Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Şubat '17

 
Kategori
Futbol
 

Sneijder ve Muslera

Galatasaray, ligdeki 6-0’lık Akhisar galibiyetine rağmen kendi taraftarları da dahil olmak üzere futbol kamuoyuna güven vermiyordu. Elbette bunun temel nedenleri, takımın bir iki sac ayağına dayanması, kötü defans ve teknik direktör sorunlarıydı. Nitekim bütün bunlar sarı- kırmızılıların Medipol Başakşehir’e yenilip Ziraat Türkiye Kupası’ndan elenmelerine neden oldular.

Muslera zaten kadroda yoktu. Buna bir de maçın hemen başında Sneijder’in sakatlanıp çıkması eklenince Galatasaray için çanlar çalmaya başladı. Hollandalı yıldız oyundan çıktıktan sonra ilerideki üçlüyü besleyecek kimse kalmadı. Sneijder’in yerine oyuna giren Josue de, Selçuk İnan da bu görevi yerine getiremediler. Bu durumda Bruma top almak için kendi yarı sahasına kadar gelmek zorunda kaldı. Yasin ve Podolski ise ilk yarıda hareketsiz top beklediler.

Yine de Galatasaray’ı gole yaklaştıran isim hep Podolski oldu. Onu Bruma izledi. İkinci yarıda Yasin de hareketlendi. Sabri geriden destek verdi. Selçuk oyundan çıktıktan sonra onun yerine geçen Josue, bu mevkide daha başarılı oldu. Gelgelelim bunların hiçbiri Galatasaray’a yetmedi.

Muslera’nın yokluğunda başta defans olmak üzere takımın kendisine güveni kalmıyor. Bu maçta da bunu yaşadık. Evet, ilk gol net ofsayttı. Ama yine de defansın ve kalecinin hatası dikkate alınmalı. Aynı şey ikinci gol için de geçerli. Selçuk’un topu kaptırması, Mustafa Pektemek’e vuruş şansı verilmesi ve kaleci Cenk’in önde yakalanması…

Kimse kızmasın. Bir kez daha belirteyim, evet skora etki edecek iki hakem hatası oldu. Mete Kalkavan’dan çok yardımcı hakem Ceyhun Sesigüzel’in hatalı olduğu bu pozisyonlar, ofsayt olan ilk gol ve Emre’ye gösterilmeyen kırmızı karttı. Ancak bunlar yaşanmasaydı da Galatasaray’ın maçı kazanması çok zordu. Çünkü sarı- kırmızılılar Muslera ve Sneijder’in yokluğunda karşılaşmayı kazanacak bir refleks göstermediler. Sadece Podolski ve Bruma’nın kişisel girişimleri oldu, o kadar. Bu arada hakemin hatasına rağmen acaba o golü Muslera yer miydi diye sormadan da edemiyor insan!

Öte yandan ne olursa olsun Riekerink’in taktiği hep aynı: pasa dayalı oyun. Ama bu paslar hep enlemesine oluyor. Takım ileri gidemiyor. Gidebilse de bu çok yavaş oluyor. Başakşehir maçında da skor 2-0 olmasına rağmen bu taktiksel anlayış değişmedi. Sarı- kırmızılılar karşılaşmanın son bölümünde bile hızlı oynamadılar. Ama Eren Derdiyok’un golünden sonra kısa paslarla eveleyip geveledikleri o dakikaları çok aradılar.

Ne yazık ki Riekerink’in bir B planı yok. A planı da pek iyi yürümüyor. Galatasaray iyi oynamıyor, güven vermiyor. Bunu sürekli belirtiyoruz. Başakşehir maçında taraftarlar da artık Hollandalı hocayı istifaya davet ettiler. Yönetim de bundan nasibini aldı. Bence altyapı çalıştırıcısı Riekerink’i teknik direktörlüğe getiren yönetimin suçu daha fazla.

Bu arada Sneijder ve Selçuk İnan’ın da darbe almadan yaşadıkları sakatlıklar bizi yine Riekerink’e yönlendiriyor.

Bunlara karşılık bir de Medipol Başakşehir’e bakıyorsunuz. Galatasaray’ın Muslera dışında ideal kadrosuyla çıktığı maça onlar beş değişik isimle çıkmışlar. Bu da Abdullah Avcı’ nın ligi daha çok önemsediğini gösteriyor.

Bu ciddi rotasyona rağmen Medipol Başakşehir’in Galatasaray’ı zorlanmadan yenmesi sarı- kırmızılıları ciddi bir şekilde düşünmeye sevk etmeli.

Kısacası Muslera ve Sneijder yoksa Galatasaray da yok. Galatasaray’ın bütün açıklarını bu iki isim kapatıyor. Onlar olmayınca, hele bir de takım yenik duruma düşünce sarı- kırmızılıların hiçbir şansları kalmıyor.

Kupa gitti. Peki Galatasaray bu şekilde ligde nereye kadar gidebilir? Cim Bom’un ligdeki zirve yarışını takip edebilmesi için Muslera ve Sneijder’in mutlaka sahada olmaları gerekiyor. Aksi halde nelerin olacağını Medipol Başakşehir maçında bir kez daha gördük.

https://www.facebook.com/tolgaersari

https://twitter.com/tolgaersari

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 1042
: 299
Kayıt tarihi
: 02.03.08
 
 

Yazmak benim için bir tutku, bir yaşam kaynağı. Sadece basit bir hobi olarak açıklanamaz yani. Be..