Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '07

 
Kategori
Mizah
 

Sevgiliniz hangi meslekten olsun?

Sevgiliniz hangi meslekten olsun?
 

Otururken aklıma muzip bir şeyler geldi. Erinmeden kalktım bilgisayarın başına geçtim ve yazmaya başladım. Bana “sevgilinin hangi meslekten olmasını isterdin? ” diye sorsalar, onlara ne cevap verirdim acaba diye düşünmeye başladım.

Düşündükçe neler geldi aklıma neler! Kendi kendime güldüm durdum deli gibi ama hangi meslekten olması gerektiğine karar veremedim bir türlü.

Mesela bir kuaförle çıksaydım saçımı bedavaya kestirir, fön çektirir, boyatırdım. Ama saçımı sürekli o kesmesine rağmen, bana “saçınızı kime kestirdiyseniz hiç güzel kesememiş, saçınıza iyi bir kuaförün el atması lazım” der miydi acaba?

Bir doktorla çıksaydım, “sevgilim bugün çok solgun görünüyorsun, göz kapakların da şişmiş, seni muayene etmem lazım” der miydi ya da azıcık burnum aksa, kafam ağrısa, uykum kaçsa, “sevgilim galiba ben ölüyorum, ne kadar ömrüm kaldı acaba? ” diye ben saçmasapan sorular sorar mıydım?

Bir öğretmenle çıksaydım, konuşurken “parmak kaldırmadan söz alıyorsun aşkım” mı derdi bana ya da randevumuza beş dakika geç kalsam, “git müdürlükten geç kaldım kağıdı al da gel, yoksa derse gelemezsin” mi derdi? Ne bileyim, “öğretmenim size bir şey sorabilir miyim? ” diye ben olayı abartır mıydım?

Maden mühendisi olsa “kömür gibi gözlerin var”, elektrik mühendisi olsa “senden çok güzel bir elektrik alıyorum”, jeoloji mühendisi olsa “ilişkimizde yer yer kırılmalar, çatlaklar var, her an bir deprem olabilir”, inşaat mühendisi olsa “senin kalbine öyle bir sırça köşk inşa edeceğim ki temeli çok sağlam olacak, hiçbir sarsıntıdan etkilenmeyecek” gibi laflar mı ederlerdi acaba?

Bir diş hekimiyle çıksaydım, dişlerimi her gün fırçalardım herhalde, yanında gülmeye de utanırdım. “Sevgilim ağzını daha kocaman açar mısın, sanki arka dişinde bir çürük oluşmuş” gibi durum tespiti yapmaya kalkışır mıydı?

Bir edebiyatçıyla çıksaydım “sevgilim bu kelime böyle okunmaz, doğrusu bu” der miydi ya da buluşmalarımızda “sana bir şiir okuyayım mı”, “atalarımız ne demiş? ”, “biz buna hüsn-ü talil sanatı diyoruz” mu derdi?

Bir kamyon şoförüyle çıksaydım, “yollar sürüşüme, kızlar gülüşüme hasta” derdi de ben de onun kafasını mı kırardım acaba? Yanlış bir şey yaptığında “hatalıysam ara 0 532….” mi derdi yoksa “aşıksan vur saza şoförsen bas gaza” der basar mıydı gaza?

Bir diyetisyenle çıksaydım, “sevgilim formunu koruman gerekli” mi derdi her yemek yediğimizde? Yoksa bana 1400 kalorilik bir diyet hazırlayıp, bir dilim beyaz peynir, üç-dört tane zeytin, bir dilim kepek ekmek…Aman durun! Daha fazla dayanamayacağım. Zafiyet geçirebilirim.

Bir askerle çıksaydım, her sabah beni “asker kalk!” diye mi uyandırırdı? “Asker bu yemeğin tuzu niye az olmuş? ”, sabah talime çıkarıp yollarda “yaylalar dilo dilo yaylalaaaaar” diye bağırtır mıydı? İstemeden bir şey yaptığımda “asker savunmanı yaz” da diyebilirdi.

İşte böyle! Kararsız kaldım. Siz düşünedurun şimdilik bu yazdığım meslekleri. Çünkü daha el atmadığım o kadar meslek var ki!..

resim: www.dersimiz.com

 
Toplam blog
: 77
: 939
Kayıt tarihi
: 13.01.07
 
 

1979 Giresun doğumluyum. Kendimi bildim bileli kalabalığı sevmem. İnsanlara karşı mesafeliyimdir. He..