Şeytan üçgeninde boğulmayalım...

Ülkemiz siyasetinde, üç faktörün belirleyici olduğunu görmekteyiz:

1- Dış güçler
2- İçteki yönetim
3- Yönetim karşıtları

Son yıllarda yönetimde bulunan AKP, mahkemelik olunca, "belirleyiciler" iyice belirgin hale geldiler. Ülke tarihinde görülmemiş bir şekilde yargıya dil uzatıldı. Hakarete varan eleştiriler dile getirildi. Egemenliğimize saygısızlık boyutuna varan dış yorumlar yapıldı. Umarım, yüce yargı bunlardan etkilenmeden en adil kararını verecektir. Zira bu kararla da sorun çözülmüyor, daha yapılacak işler var: Kararın açıklanacağı anın heyecan vereceğini düşünenler bilmeli dirlerki; yasalara saygı duyulduğu sürece herşeyin çözümü vardır. Açıklanacak karar:

1- AKP yi kapatmaz ve bir şekilde icraatına yeşil ışık yakarsa, "yeşilçağ" yaşanacak demektir. Ne olacağını (yaşayarak) hepimiz göreceğiz.

2- AKP kapatılırsa, Türkiye Cumhuriyetinin temel ilkeleri, bu demokrasi kazasını hafif sıyrıklarla atlatmış olacak.

Mahkeme kararı ne şekilde açıklanırsa açıklansın, bu ülkede yaşayanlara "tekrar" vicdan muhasebesi yapma olanağını kazandırmalıdır. Eğer biz olanları iyi süzüp ders almazsak, bize "dersimizi verenler ortaya çıkabilirler. Bu süreç taraflarca iyi değerlendirilmeli yanlış yapanlar, yanlışlarını kabullenmelidir. Hiç düşündünüz mü? Bunca yıl çekilen sıkıntılar gerekli miydi, yoksa bizi siyasi rant için mi kullandılar. İnsanların şu veya bu şekilde birbirlerinden uzaklaşmaları, birlik ve beraberliklerini zaafa uğratmaz mı? Eğer, dış güçlerin kışkırtmalarından kurtulamaz isek, iç huzurumuzu sağlayamayız. Böylece iç didişmelerle daima dış güçlerin ekmeğine yağ sürmüş oluruz.

Çıkacak karara göre yeni senaryolar üretiliyor. Hep birilerini (kendilerini) kurtarmak için. Ne yazık ki; bu ülkenin olanaklarını sonuna kadar kullananlar, temiz siyaset için kafa yormuyorlar. En kısa zamanda:

1- Dokunulmazlıklar kaldırılmalı ( Meclis suçluyu koruyan bir yer olmamalı)
2- Ülkemizin her konudaki millî hedef çizgileri yeniden belirlenmeli
3- Gelir dağılımı ile insanca yaşama koşulları gerçekçi yaklaşımlarla ele alınmalı

İç barışın sağlanması yönetimin görevidir. Ancak onlar, siyasi rant için bireyleri birbirlerine düşürdüler. Kendileri oy alarak makamları bölüşürlerken, toplumun bölüneceğini düşünemediler. Ne yapıp yaparak, içteki birliği sağlamak zorundayız. Her türlü ön yargıdan sıyrılıp yanlış gidişi durduramaz isek, inatla yanlışlarımızı sahiplenirsek "şeytan üçgeninden" kurtulma şansımız olamaz.