Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '08

 
Kategori
Haber
 

Siyasilerin başına “Çuvaş” değdi…

Siyasilerin başına “Çuvaş” değdi…
 

Muğla’da, Şehy Cami Sokağındaki Makbule Teyze’nin evinde otururken, bir gün annem karşı komşumuza gider ve evin yaşlı <ı>“Bıllası”na[1] <ı>“Teyze, sizin şu dibekte bulgur dövebilir miyim” diye sorar…

Evin <ı>“Bıllası” teyze <ı>“Başına Çuvaş<ı>[2]<ı> değer, şimdi git, sonra gel” der.

Bundan sonrasını, anamın ağzından aktarayım.

<ı>“Teyze bana <ı>‘başına Çuvaş değer, şimdi git sonra gel’ deyince kafamı kaldırdım, yukarı doğru baktım. Yukarda kafama değecek bir şey yoktu. Tekrar ettim <ı>‘Yok teyze, ben sizin dibekte bulgur dövecektim, izin verirseniz” dedim. Teyze yine tekrarladı <ı>‘Başına Çuvaş değer, şimdi olmaz’ dedi. Ben, şaşkın şaşkın yukarıda başıma ne değecek diye bakarken, olayı fark eden kızı seslendi, <ı>‘Annem, bu saatte hava sıcak, seni güneş çarpar, güneş biraz insin, ondan sonra yap diyor’ dedi. Gerçekten öğle saatiydi ve güneş tam da yukarıdaydı. Ben de <ı>’Peki teyze’ dedim, geri döndüm.”

xxx

Şu günlerde her ne kadar daha kış mevsimini yaşıyorsak ve havalar da yeni yeni ısınmaya başladıysa da, politikacıların başına <ı>“Çuvaş değdi” galiba…

Hani, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’taki PKK yuvalarına yaptığı harekâtın adı <ı>“GÜNEŞ” harekâtı ya… Bir taraftan <ı>“Güneş” PKK’yı çarparken, diğer taraftan da politikacıları çarptı anlaşılan. Şu günlerde gösterdikleri <ı>“seyir” hali bunu gösteriyor.

Herkes aynı şeyi söylüyor… Türk Silahlı Kuvvetleri, bu harekâtı dünyaya örnek olacak ve hatta Harp Akademilerinde ders olarak okutulacak şekilde başarmıştır diye.

Peki, o zaman derdiniz ne? Hedefiniz neresi?

Aslında hedef belli, iktidar, yani, hükümet… AKP hükümeti, bu konuda harekâtın siyasi kısmını iyi idare edememiştir.

Burasına katılırken, bir şeyi de göz ardı etmemek gerekir.

Bu harekâtın başından sonuna kadar, AKP Hükümetinin ne kadar bilgisi varsa, aynı ölçüde de elbette ABD’nin de haberi vardı. Harekâtın ne zaman başlayacağı, ne zaman biteceği, nerelere kadar gidileceği gibi… Ha bir gün önce ha bir gün sonra ki bu kadar da detay vermeye gerek yoktu. O kadar bilgisi olmasa ne n’olur, adam zaten uydudan her hareketini izlemiyor mu?

Evet, müttefik gibi görünen ABD, geri çekilmenin başladığını, ağzında bakla ıslanmamış, Irak hükümetine haber vermiş, Irak Dışişleri bakanı da boşboğazlık ederek ve kendi iç politikasına uygun olarak, herkesten önce dünyaya duyurmuştur.

Elbette ki bu boyutta bir askeri eylemin her aşamasından herkesin bilgisi olması gerekmez. Ne var ki gerek televizyon kanalları, gerekse o kanallarda <ı>“Askeri ve stratejik yorum” yapanların yanlışları, halkı daha büyük beklentiler içine sokarken, başına <ı>“Çuvaş değen” gerek iktidar, gerekse muhalefete mensup siyasiler ve özellikle MHP, işin dozunu kaçırdı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geri çekilmesini, iktidara karşı ama askeri de bir anlamda <ı>“Zan altında” bırakacak şekilde kullanma çabasına girdi.

Belirttiğim gibi, bu askeri eylemin tüm safhalarından ABD’nin haberi vardır. Bu, hem iktidarın beceriksizliğinden, hem de ABD’den aldığımız <ı>“Anlık istihbaratın” bir gereğidir.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üst düzey komutanları da, elbette yapılan açıklamalardan rahatsız olunca, onların da olasıdır ki başlarına bir miktar <ı>“Çuvaş” değmiş olacak ki, aşağıdaki açıklamayı yaptılar.

<ı>“Türk Silahlı Kuvvetlerinin<ı> 04 Mart 2008 tarih ve BA - 26 / 08 sayılı bildirisi…

<ı>

<ı>1. Türk Silahlı Kuvvetlerinin 03 Mart 2008 günü düzenlediği basın toplantısında, Genelkurmay Başkanı tarafından, Irak’ın kuzeyinde icra edilen sınır ötesi harekât hakkında basın temsilcilerine detaylı bilgiler verilmiş ve kamuoyunda tartışma konusu edilen bazı noktalara açıklık getirilmiştir.

<ı>2. Genelkurmay Başkanı ve diğer komutanlar basın ve kamuoyu önündeki açıklamalarını, en anlaşılır ve yalın bir dille yapmışlardır.

<ı>3. Tüm bu iyi niyet ve şeffaflığa rağmen, 04 Mart 2008 günü basın dışından Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef alan söylemler, ülke adına terörle mücadele eden ve şehitler veren bir kuruma haksız ve seviyesiz saldırılar olarak değerlendirilmektedir.

<ı>4. Siyasi kişi ve kurumlarla hiçbir zaman polemiğe girmek istemeyen Türk Silahlı Kuvvetleri, 24 yıldan bu yana devam eden terörle mücadele sürecinde, ilk defa bu tür anlamsız saldırılara hedef yapılmak istenmektedir. Bu saldırılar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadele azmine, hainlerden daha fazla zarar vermektedir.

<ı>5. Türk Silahlı Kuvvetlerinin maruz kaldığı bu tür saldırıların değerlendirilmesini, Türk Milletinin engin sağduyusuna havale ediyoruz.

<ı>Kamuoyuna saygı ve üzüntü ile duyurulur.”

<ı>

Bu tartışma, hiç kuşkusuz bir süre daha devam edecek ve bugün yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, bildirinin özünü kimse üzerine almayacak ve ortada kalacaktır.

Oysa bundan daha vahim (Ağır, korkulu, çok tehlikeli) başka bir olay yaşıyoruz ve kimsenin farkında olmadığını görüyorum.

Gerek gazetelerde ve gerekse televizyonlarda bu haber, bu tartışmanın önüne geçemiyor. Bu arada yine bu haber, Fenerbahçe’nin Sevilya’da tur atlamasının da çok gerisinde kaldı.

İktidar, Türkiye’nin başına bir başka <ı>“Çuval” geçirmekle uğraşıyor… Hazırlattığı <ı>“Yeni Anayasa” taslağının içeriğinden daha Türkiye’de kimsenin haberi yokken, taslak ABD’de bilgiye sunuluyor.

Diğer taraftan halen <ı>“Türban” konusu her yerde istismar edilmeye devam ediliyor. Ankara’nın en lüks otelinde düzenlenen <ı>“Tesettür defilesi”ne kabinedeki bakanların eşleri katılıyor ve bu defilede türben lehinde <ı>“Gösteri” yapılıyor.

Ey muhalefet…

Sen bırak askerin başarısını gölgelemeyi de, kaçırdığın gerçeklere bak…

Taslak <ı>“Anayasa” paketinin, Türkiye’den önce ABD’de <ı>“Bilgiye” sunulması, Türkiye Cumhuriyeti devleti’nin bağımsızlığını ilgilendirmesi bakımından, <ı>“Neden 8 günde geri çekildin” sorusundan daha çok vahimdir.

Başınıza <ı>“Çuvaş” geçmiş, haberiniz yok…

Ve son cümle… Bu iktidar sayesinde daha çok başımıza <ı>“Çuvaş” geçer…

<ı>05 MART 2008


[1] <ı>“Bılla” Muğla yerel lehçesinde <ı>“Hanımefendi” anlamına geliyor.
[2] <ı>“Çuvaş” Muğla yerel lehçesinde <ı>“Güneş” anlamına geliyor.

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..