Sigorta şirketleri sel riskini poliçe teminatı kapsamından çıkarıyorlarmış :)

Az önce okudum bir yerde.

Sigorta şirketleri artık sel tehdidine karşı sigorta yapmayacakmış.

Oldum olası şu sigorta konusuna sıcak bakmam zaten :)

Yangın tehlikesi varsa, poliçeden çıkarırlar.

Kronik hastalığınız varsa, sigorta yapmazlar.

Allah göstermesin, trafik kazası geçirip makinalara bağlı yaşamak zorunda olsanız ikinci yıl poliçe yenilemezler.

Havaalanına yakın oturuyorsanız, uçak tepenize düşer diye evinizi sigorta yapmazlar.

Olası zararda ödeyecekleri teminat, yapacakları tahsilattan fazla olacağından bu tip durumları sigorta kapsamına almıyorlar.


Zorunlu trafik sigortasını, kaskoyu saymıyorum.

Onlar zorunlu.

Sigorta şirketlerinin insafına bağlı değil henüz.

DASK da hala zorunlu, inşallah öyle de kalır.

Şirketler zorunlu olunca kurtaramıyorlar kendilerini, şimdilik tabii o da :)


Sel gelecekse, evi su basacaksa zemin kat, bodrum kat hikaye :)

Üç sene önce Tekirdağ'da yine böyle şiddetli Eylül yağmurunda üçüncü kattaki evimi su bastı:)

Fırtınadan balkonun üzerindeki eternit uçmuş, fırtınanın şiddetiyle açılan balkon kapısından da balkonda biriken ve hala yağan yağmur suları dolmuş eve. Yerler de halıfleksti mahvoldu tabii. Biz de İstanbul'daydık o zaman.

''Sigorta yapsa mıydık acep'' diye düşündüydüm bayağı bir zaman.

O zaman olmadı, sonra zaman geçti kaldı.

Şimdi de şirketler poliçe kapsamından çıkardı.

Olsun...

Başka şeyler düşünüyorum artık.

Geçenlerde radyoda dinledim bir hocaefendi zekattan bahsediyordu iftardan önce. Ramazanda verilmesinin iyi olacağını anlatıyor, ''malınızı zarardan korur'' diyordu. Kur'an'daki ayetleri anlatıyordu. Zekat mükellefi değilim henüz ama sadaka versem olur belki.

Hep anlatmaz mı eskiler, büyükler, hocalar ''bir sadaka bin belayı defeder'' diye. Denemekten zarar gelmez.

Sigorta yaptıramıyorum madem evimi :)


Böyle yağmurları önceden tahmin edecek imkanlarımız var çok şükür. Olacakları bile bile oralara bina yapılmasına izin verenler de, yapanlar da, satanlar da hesap vermeli. Her şehirde hem de. ''Kader'' deyip geçememeli. Cenabı-ı Allah böyle bir yağmuru takdir etmiş olabilir, ama sana da tedbir almak düşer. Beceriksizliğin adı kader değil.

Ben de kendi çapımda kendime göre tedbirimi alayım ufak sadakalarımla. Evim birinci katta ama ne olur ne olmaz. Sigorta şirketlerinden hayır yok, belli. Belediyeyi de gördük. İzmir'de de yetersizdi belediye biraz şiddetli yağmurda. Sokaklar hala lağım kokuyor bizim mahallede. Hava da günlük güneşlik bugün üstelik :)

Vatandaş olarak başımın çaresine bakacaksam ''sadakalarımın yüzü suyu hürmetine koru Allahım'' derim ben de. Hazır yağmurda mezarının bozulmadığını okuduğum şehidin haberi de vardı gazetelerde :)

Napiim :)