Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '17

 
Kategori
İnançlar
 

Şiir ve Şair Arasındaki İlişki

Şiir ve Şair Arasındaki İlişki
 

Göz bu âlemde olan biteni görmemizi sağlayan bize bahşedilmiş muazzam bir organdır. Ancak içinde bulunduğumuz alemi temaşa etmemize yarayan bu gözler mana aleminde kördürler. Nasıl mı? Şöyle:

Gözümüz ile baktığımız yerde bir kalemin kâğıt üzerine bir şiir yazdığını görsek gözün yapacağı çıkarsama şöyle olur: Bir kalem bir kâğıt üzerinde şiir yazıyor. Evet, gözün gördüğü budur ve yapacağı çıkarsama da bu olur. Oysa aklı olan insan akıl gözü ile şöyle görür hadiseyi: Ortaya manalı ve sanatlı bir şiir çıkıyor. Kalem, kâğıt, mürekkep gibi iradesiz, şuursuz, sanatsız, sağır ve kör nesnelerin yani sebeplerin bir araya gelip de böyle bir eser meydana getirmesi makul değil. O halde sanat, ilim, kudret sahibi bir zat kalemi, kâğıdı, mürekkebi kullanarak bu şiiri yazıyor olmalı. Benim bu zatı görememem bu zatın olmadığına ve şiiri kalemin, kâğıdın yazdığına delil olamaz. Demek ki bu zat kendini göstermek istemiyor. Neden acaba, onu anlamaya çalışayım…

Mesele aslında bu kadar basittir. Maalesef modern medeniyet ve materyalizm akımı insanların akıllarını gözlerine indirmiş ve gözlerine tabi kılmıştır. Gözümle görmediğime inanmam diyen bir güruh meydana çıkarmıştır. Oysa yukarıdaki basit örnekteki gibi göz mânâ cihetinde kördür. Bir hadisenin iç yüzünü, mânâsını anlamamız için aklımızı kullanmamız icap eder. Göz sadece gördüğünü söyler, ki bu hayvanlarda da böyledir. Hatta kimi hayvanlar insanlardan çok daha iyi görürler. Ancak üstün olan insandır, zira insanı üstün kılan kendine verilmiş olan aklıdır ve aklı ile elde ettiği bilgi, deneyim ve teknolojidir.

Şimdi bazı dinsizler Allah’a inanmak için gözleri ile görmeyi bekliyorlar. Bu büyük bir ahmaklıktır, zira dediğimiz gibi kafa gözü mânâda kördür. Yukarıdaki örnekteki gibi, nasıl ki harika bir şiir, gözle görülmese bile, şairini tanıtır, aklı olan herkese gösterir. İşte öyle de kâinat gibi her köşesi ayrı bir şiir ve sanat eseri olan bu âlem de kendi Şairini, Yaratıcısını akıl sahiplerine öyle tanıtır. Allah’ın Zat’ını insanların gözlerinden saklaması pek çok hikmete binâendir. Bunun pek çok hikmetlerinden sadece birini aşağıda linkini verdiğimiz yazıda izah etmeye gayret ettik. Dileyen yararlanabilir.

İşte maalesef günümüzde tüm dünyada uygulanan eğitim sistemi materyalizm ve pozitivizm üzerine kurgulandığından çocukların akıllarını kullanmalarına fırsat verilmemekte ve çocuklar sürekli görünür sebeplerle meşgul edilmektedir. Bir meyve incelenirken meyvenin nasıl oluştuğu, güneşin etkisi, toprak, yağmur, tohum, fotosentez her türlü gözle görülen sebep açıklanmakta ve işin sonunda bu meyvenin varlığı bu sebeplere bağlanmakta ve bu yaklaşımın sonunda akıl tutulması yaşanmakta ve maalesef fen okuyan insanlarda mânâ körlüğü yaşanmaktadır. Maalesef işte bu yanlış eğitim sistemi sebebiyle okumuş insanların çoğunun kafası karışmakta, aklı gözüne inmekte ve din ve inanç konularında çok ciddi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Oysa fen dersleri anlatılırken çocuklarımıza yukarıdaki şekilde akıllarını kullanmaları sağlansa ve mana gözü de açılsa ne kadar güzel ve bütünsel bir gelişim olur. “Dinsiz ilim kördür” hatasına düşülmez işte o zaman…

 

http://blog.milliyet.com.tr/allah-i-neden-goremiyoruz-/Blog/?BlogNo=560137

 
Toplam blog
: 37
: 1204
Kayıt tarihi
: 31.03.17
 
 

Hakikati salt aklına ve ilmine güvenerek aramak, karanlık bir gecede, ıssız bir çölde kafa feneri..