Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '09

 
Kategori
Kültürler
 

Siz Beyaz Türkleri tanıyor musunuz? Tanımıyorsanız çok şey kaybediyorsunuz demektir.

Siz Beyaz Türkleri tanıyor musunuz? Tanımıyorsanız çok şey kaybediyorsunuz demektir.
 

Ordu her yerde ordudur ama bu toraklarda halkın ordusudur.


Bir tehlike karşısında iki tür tavır alınabilir. Tehlikenin büyüklüğü karşısında şaşkına döner onun yok etmek için savaş açarız ki bu savaş o tehlikeyi daha da büyütebilir. İkincisi tehlikeyi algılama biçimimizi değiştiririz, onu gereğinden fazla büyütmeyiz, varoluş ve hareket noktasını analiz ederek onu ortaya çıkaran ortama müdahale ederiz. Tehlike bu yolla onunla savaşmaktan çok daha etkili biçimde defedilebilir.

Bu topraklarda yeni bir dönem başlamıştır, yeni yüzyıl deneyimin acılar üstünden kardeş kavgaları üstünden olmasının önüne geçecektir. Sukunetinizi ve inancınızı muhafaza edin, telaşa ve korkuya kapılmayın. Bu toprakların ruhunu, değerini insanların sayısal değeriyle düşünürseniz kurtuluş savaşını, Çanakkale Savaşını anlayamazsınız, orada normal ve sıradan insanların gerçekleştirdiği zafere görünmez ortaklar ararsınız.

O zaferlerde inanç sadece bir arada tutucu zamktır. Savaşın hemen akabinde, savaş sürerken düşmanını bile anlama becerisini, affetme becerisini sıradan bir olay gibi görürseniz yanılırsınız. Orada olup onu, varlığını tehdit etmediğiniz sürece bu topraklarda onunla sonsuza kadar birlikte ve kardeşçe yaşayabilirsiniz.

Neye inandığınızın, hangi ibadethaneye gittiğinizin bu topraklarda önemi yoktur, her şey kendinizde, kalp temizliğinizdedir. İnancınızı en özgür şekilde bu topraklarda yaşarsınız, arada bunu istismar edenlerin çıkarmaya çalıştığı yangınlar da bir süre sonra sönmüştür, sönecektir. Bu topraklar savaştığı halkın, devletin insanlarını savaşın içinde bile komşu saymıştır, komşuluk bu toprakların en özel tanımıdır. Komşu her şeydir, onunla paylaşılamayacak şey yoktur, acılar, kederler, sevinçler.

En eğlenceli günler ve hüzünler bu topraklarda birlikte yaşanır. Sevinç halaylara, horonlara, çılgın danslara dönüşür envai çeşit müzik nağmeleri ile bu topraklarda dostluk şiir olup dizelere, şarkı olup bestelere dönüşmüştür. Yasakları bile tebessümle yaşamış dönüştürmüş bu topraklarda en çok rastlayacağın şey hoşgörü ve sevgidir, inanın buna.

Bu topraklarda yaşayan halkın sağduyusunun kendine karşı tehlike yaratan şeylere karşı gerçekleştirdiği ortak ruhu da iradeyi de anlayamazsınız. Bu halka ekmek ve imkan vererek onun ruhunu satın alamazsınız, inancını yönlendiremezsiniz. Bu toprakların insanı, misafiriyle ekmeğinin son parçasını paylaşır da öyle girer yatağına, evinde başka yatak yoksa kendi yatağını misafirine vererek geçirir geceyi.

Bunları anlamadan bu toprakların büyüsünü de anlayamazsınız. Hiçbir ekonomik gerçek ve teori bu toprakları açıklayamaz. Bu ve birçok nedenden de hep gözdedir, istenir, sahip olmak tutkusuyla yanılır bu topraklar için. Bu topraklar dönüşüm ve enerjilerin kesişme yeridir, bir şehri vardır ki dünyaya bedel güzelliği ve enerjisiyle bütün aşklara bedeldir.

Burada yaşayan halkın sessizliğini, makuliyet iradesini güçsüzlük olarak algılayamazsınız. Onu kazandığınızı düşündüğünüz anda suratınıza öyle bir şamar alırsınız ki, (bu Osmanlı tokadı tadındadır) hanyayı, Konya'yı anlarsınız. Mübadeleyle zorla bu topraklardan koparılanlar bile gittikleri yere bu toprakları, yaşama biçimlerini götürürler, gidin İsrail’e, Yunanistan’a hala küçük Anadolu semtleri ile karşılaşırsınız. Hala aynı mezeler eşliğinde açılır şişeler ve aynı şişeler eşliğinde ağlanır ezgilere.

Bu halkın, ordu sevgisini de anlayamazsınız, ordu her yerde ordudur ama bu toraklarda halkın ordusudur. Onunla ordu arasına girmeye kalkarsanız feleğiniz şaşar. Ordu halkın gözbebeğidir, bu topraklarda yaşayan değişik köken, inanç ve düşüncedeki insanları ortak bir doğruda koruyan her gün işlerine kendileri olarak gitmelerini sağlayan büyük güce sadece siz yabancılaşırsınız.

Beyaz Türkler, yüzyıllardır imbikten geçen bu sevgiyi ve bağlılığı bu topraklarda olan her şeye şükran ve hayranlık duyarak kabul verenlerdir. Bu eşi benzeri olmayan hoşgörü coğrafyasınca sarmalanan, bağrına basılanlardır. Onlar Pir Sultan Abdallar, Mevlanalar, Şeyh Bedrettinler, Seyit Onbaşılar ve bütün bu değerlerin farkında olanlardır.

Ölmesi gerektiği gün sessiz ölüm, sevmesi gerektiği gün ise utangaç aşıklardır. Siz kökeni, inancı, düşüncesi faklı olsa da bu topraklarda bu topraklar için yaşayan, onlara ait ve onlardan olan Beyaz Türkleri tanıyor musunuz? Tanımıyorsanız çok şey kaybediyorsunuz demektir.

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..