Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '10

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

SMS Aşkları

SMS Aşkları
 

SMS Aşkları


Günümüze yeni peydah oldu bu tip ilişkiler... Birbirinin yüzünü görmeden 'SMS' ile çıkmaya başlıyorlar, yine birbirlerinin yüzünü görmeden de 'SMS' ile ayrılıyor insanlarımız. Bu durumu eskiden, yani cep telefonları yaygın değilken, Facebook, Twitter gibi şeyler daha portakalda vitaminken, yani daha 'mirc' varkenki #zurna kanalında a/s/l diye soru sorulan chat zamanındaki ilişkilere benzetiyorum bunu... Kardeşimde görüyorum bunu, her an her saniye elinde telefon, sürekli mesaj atıyor... Çevremdeki bir sürü insanda da bu böyle... Twitter'ı anlık durum raporu şeklinde kullanan zihniyet, yani 'kalktım', 'yüzümü yıkadım', 'duş aldım', 'ayakkabımı bağladım', 'uyudum' şeklinde süreki twit atanlar, twitter'dan taciz yetmeyince, sms'den devam ediyorlar tacize anlaşılan...

Benim bildiğim kadarıyla SMS'in kullanım amacı, aramak için müsait olmadığınız bir durumda o kişiye ulaşabilmek, derdinizi iletebilmektir... (Bankaların gönderdiği saçma mesajlar haricinde tabiki) Peki bu mesaj durumu 24 saat boyunca devam ederse ne olur hiç düşündünüz mü? Sosyal ilişkileriniz bozulur bu sefer... Çünkü günlük hayatımızda bir çok insanla görüşüyoruz, beraber zaman geçirip bir şey paylaştığımız bir çok insan var çevremizde... Tam onunla bir şey konuşurken ya da, bir şey ile uğraşırken bir bakıyoruz 'Dıııt-Dııııt'. Karşındakinin önünde mesaja baksan olmuyor, bakmasan da olmuyor. Mesaja baksan cevap yazman gerekecek, karşındaki tam da çok sıkıntılı olduğu bir konuyu sizinle paylaşırken elinizdeki telefona davranırsanız, o da demeyecek mi 'Biz burda bostan korkuluğu muyuz diye?' ben derim vallahi... Mesaja cevap yazmasan, benimle neden ilgilenmiyorsun, artık beni sevmiyorsun diye tripleri yiyeceksiniz. Zor bir durum yani...

Bence, ilişkilerde bir şeyler reel olarak paylaşılmalı... Ayda binlerce mesaj atarak yaşamak ilişkide iki taraf içinde boş geçmiş bir zaman gibi geliyor bana. Eğer görüşme imkanın varsa görüş, bir şeyler paylaş, beraber hoşça vakit geçir, ancak görüşemiyorsan da hayatının %100'ünü mesajlaşarak geçirme, görüşemediğin zamanların da güzelliği var emin ol. Bir diğer bakış açısı olarak, yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey varsa eğer, günümüz ilişkilerinde kavgaların %80 kadar bir kısmı mesajlaşmaktan kaynaklanıyor. Neden? Çünkü mesajda ruh yok, duygu yok... Ve yazdıklarınızın yanlış anlaşılma ihtimali çok yüksek.. Halbuki konuşmak, sesini duymak öyle mi? Binlerce kilometre uzakta bile olsa sevdiğiniz, 'seni seviyorum' derken sesinin titremesini mesajda nasıl belli edeceksiniz değil mi? Öyle kuru yazıyla seni seviyorum deniyorsa da bunun adı sevgi olmaz bana kalırsa..

Sms ile ilgili bir gözlemimi de şu: daha küçük nesillerde oluyor tabi bu... O da düzgün türkçe kullanmamak... Çok eski bir tarihi olan, çok güzel bir dilimiz var bence... 'v' yerine 'w', 'k' yerine 'q' kullanmak da nedir yahu... Çok itici bence... Sesli harfleri yoksayıp yazmak da ayrı bir alem tabi. Seni çok seviyorum yazacak ya arkadaş, anlamıyorum bunu öyle değil de "Sni çoq sewiorm" deyince çok mu etkili oluyor? Ya ben yaşlandım ya da nesiller bozuluyor, anlamadım gitti...

Sonuç olarak, mesajlaşmak gereklidir ama yeteri kadar olduğu sürece... Öyle sıkboğaz edip esir etmeye gerek yok yani karşınızdakini... Günaydın derken bile karşındakinin sesini duyup demek gibisi var mı yahu? Yerini tutuyorsa sözüm yok mesajlaşmaya 'dewam' edin , ama eğer tutmuyorsa arayın de sevdiğinizin sesini duyun, chat yapmıyorsunuz...

Yazılarımın devamını melihatasever.com da bulabilirsiniz...

Sahici ilişkiler yaşamanız dileğiyle...

 
Toplam blog
: 14
: 1701
Kayıt tarihi
: 11.05.10
 
 

Öğrenciyim. Ankara'da oturuyorum. Hayatı seviyorum. ve diyebilirim ki normal olacak kadar anormal de..