Seviyeli ilişki ve bunun ölçütü nedir?

Önceleri beyaz camın siyah deliklerin fazlasıyla aşina olduğumuz “seviyeli ilişki” geyiği, artık sadece şov dünyasının değil, biz ortalama yurdum insanının da diline dolanmış bulunuyor. Vatana millete hayırlı olsun. Artık hepimiz seviyeli ilişkilere sahibiz. Öyle ya, kim seviyesiz sıfatının taşıyan bir ilişkiye sahip olmak ister ki? Hem öyle bile olsa kim yoğurduna kara der ki? Kimse demez. Öyleyse sözün özündeki temaya bakmamız farzdır. Bakalım o zaman…

Seviyeli ilişki, seviyesiz olmayandır. Seviyesiz ilişki ise günü birlik, haftalık vb. belirli süre için olandır. Yani burada öncelikli ölçüt ilişkinin belirli bir süre için mi, yoksa belirsiz bir süre için mi başlamış olduğudur. Ancak süresi belli olmayan kimi ilişkiler ve sahipleri de seviyesiz olarak nitelendirildiğinden kanımca bu ölçüt bizi hedefe ulaştırmada yetersiz kalacaktır.

Seviyeli ilişkiyi diğerinden ayıran ikinci faktör ise sekstir. “Seviyeli bir ilişki yaşıyorum” diyen insanın bize vermeye çalıştığı örtülü mesaj şudur:

“Biz ilişkiyi yatakta da yaşamadan önce gereken bütün prosedürü yerine getirdik. Önce birbirimize siz diye hitap ettik. Sonra çay bahçelerinde karşı karşıya oturduk. Daha sonra ufak ufak kurlaşmaya başladık. Sonra bir gün ben onu eve bırakirken ya da tam tersi, dudaklarımız birleşiverdi. Daha sonra sarılıp bol bol öpüşmeye başladık. Derken bu yetmedi. Fazlası da kendiliğinden geldi (utanma hareketi). Şimdi artık yatakta da birlikteyiz. Ama bunda da bir seviye var. Öyle abuk sabuk şeyler yapmıyor, klasik pozisyonları tercih ediyoruz. Seviyemiz bizi yeterince mutlu ediyor zaten.”

Dedikten sonra bir de sonuç bölümü yazmak gereksizdir. Ana fikir için yukarıdaki paragraflar dikkatle okunduğunda istenilen sonuca zaten ulaşılacaktır. Ulaşılamıyorsa yazı çiğdir, hamdır, gök armut gibidir. Boğazdan geçmez, geçse bile mideye inmez. Buna yönelik şikayetler gelirse yazıyı güncelleriz.

Arz ederim.