Soğuk savaş

Nüfus cüzdanı biraz eski olanlar bilirler, bir zamanlar S.S.C.B diye bilinen büyük bir ülke vardı ve bu ülkenin bayağı uzağında ise A.B.D denilen yine büyük bir ülke vardı (ki hala da var). Bu iki ülke koca bir dünyanın sahipleri gibi bir birlerini hep kontrol eder, hangisi bir gelişme sağlamışsa diğeri ondan bir fazlasını yapmaya çalışır, arada bir celallenip nükleer başlıklı füzelerini birbirlerine veya yandaş bir ülkeye doğrultur, gözdağı vermeye çalışırlardı. Dünya' nın diğer ülkeleri, bu iki ülkenin Dünya'yı havaya uçuracaklarını merakla bekler dururlardı. 1960 'lı yıllarda S.S.C.B ile A.B.D' nin Küba ve Türkiye'ye karşılıklı yerleştirilmiş füzelerle bir birlerini tehdit etmeleri bildiğim kadarıyla bu iki süper gücün, Dünya'yı 3. Dünya savaşına yaklaştırdıkları en önemli olay olarak anlatılırdı. işte bu iki ülke arasında her an olacakmış gibi duran ve tüm Dünya'yı diken üstünde tutan psikolojik savaşın adı soğuk savaşdı.

Daha sonra S.S.C.B denilen o devasa birliktelik Gorbaçov'un perestroika (yeniden yapılanma) ve glasnost (açıklık) adını verdiği reform çalışmaları döneminde dağıldı. S.S.C.B ekseninde hareket eden demir perde ülkeleri batıya yaslanıp Rusya' dan mümkün olduğu kadar uzak durmaya çalıştılar. Birliğin dağılmasıyla oluşan B.D.T ülkelerinden bazıları örneğin Gürcistan gibi ülkelerde batının uzattığı eli boş çevirmediler ve o ele sıkı sıkıya sarılmaya başladılar. Bu dönemlerdeki Rusya ve A.B.D' nin yakınlaşması da "Artık soğuk savaş bitti" dedirtmeye başlamıştı ki sessiz, sedasız balkanlardaki eski müttefik ülkelerinin bölünüp küçülmesini izleyen Rusya' nın masaya yumruğunu vurup bu stratejik alanların batıya yakınlaşmasına izin vermiyeceğini, bu son yaşanan olaylarla anlatmış oldu. Rusya yöneticilerinin "Biz her şeyi göze aldık" şeklindeki demeçleri ve yeni açılımlara yelken açan A.B.D 'nin "Bu alanlardaki kazanımlarımı, stratejik ortaklarımı bırakmam" deyişi, gelecek günlerin Dünya için hiç de güzel geçmeyeceğinin kanıtı gibi. Saygılarımla...