Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '11

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Söğüt kabuğu toplamanın tam zamanı

Söğüt kabuğu toplamanın tam zamanı
 

Söğüt kabuğu ilkbahar ve yaz başlarında toplanır. 

Güney ve batı Anadolu gibi sıcak bölgelerde söğüt kabuğu toplamanın tam zamanı. Daha soğuk olan bölgelerde haziran ayında da söğüt kabuğu toplanabilir. 

Söğütkabuğu olarak 2-3 yıllık yeşil dalların kabukları kullanılır. 2-3 yıllık dalların kabukları soyulduktan sonra gölgede kurutulur, kuruyan kabuklar ince kıyılır veya öğütülür, cam kavanozda doğrudan güneş ışığı görmeyecek ve rutubet almayacak şekilde muhafaza edilir. 

Söğüt kabuğu toplanırken gelecek yıllardaki ihtiyaç da dikkate alınmalıdır. Ağaçlar gruplara ayrılarak her yıl bir grup ağacın dalları kullanılır veya bir ağacın bir bölgesindeki dalllar kullanılır, diğer bölgedeki dallar gelecek yıllara bırakılır. 

Aktarlarda söğüt kabuğu adı altında kereste atölyesi artıkları satılmaktadır, bu konuda dikkatli olunmalıdır. Söğüt kabuğu yerine söğüt yaprağı da satılmaktadır. Söğüt yaprağı söğüt kabuğu özelliklerinde değildir, aynı maksatla kullanılmamalıdır. 

SÖĞÜT KABUĞU (Salicis cortex) 

Söğüt kabuğu Alman resmi gazetesinde 5.12.1982 (Heft:228, ATC-code:n02BK) tarihinde yayınlanarak modern bitkisel ilaç olarak kabul edilmiştir ve günümüze kadar modern tıbbi tedavinin vazgeçilemez bir parçası olarak kullanıla gelmiştir. Avrupa Birliği genelinde kullanılmaktadır. 

Belirtilen kanuna göre; Söğüt kabuğu doğal bileşiminde kullanılır, her hangi bir madde katılamaz veya bileşiminde bulunan maddelerden bazıları ayrılamaz. Çok sayıda ilaç firması tarafından hazır ilaç olarak da üretilmektedir (Assalix, Optovit, Proaktiv, Rheumatab; Salix Bürger vb.). 

İlaç etkili kısmı (Ecza, drog): İlkbahar başlarında 2-3 yıllık genç ve sıhhatli söğüt (Salix alba, Salix purpurea L., Salix fragilis L.) dallarının kabukları soyulup kurutularak kullanılır. Bileşiminde: %1, 5-11 salisilalkol türevleri (Salicin, salicortin, fragilin, populin, tremulacin), kateşin grubu tanenler ve flavonoidler bulunur. Söğüt kabuğunun bileşiminde en az %1 oranında salicin bulunmalıdır. 

Etkileri: Ateş düşürücü, ağrı dindirici ve iltihaplanmanın etkilerini giderici (Antiphlogistic). Ayrıca oksijen serbest radikallerinin ortaya çıkmasını baskılar. 

Etki şekli: Salicin ve salisilat türevleri %80 oranında emilir ve karaciğerde salisilik asite dönüştürülür ve cyclooxygenase’yi baskılar. Prostaglandin E1 ve E2 belirgin şekilde azalır, thromboxan B2 sentezi pek etkilenmez. Kanın pıhtılaşmasının azaltılmasında aspirinin tam manasıyla alternatifi değildir. Günlük toplam 240 mg salicin alındığında 4 haftalık kullanım sonucunda pıhtılaşma azalması gözlenmektedir, 100mg asetil salisilik asit etkisi daha belirgindir.Bu nedenle kalp hastalıklarında aspirin kadar etkili değildir. 4 hafta süreyle günde toplam 240mg salicin kullanıldığında yan etki görülmemektedir, aspirinde ise mide mukozasında mikro kanama meydana gelmektedir (2). 

Kullanıldığı yerler: Ateşli hastalıklar Romatizma şikayetleri Baş ağrısı (Pratikte artrose şikayetinde de kullanılmaktadır) 

Kullanılmaması gereken haller: (X) 

Yan etkileri: (X) 

İlaçlarla uyumsuzluğu(X) Salisilat alerjisi olanlar kullanmamalıdır. Aspirin kullanımında mide-bağırsak yolunda mikro kanamalar görülmesine karşılık, söğüt kabuğunda bu etki görülmez. Çünkü söğüt kabuğu bileşikleri ilk defa karaciğerde salisilik asite dönüşür. 

Kullanım miktarı: Günlük ortalama kullanım miktarı 60-120mg toplam salicin’dir.(ESCOP monografisinde bu miktar 120-240mg salicin olarak belirtilmiştir) 

Kullanım şekli: Hazır ilaç kullanılması daha uygundur, kullanım miktarı kolayca ayarlanabilir. Pratik kullanımda çayı şöyle hazırlanır; İnce kıyılmış veya dövülmüş 1 çay kaşığı söğüt kabuğu bir fincana konur, üzerine 150 ml kaynar su ilave edilir, 15-20 dakika bekletilir, süzülerek içilir. Günde 2-3 defa çayı taze hazırlanarak mümkün olduğunca sıcak olarak yudumlanır. 

Uyarı: Ateş düşürücü olarak; ıhlamur ve mürver çiçeği çaylarıyla birlikte kullanılması daha etkilidir. 

Kaynaklar: 

1- Dr. Ahmet Toptaş, Alman kanunlarına göre düzenlenip izin veriler BİTKİLERLE MODERN TEDAVİ, Gonca yayın evi, İstanbul 2009, 0212 5285076 

2- H.Schilcher, S. Kammerer, T. Wegener, Leitfaden Phytotherapie, Urban&Fischer, 3. auflage, 2007 

 
Toplam blog
: 157
: 4472
Kayıt tarihi
: 14.11.09
 
 

Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi kimya yüksek mühendisliğinden mezun oldum. İstanbul Üniversitesin..