Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '08

 
Kategori
Şiir
 

Sinsi şeytan

Sinsi şeytan
 

kendi özel çalışmam


Ne amansız asrın zulmünü ne de zamansız sabrın kahrını çekiyorduk!
Bizdik, sevdalıydık.
Kahır doluydu dudaklarımız.
Yürüdük, yürüdüğümüz yollar dikenliydi.
Yılmadık, yenilmedik sinsi şeytana.
Oysaki sinsi şeytanın dişleri sırtımızda engereğin zehirli kanı gibiydi.
Acı dört bir yanımızı sarmıştı.
Zehir beynimize hükmetmek istiyor ama ruhumuz onun hükmüne izin vermiyordu.
Yılmamıştık, savaşı biz kazanmıştık.
Susmamıştık, haykırmıştık alabildiğince uzaklara.
Günün koynuna güneşi doğurmuştuk.
Gecenin koynuna yıldızları beşik yapmıştık.
Ay ise ışığı olmuştu karanlık akşamlarımızın.
Ne engereğin zehri nede sinsi şeytanın bakışları vardı hayatımızda.
Mücadeleyi asla kaybetmedik.

Derken acı bir gülümseme kapladı mutluluğun üstünü.
Ardından ruhumu daraltan bir kahkaha!
Susmuştum. Dona kalmıştı duygularım.
Yalanların arasında yılanlara sarılmışım meğer.
Kör gözlü bir pencereden bakmışım hayata.
Dört bir yanımda çığlık, dört bir yanımda isyan vardı.
Yendiğimi sandığım sinsi şeytan, gölgemmiş meğer.
Esiri olmuşum onun.

Sonra durdum bir an!
Silkindim şöyle bir.
Yeniden başlamalıydım hayata.
Sarılmalıydım sıkıca hayatın kollarına.
Bitmemişti mücadelem.
Bendim, buradaydım, yenilmedim, yenilmeyecektim.

Bir Kahkaha patlattım sinsi şeytanın yüzüne.
Kahrolmuştu, kayboldu karanlıklar arasında.
Yenilmemiştim sinsi şeytana.

 
Toplam blog
: 39
: 1198
Kayıt tarihi
: 02.02.07
 
 

Ankara Üniversitesi DTCF'de Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilimdalını okudum. Uzun yılla..