Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '19

 
Kategori
Futbol
 

Trivelan Yoksa Sen de Yoksun

Alman futbol dergisi 11 Freunde’de Kuarejma ile ilgili geçen sene yazılmış bir yazı anımsıyorum. Yazının başlığı şuydu: “Dahi ve Deli”.

Futbolcuysanız, daha doğrusu bir şekilde işe yarıyorsanız, yaptığınız disiplinsiz hareketler normal insanlara kıyasla daha hoş karşılanabiliyor. İşte Kuarejma da tıpkı Balotelli veya Rooni gibi bu durumun tadını sonuna kadar çıkaran futbolculardan biri. Sadece oyun planına bağlı kalmamak değil saha içinde veya saha dışında, rakip veya kendi takımındaki oyunculara karşı disiplinsiz davranmak da nam-ı diğer Q7’nin yetenekleri kadar önemli özellikleri oldu hep. O öyle “ters” bir adam ki Inter zamanında Morinyo dahi kendisini dizginleyemedi.

Kuarejma’ya Portekiz’de, Amerika’nın vahşi atları ile özdeşleşen otomobil markası “Masteng” derlermiş. Başına buyruk olma, özgürlük ve biraz da inatçılık... Fakat diğer taraftan, yetenek, güzellik ve “cool” olma durumu da var bu resmin içinde. Bu iki uçlu olma durumu Kuarejma’yı yıllarca ya tadından yenmeyecek bir yemek ya da evlat olsa sevilmeyecek adam durumlarına soktu. Gününde olduğunda pasları, çalımları ve artık kendisi ile özdeşleşen trivelalarıyla izleyenleri coştururken, bazı zamanlarda disiplinsizlikten ziyade akıl almaz davranışlarıyla saç baş yoldurdu.

Bu çelişkilerle dolu adam Porto’da da başarılıydı ama muhtemelen en mutlu dönemlerini ilk ve özellikle ikinci döneminde Beşiktaş’ta geçirdi. Siyah beyazlıların kazandığı şampiyonluklarda onun payı diğerlerinden daha fazlaydı. Hele Fenerbahçe’ye attığı trivela golü… Muhtemelen Beşiktaş taraftarına o golden daha fazla mutluluk veren çok az gol olmuştur. Madalyonun bu olumlu tarafındaki gelişmeler onun saha içinde Nihat’la kavgasını da, Carvalhal ile tartışmasını da, rakip oyunculara karşı çok sert hareketleri veya olmadık yerde takımı bir kişi eksik bırakışlarını da bir nevi sineye çektiriyordu.

Özel hayatını bilmem ama inişler ve çıkışlar Kuarezma’nın futbolculuk yaşamının olmazsa olmazı oldu hep. Kendi jenerasyonun en iyilerinden biri olup zamanında Ronaldo ile kıyaslanan da oydu, Ronaldo’nun Altın Top’a aday olduğu sene, Altın Bidon’a aday gösterilen de. Özgeçmişinde Porto, İnter, Barselona ve Çelsi yazan da o oldu, tüm bu kulüplerde istenmeyen adam ilan edilen de; veya Beşiktaş’ta tekrar yıldızlaşan ama şimdilerde sessiz sedasız bir ayrılışla Kasımpaşa’nın yolunu tutan...  

Biz karşılamaları ne denli abartıyorsak, istisnalar hariç vedaları da o denli ihmal ediyoruz. Şimdi Kuarejma için ağıtlar yakılsın demiyorum ama o 25’inde neyse 35’inde de oydu ve dürüst olmak gerekirse iyi oynadığı dönemde onu her türlü olumsuz özelliğine rağmen bağrına basanların, formdan düştüğü dönemde de onu en azından iyi anması gerekir. Aksi takdirde ortaya şu çıkar: “trivelan yoksa sen de yoksun.”

can.nizamoglu@gmail.com

 

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..