Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '07

 
Kategori
Futbol
 

Sistem tercihi Terim'i bitirdi.

Sistem tercihi Terim'i bitirdi.
 

Çarşamba gecesi oynanan maçın kaybedilmesinin birden çok sebebi var. Hatta bunun yıllara dayanan nedenleri bile var. Ama ben size sadece işin taktiksel boyutundan bahsetmek istiyorum.

Yunanistan karşısında alınan 1-0’lık malubiyet pek çok kişiyi hayal kırıklığına uğrattıysa da beni pek şaşırtmadı. Malta ve Moldova karşısında dibe vurmuş bir oyunla puan kaybeden milli takım Yunanistan’dan altı gol yemiş olsaydı bile, çok üzülürdüm, ama asla şaşırmazdım. Beni asıl şaşırtan Fatih Terim’in sistem tercihi oldu.

Maçtan önce kadrolara bakıldığında her şey normal gibiydi. 4 lü savunma, önünde gayet hızlı ve topla oynama kabiliyeti yüksek 4’lü orta alan, Türkiye liglerinin formda iki santrforu. Evet iki santrfor… Aslına bakılırsa kazanmaya öylesine şartlanılmıştı ki, orta alan ve forvet bloklarının hatalı kurulduğunu pek çok futbolsever fark edemedi.

Bazı maçlar vardır. Orta alanda inanılmaz bir itiş kakış izlersiniz. Tam bir mücadele yaşanır.

Kimse katı savunma yapmıyordur ama bir tek atak bile göremezsiniz. Orta alanda sıkışır kalır oyun ve kimse bunu değiştirmek için çaba harcamaz. Sıkılırsınız, sinir sisteminiz bozulur ve kanalı değiştirirsiniz. Bu nedendir? Kim keyif alır ki bundan? Elbette kimse. Ama futbol stratejilerini birazcık bilenler, oyunun inisiyatifini ele geçirmenin tek yolunun orta alan için verilecek savaştan ve bu savaşın kazanılması gerektiğinden geçtiğini bilir. Bazı maçlardan önce orta alanı siparişle bile alırsınız. San Marino, Liechenstein vs… gibi takımlarla savaşmadan da orta alana sahip olabilirsiniz. Ama bazı maçlar vardır ki orta sahayı alıp oyunun inisiyatifini ve temposunu ele geçirebilmek için ölümüne savaş vermeniz gerekir. Rakibin fizik gücü üst düzeydedir. Orta alanı kalabalık tutar ve üst düzeyde disiplin sergileyeceği zaten bilinir. Orta alanı vermemek için, baskı yememek için yapılandırılmış bir takıma karşı Emre gibi kırılgan, bir oyuncuyu kullanarak orta ikili oluşturursanız ve bu ikilinin arkasına da fizik gücü üst düzeyde bir ön libero yerleştirmezseniz orta alanı almak bir kenara bunun savaşına bile giremezsiniz. Burada siz çift santrforla oynasanız ne olur? Beş santrforla oynasanız ne olur? Çarşamba gecesi kaybedilen maçta taktiksel anlamda en önemli problemimiz orta alanı kazanma savaşına girmeden oyuna çift santrforla başlamamız olmuştur.

Biraz geriye dönecek ve arşivleri karıştırma fırsatı bulacak olursanız, 4-4-2 klasik dizilişle hiçbir maçta, orta alanı ele geçiren ve baskı kuran bir oyun yapısı sergileyemediğimizi görebilirsiniz. Bizim sahaya çıkan oyuncu yapımız belli. Teknik kapasitesi yüksek, süratli, ancak fizik gücü düşük ve ikili mücadelelerde zayıf oyunculardan kurulu bir orta alanımız var. Buna Aurelio da dahil. Durum böyle olunca, orta alanda rakipten bir kişi fazla olamadığınız taktirde, bölgedeki mücadele gücünüzü yitiriyoruz. Dolayısıyla silik gözüküyoruz. Günümüz modern futbolunda klasik 4-4-2’nin ortasında görev alması gereken ikilinin profilleri bellidir. Emre tipinde bir oyuncuyu ikilide kullanırsanız, rakip Emre’ye baskı uygulayarak top almasını engeller ve Aurelio ile bağlantılarını kopartır. Siz de orta alanda top yapamazsınız. Sonuç olarak Servet’e ve Gökhan’a gelen her top ileriye şişirilir. Özellikle elinizde Lampard - Gerrard, Ballack - Frings, tipinde güçlü, çok yönlü, savaşan ve ayakta kalan oyuncular yoksa baskılara cevap verecek fizik gücünü ortaya koyamazsınız, hücum pres yapamazsınız ve dolayısıyla klasik 4-4-2 ile oynayamayız. Hele Yunanistan gibi fizik güçü ve savunma disiplini üst düzeyde bir takıma karşı kesinlikle tercih edemezsiniz. Bizim ayağa pas yapan, ileriye top şişirmeye tahammülü olmayan yumuşak bir orta alan yapımız var. Bölgedeki mücadele açığımızı kapatabilmek ve orta alanı elimizde tutabilmek için öncelikle 5’li orta saha dizilişlerinden herhangi birini tercih zorunluluğumuz var. Biz, gole ihtiyacımız dahi olsa, oyun yapımızı 3-5-2 ya da 4-5-1 üzerine şekillendirmek zorundayız. Bu yedi sene önce böyleydi hala da böyle. Eğer ille de 4’lü savunma ve çift santrfor diyorsanız, doğru bir kadro yapılanmasıyla 4-1-2-1-2’ye yönelebilirsiniz ki bu sefer de içeride kullanacağınız oyuncular Gökdeniz ve Tuncay olamaz.

Bunu en iyi bilen Fatih Terim olmasına rağmen, sırf baskılardan ve eleştirilerden yıldığı için 4-5-1 gibi bir oyun yapısıyla sahaya çıkmaya cesaret edemediğimi düşünüyorum. “Böyle bir maçta tek santrforla oynanır mı? “Mutlak galibiyete ihtiyacımız varken neden çift santrforla oynamadık ? ” gibisinden eleştirilerden çekinmiş olması bence gecenin silik futbolunu hazırlayan en önemli etkendi. Bu karar Terim’i tüketmiştir.

 
Toplam blog
: 32
: 823
Kayıt tarihi
: 29.09.06
 
 

Soccer Scout & Researcher & Databank Developer Çeşitli kulüplerin altyapı ve profesyonel şube..