasında kayboluyor. Taşlardan birini kaldıralım... Altından düzgün, yuvarlak bir top çıktı! Yere yapışmış sanki, kaldırmak isteyince hemen gelmiyor... İşte nihayet yerinden koptu ve bizim sessiz hırsızlardan birini yakaladık! Yuvarlak topun altından, kalkerli kabuğunun içerisine korkudan büzülmüş, başına gelecekleri bekleyen bir salyangoz çıktı!

Onu yine salataların yanına getirip yere koyalım. Önce hiç kımıldamadan duruyor ama korkusunu çabuk yenmiş olmalı ki kabuğunun altından ayaklarını çıkarıyor, sonra başını uzatıyor ve yine gezinmeye başlıyor. Kabuğun içerisinde sadece yürek, karaciğer, akciğer gibi, dışarıya karşı korunması gereken organlar kalıyor.

Geceki yağmadan artakalan birkaç salata yaprağına uzanmaya başlayan salyangozun başının üzerinde şimdi iki çift "dokunaç" belli oluyor. Diğerlerinden daha uzun olan üstteki iki dokunacın ucunda iki siyah şişkinlik görülüyor. Denizaltı periskopu gibi sağa sola dönebilen bu iki oynak şişkinlik, salyangozun gözleridir. Bu hayvana kızıpta, gözünü oyarak cezalandırmaya çalışmanın hiç bir anlamı yoktur! Zira birkaç gün sonra hayal kırıklığına uğranacağı kesindir! Evet, salyangozun gözü kesilir ya da koparılırsa yerine acilen yenisi çıkar!

Diğer iki kısa dokunaç ise salyangozun elleridir, hayvanın dokunmasına, yoklamasına yarar.

Yağmadan geriye kalmış bir salata yaprağını dokunaçları vasıtasıyla farkeden salyangozun ağzı hemen çalışmaya başladı. Çevrede gürültü yoksa, kulağınızı yaklaştırın, hayvanın yaprağı çiğnerken çıkarttığı sesi duyarsınız. Salyangozun ağzında bulunan ve adına "radula" denilen dişli dilin üzerinde, hiç aşınmayan 10 000 kadar küçük, keskin diş vardır. Bu dişler sık sık yenilendiği için daima keskin kalırlar. Pütürlü olan üst çenenin parçaladığı salata yaprağı, bu dişli dil aracılığıyla iyice kıyılır ve çabucak gövdeye iner.

Çok iştahlı olmasına rağmen bir salyangozun tek başına, bir gecede bostandaki bütün salataları yemesine imkan ve ihtimal yoktur. Mutlaka suç ortakları olmalıdır. Etrafı biraz daha arayalım... İkide bir kımıldayan şu iri yaprağı kaldıralım... İşte altından, yaprakayasına yapışmış bir sümüklüböcek çıktı! Cüssesi bir insan parmağı iriliğinde, buruşuk gövdesinin üzerinde kahverengi çizgiler göze çarpıyor. Sümüklüböceğin de aynı işi gören iki çift dokunacı var. Ağzının hemen altında farkedilen salgı bezi deliğinden salgıladığı yapışkan sıvı, sümüklüböceğin kayarak ilerlemesini, duvarlara, ağaçlara çıkmasını, hatta örümcek gibi bir ipliğin ucunda asılı durmasını sağlar.

Dokunaçların arkasında bulunan yumurtlama deliği de kolayca farkedilir! Üreme sırasında yumurtalar bu delikten çıkarlar. Delik, başın hemen yanındadır. Salyangozlar ve sümüklüböcekler, toprağın içerisine kazdıkları bir deliğe yumurtlarlar. Yazın ara sıra kafalarını soktukları deliğe yumurtlayan salyangozlara ve sümüklüböceklere rastlamışızdır. Bir ay sonra bu yumurtalardan yavru salyangozlar ya da sümüklüböcekler çıkacaktır. Bunlar her yıl biraz daha büyüyecekler, bu arada kabukları her sene biraz daha kıvrılarak gelişecektir. Bir salyangoz ya da sümüklüböcek eğer kendini kurbağagillerin, kirpilerin, tarla sıçanlarının, kuşların, kınkanatlı böceklerin ve de insanların elinden kurtarabilirse 8- 10 yıl yaşayabilir.

Bu hayvanlar değişken ısılıdır. Kış uykusuna çok erken yatarlar ve ancak havalar iyice ısındığı, salata ve benzeri bitkiler bu açgözlü canavarları doyuracak kadar geliştiği zaman uyanırlar. Besin bulamasalar bile uzun süre aç kalabilirler.

Vücutlarında iskelet olmadığından omurgasızlar sınıfına girerler. Yumuşak gövdeleri, kendilerine yakışan bir isim kazandırmıştır onlara. Salyangozlarla sümüklüböceklere, zooloji biliminde "yumuşakça" denir.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..