Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Prof Dr Tuncay Akçadağ FSMVÜ Eğitim Fakültesi

http://blog.milliyet.com.tr/tuncayakcadag

05 Aralık '17

 
Kategori
Eğitim
 

Sınavda Çıkacak Sorular Üzerine

Doç. Dr. Tuncay AKÇADAĞ

Sınav sistemlerinde (sanki) değişiklik üzerine yapılan tartışmalar yavaş yavaş soğumaya yüz tutmuşken sınavlardan bahsedenler, sınavlarda çıkacak soru tiplerine kafayı takmış görünüyorlar. Temelde yanlış kurgulanan bir düzeneğin sınav sorusu doğru olamaz…

Sınama durumu, diğer deyişle sınav, hedeflerin öğrenciye ulaşıp ulaşmadığının görülmesi ve önlem alınması üzerine kuruludur. Bu mantıktan hareketle sınama durumu öncelikle var olan durumu ortaya koyar. Özellikle öğrenme sorumluluğunun öğretmende olduğu pedagojik düzeyde çocukların esnek olmayan ve belli başarı durumlarına göre sıralanması, bir şekilde diğer başarılı olduğu alanlar değil de başarısız olduğu alanların öne çıkarılması ve böylece bir eleme çarkı oluşturulması düşündürücüdür. Çağdaş çalışmalar her çocuğun başarılı olabileceği varsayımına göre bilgiler üretirken bunları görmezden gelmek ve sadece eleme sınavları ile çözüm aramak çağdaşlığın gerisine düşmek demektir.

Sınavlara yönelik bu bakış açısına değindikten sonra diğer bir sorun olan sınavların içeriği ile ilgili düşüncelere bakalım. Genelde söylenen ve savlanan durum, sınav sorularının bilgiyi bulmaya değil de bilgiyi kullanmaya yönelik olan analiz, sentez ve değerlendirme tipi soruların sorulması gerektiğidir. Böyle olması kuşkusuz arzu edilir. PISA ve TIMSS gibi sınavlarda kullanılan soru tipleri de bu ağırlıktadır. Öte yandan, bu sınavlarda başarılı olan ülkelerin eğitim sistemleri de öğrencilerini buna göre yetiştirmektedir. Yani kendi içlerinde bir tutarlılık söz konusudur.

Bizdeki durum ise şöyle; okullardaki eğitim, ezberci bir mantıkla, yani bilgiyi sınavlarda hatırlamak üzere öğreten ve bilginin yaşamda ne işe yaradığını anlamayan bir öğrenci kitlesi oluşturan bir eğitim düzeneğimiz söz konusudur. Okulların ve eğitimin yapısı, okul yöneticisi ve öğretmeni, bilginin üretilmesine kullanılmasına ve çoğaltılıp yeni bilgiler oluşturulmasına uygun bir alt yapıda değildir. Eğitimin karar alıcısı, örgütleyicisi ve yürütücüsü olan Bakanlık olmasını istediği sonuçların oluşmasını sağlamada çaresizlik içindedir. Böylece sınavlardan medet umarak günü kurtarmaya çalışmaktadır. Hal böyleyken sınavlarda bilginin analiz, sentez ve değerlendirme düzeyinde sorular sorulmasını istemek abesle iştigaldir; oluşturulamamış, oluşturulması için fırsatlar sunulmamış, ortada olmayan bir eğitim sisteminin soruları sorulsun denilmektedir.

İhtiyacımız olan sınavların düzeltilmesi değil, eğitim sisteminin düzeltilmesidir. Bunun için geç kalınmıştır ve kalınmaya devam edilmektedir. Eğitimimizi çocukların bilgiyi kullandıkları; olayları bilgiyle yorumlayıp, analiz ettikleri ve başkaca durumlarda hangi bilgilerin gerektiğini hesaplayıp yeni bilgilerin üretilmesine ve bu bilgilerden hareketle yeni buluşlara gittikleri bir eğitim düzeneği oluşturduktan sonra; üstelik bunu fırsat eşitliği ilkesine göre ülkenin her yanına dağıtma başarısını gösterdikten sonra, bu sistemin sınavlarını, sınav sorularını dediğiniz gibi oluştururuz…

Şimdi yapılması gereken var olan sistemle uyumlu, velileri ve öğrencileri rahatlatan bir sınavın tez elden yapılması ve nefes alınmasını sağlamaktır. Bu da oluşturuluyor zaten. Sınav soruları ezbere dayalı olarak hazırlanmalıdır. Çocuklar çoktan seçmeli sorular içinde doğru bilgiyi bulup çıkarmalıdır. Matematik ve fen bilgisi soruları formülü ezberleyip eldekileri yerine koyarak bulacakları sorular olmalıdır. Nitelikli okullara yönelik sorular daha zor sorulmalıdır. Daha çok ezberleyen ve hırs yapan çocuklar buraları kazanmalıdır. Veliler çocuklarına olabildiğince yüklenmelidir. Bütün çocuklar 100 almak için yarıştırmalıdır.

İçinde bulunduğumuz durumun sınavı başka türlü olamaz.

 
Toplam blog
: 7
: 318
Kayıt tarihi
: 22.09.17
 
 

Dr. Tuncay AKÇADAĞ 12 Yıl Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullarında sınıf öğretmenliği, müzik öğretm..