Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '11

 
Kategori
Edebiyat
 

Şiir ve felsefe

Şiir ve felsefe
 

Şiirsel düşler Antoloji kitabı kapak resmi (59 şairin şiirlerinde seçkiler)


Biz insanlar toplu yaşamanın yollarını hala aramaktayız. Mevcut kanun ve düzenlemeler insanlığın birer tecrübesinin eserleridir. Bizler bu büyük evrenin küçük ve zayıf, yaşadığımız dünyanın (canlılar açısından) büyük ve güçlü üyeleriyiz.
İnsanın rakibi insan olması devam ediyor. Anlaşma ve bir harika düzen arayışı da.
Şiir en başta aşkı ve yaşanılan duygu, düşünceleri en kısa ve öz olarak uygun bir dil uyumu ve şekliyle sunma sanatıdır. Şairin kendi yaşantısının yanında toplumsal her konuya değinebilir. Birey ve toplum yaşantısının gelişimine olumlu etkilerde bulunur. Şair olanları ve olmasını istediklerini yazabilir. Her sanatçı gibi şair de bir şeyler söylemek ve göstermek isteyen insandır.
Çalışma ve görevlerimizin, günlük rutin işlerin bitişiyle, sevdiklerimize ayırdığımız zaman dilimi ertesinde ilgi ve merak hepimize seslendiğinde inandıklarımızın ve istediklerimizin hayalinde, hobi ve sanat gelir bizlere günün kapanış öncesinde.
İnsan fiziksel gelişimini doğumunda hazır alır, ruhsal gelişimini ise toplum kazandırır. Bedensel gelişimi belli bir döneme sürerken, ruhsal gelişim ömür boyu sürecektir. Bedensel ihtiyaçların karşılanışı belirlenmiştir, ruhsal ihtiyaçlarımız ise henüz net bir duruma gelmemiştir. Bedensel sınırımız dünyada iken ruhsal ve zihinsel sınırımız bilinmeyen evren kadar genişleme potansiyeli taşır.İnsan şu an dünyada yaşarken bilgisi ve düşüncesi evrende dolaşmaktadır.
Şair aşkta yaşadıklarını ve evrensel olgulara ait gözlemlerini şiirine yansıtır. Aşkın bireysel dünyasına, felsefi arayışların geniş evrenine değinir şiirlerinde. Şair açık, net ve akıcı bir anlatım sunma gayretinde olmalıdır. Zaman ve mekan algısını geniş olarak ele alabilmelidir. Üslubunun çok sert ve keskin olmasından kaçınmalıdır.
Eytişimin(diyalektik) düşünce basamaklarında ilerlerken hangi seviye ve basamağa ne zaman ve nasıl vardığını insan kendisinde değil, diğer insanların düşünce seviyesine göre anlayabilir. Bilgi ve düşünce yapısı ile bir bütüne ulaşıp gelecek kuşakların hazır olarak hızla alabileceği bir duruma getirmeye çalışıyoruz farkında olmasak da.
Fiziksel varlık yanımızı ilgilendiren her türlü konuyu konuşuyoruz çağımızda. Savaş, barış, açlık tokluk, iş, işbirliği gibi önemli herşeyi konuşuyoruz. İnsanlığın bir arada iyi yaşacağı yeni model yönetim ve yaşayış biçimleri araştırıyoruz. Ekonomi, inanç, eğitim üç önemli olgu arasındaki insanlar ve toplumlar ilişkilerini bir düzene koyma çabası çağımızın en büyük konusudur.
Şiir sağduyudur. En kısa ve öz sunum sanatıdır. Bir filmin en unutulmaz ve etkileyicisi sahnesidir. Tiyatronun içine çeken büyüsünü kısa zamanda yaşatır. Küçük bir resim de çizer zihinde, büyük bir tabloyu da sunar. Roman gibi gerçek ve hayalin karışımın taşır etkileyiciliğinde. Hikaye gibi nokta vuruşlarına da yer verir. Şiir müziğin sözlere yansıması halidir, onsuz bir yanı eksik kalır hep. Heykel gibi düşüncenin maddeleşip de görünürcesine zihinlerde oluşmasını sağlar.
Felsefe evrenin zihindeki düşünsel izdüşümüdür. Felsefenin öldüğünü ve bittiğini söylemek bilinmeyenlerin kalmadığı bir ortamda sonuç olan son sözün yine felsefe tarafından söylemesiyle mümkün olabilir. Böyle bir durumda din felsefesi mi yoksa bilim felsefesi mi söz sahibi olacak onu bilemeyiz.  

 
Toplam blog
: 110
: 1205
Kayıt tarihi
: 30.05.07
 
 

"Yazıyorum o halde düşünüyorum" diyen, güncel gelişim ve değişimleri takip ederken anlam ve kavramla..