Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '10

 
Kategori
Doğal Tedaviler
 

Şifalı bitkiler ne kadar yararlı?

Şifalı bitkiler ne kadar yararlı?
 

Günümüzde pek çok insan farklı hastalıkların tedavisinde bitkilerle tedavi yöntemine başvurmaktadır. Bitkilerin şifalı olduğu ve hemen hemen akla gelebilecek bütün hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği söylentisi ise onları para kazanmanın büyük bir malzemesi haline getirmiştir. Öyle ki artık bazı uzmanlar! TV programlarında şifalı bitkilerden hazırlanan bir takım karışımların domuz gribine yakalanma riskini bile ortadan kaldırabileceğini idea etmekte, hatta bunun garantisini vermektedirler. Bu bitkiler güzelleşme, estetik, cilt bakımı, zayıflama veya kilo alma gibi çok amaçlı bir şekilde kullanılmaktadır. Her derde deva sayılan bu bitkilerin kan kolesterolü, kanser, epilepsi, romatizma, ülser, kansızlık, nefes darlığı, uykusuzluk, şeker hastalığı vb. gibi yaygın olarak görülen birçok hastalığın tedavisinde kullanılabileceği belirtilmektedir. Peki, birçoğu hiçbir denetime tabii tutulmadan kullanılan bu bitkisel ürünler söylendiği gibi gerçekten yararlı mıdır?

Bir bitkinin veya yiyeceğin beslenme değeri, o bitkinin sahip olduğu vitamin, protein, yağ, karbonhidrat, mineraller ve su gibibesin maddelerinin miktarı ile ilgilidir. İçerdiği antibiyotik, uyuşturucu madde veya hormon benzeri gibi etkicil maddelerin bulunma düzeyi ise onları tüketiciler için yararlı veya zararlı hale getirir. Yine, insanların bu besin maddeleri veya etkicil maddelere olan ihtiyacı veya tolerans düzeyi ise bunları zararlı veya yararlı olduğunun bir başka göstergesidir. Doğada mevcut olan her bitkinin kendine özgü besin maddesi içeriği ve kimyasal bileşimi vardır. Yapı ve bileşimlerindeki bu maddeler farklı canlılar üzerinde değişik etkiler yaratabilmektedir. Nitekim insanlar ilkel çağlardan itibaren hangi bitkinin yenilebileceğini deneme yanılma yoluyla öğrenmişlerdir. Binlerce yıllık deneme-yanılma tecrübeler sonucunda, bazı bitkiler tedavi amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Çoğu zaman bu tecrübelerden yola çıkarak şifalı olarak bilinen bitkilerin yapısı ve bileşimleri bilimsel olarak açıklığa kavuşturulmuş ve eczacılık bilimi sayesinde de bunların etken maddelerinden elde edilen ürünler insan sağlığını korumada kullanılmaya başlanmıştır. Yine bu bitkilerden elde edilen birtakım ilaç veya ekstraktlar bir dizi bilimsel çalışmalardan geçirilerek insan sağlığı üzerindeki etkileri tespit edilmiştir. Buna uygun olarak da bu maddelerin kullanım dozu ve şekli belirlenmiştir. Yani insanlar bunu tükettiğinde göstereceği etki bellidir. Ancak, doğada bulunan ve şifalı olarak adlandırılan birçok bitkinin kimyasal bileşimi herhangi bir bilimsel testten geçmediği için etkisi bilinmemektedir. İçeriği tam olarak bilinmeyen bu bitkilerin, hastalığının teşhisi bile doğru dürüst konulmamış insanlarda şifa amaçlı kullanılmaları büyük sağlık riskleri oluşturabilmektedir. Bu yüzden şifa veya başka amaçlı bitkilerin bir hekim tavsiyesi olmadan kullanılması çok büyük tehlikelere neden olacağı unutulmamalıdır.

Günümüzde ticari amaçlar ön planda tutularak hiç adı sanı bilinmeyen birtakım bitkiler şifalı veya doğal beslenme adı altında tüketime sunulmaktadır. Bu bitkilerin şifalı olduklarını daha inandırıcı hale getirmek için çeşitli yollara başvurulmaktadır. Avrupa veya Uzakdoğu ülkelerinde yapılmış bilimsel! çalışmalardan örnekler gösterilerek bunlara meşruluk kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bazen de ayetler kullanılarak bu ürünlere dini dayanak kazandırılıp bunların pazar alanı artırılmak istenmektedir. Hatta bu işi Allah’ın rızasını kazanabilmek için yaptıklarını söyleyenler bile çıkmaktadır. Oysaki bilimsel bir doğruluğu olmayan bu tür yaklaşımlar, insan sağlığını tehdit edip zor duruma düşmüş insanların ahını almaktan başka bir işe yaramamaktadır. Çünkü etken maddesin yapısı ve düzeyi bilinmeyen bu maddeler insan sağlığı için son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. Doğanın gücü veya doğayı seviyorum edebiyatı ile bütün doğal maddelerin sağlığa yararlı olduğu söyleminin ise bilimsel bir doğruluğu yoktur. Çünkü doğanın gücü birçok yabani bitkinin yapısında olmadığı gibi, doğal beslenme de doğada her bulunan bitkinin tüketilmesi değildir.

Sonuç olarak, doğanın kendine özgü bir denge içinde olduğu bir gerçektir. İnsan dâhil yeryüzünde bulunan bütün canlıların yaşamlarını sürdürmeleri, onların oluşumlarını sağlayan doğal dengedeki ilişkiye bağlıdır. Ancak, doğayı bilimsel olarak doğru bir biçimde tanımlamadan onun olağanüstü dengesinden yararlanmaya çalışmak yapılacak hataların en büyüğüdür. Mantar örneğinde olduğu gibi kültüre alınmamış veya başka bir deyişle denetim altında yetiştirilmeyen bitki ve yabani otların zehir etkisi yaratarak ölümlere neden olabileceği unutulmamalıdır.

 
Toplam blog
: 87
: 2735
Kayıt tarihi
: 02.07.09
 
 

Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nden 1997’de mezun oldum. Aynı Üniversitede yüksek lisans ve..