Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '11

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Sol yanımda bir sızı, uyanıverdim…

Sol yanımda bir sızı, uyanıverdim…
 

Bu sabah erkenden kalkıp hastaneye gittim, muayene olmak için…
Hastanenin kapısına geldiğimde güvenlik görevlisi beni hoş bir şekilde karşıladı ve bir an da olsa kendimi hastaneye değil de özel bir baloya giriyormuş gibi hissettim.

İçeri girdiğimde ise balonun havasından mıdır nedir çok hoş bir koku karşılayıverdi beni. Mükemmel bir duygu uyandırdı bende, aman tanrım hep burada mı kalsam ne…

İçeriye doğru ilerlerken tertemiz beyaz giysilerle karşıma çıkan ve “geçmiş olsun beyefendi, nasıl yardımcı olabiliriz” diyen hemşireleri görünce hastalığımı unutuverdim. Doktora bile gitmek gelmiyor artık içimden…

Sıraya girip doktora muayene olabilmek için saat 07.00 gibi geldiğim hastanede saat 10.00 da gelecek doktoru beklemeye koyuldum. Kendimi iyi hissettiğim için zamanın nasıl geçtiğini bile anlamdan doktorun muayene saati geliyor ve ben de sıramın gelmesi için bekliyorum. Sıra bana geldiğinde ise doktorun yanına giriyor ve hoş bir merhaba ile karşılanıyorum...

Doktor bey beni muayene edip tahlillerimi yaptıktan sonra bir sonraki gün gelip tahlil sonuçlarını almak üzere eve geri dönüyorum artık…

. . .

Ah! Keşke gerçek yukarıda anlattığım gibi olsa…

Hepiniz yazdığım yazıları baz alarak ülkeden şikayetçi olduğumu düşünüyorsunuz fakat gerçek bu değil. Gerçek ne biliyor musunuz? Ben aslında ülkemden değil ülkemin sisteminden rahatsızım …

Bundan önceki bir çok yazımda eğitim sorununa değindim ve şuan çözemediğimiz eğitim sorunlarından kaynaklanan sağlık sorununa değineceğim…

Başlığımda da belirttiğim gibi sol yanımda, kalbimde bir sızı ile uyandım bugün…

Ülkemizde her alanda olduğu gibi sağlık alanında da büyük eksiklerimiz vardır. Senelerdir bu sorun böyle..

Senelerdir Bağkur ve SSK hastaları adeta bir zulümle karşı karşıyaydılar. Fakat geçtiğimiz yıllarda başbakanımız Sn. Erdoğan’ın yaptığı değişikliklerle bu sıkıntı çözüme kavuştu gibi.

Ülkemizde her alanda olduğu gibi sağlık alanında da büyük eksiklerimiz var. Senelerdir bu  böyle..

Yukarıda kurduğum hayal gibi olsa keşke hastanelerimiz,ama şuanki Türkiye’de bu bir hayal sadece... Gün gelir de sistemimiz düzelirse işte o zaman bütün insanlar hastalıklarından daha çabuk ve daha sıhhatli bir şekilde kurtulacaktırlar.

“Neden şikayetçisin Hasan ?” diyenler vardır muhakkak …

Değerli okurum, neden şikayetçi olmayayım ki?

Doktora kalkıp sabah erkenden gidiyoruz ki erkenden muayene olabilmek için sıra alalım. Hastaneye gider gitmez bir güvenlik buyurun derken bile öfkeli sanki; ama güvenlik görevlileri bu öfkede haklı, çünkü bizler de vatandaş olarak kimsenin bize karışmasını istemiyoruz. Ama sonuçta güvenlik görevlilerinin de işi o arkadaş, onlar işini yapıyor ve bırakın işlerini yapsınlar karışmayın. Güvenlik görevlilerini geçtikten sonra başlıyor asıl olay. İçerde beyaz önlüklü hemşireler ve masa başında oturan boyalı sekreterlerde bir hava var ki siz bunu benden daha iyi bilirsiniz.

 ”Hemşire hanım kardiyoloji polikliniği için nereden sıra alabilirim ?”

Hemşire, genelde “bilmiyorum sekretere ya da danışmaya sorun” diyor başından savmak için…

Teşekkürler hemşire hanım deyip sekretere gidince;

Sekreter, boyalı yüzünü camekandan çıkarma zahmetinde bulunup asık bir sima  ile “Soldan ikinci kapı” diyor…

Neyse gittik kardiyolojiye .Eğer değerli doktorlarımızın günlük hasta bakma kotası dolmamış ise sıramızı alıyoruz ve beklemeye başlıyoruz.

Hep böyle olmamış mıdır?

Sonra doktoru bekliyoruz, bilirsiniz doktorlarımız mesai saatine biraz/cık geç gelirler. 21 yaşında oldum ama hala bir anlam veremiyorum bu olaya.
Mesela bizi yetiştiren öğretmenlerimiz sabah 8 olunca okulda olurlar ve ilerde ülkeye yararlı olacak öğrenciler yetiştirirler. Doktorları yetiştirenlerin de birer öğretmen olduğu gerçeğini unutmamak lazım değil mi? Fakat kimileri doktor olup kendisini okutan öğretmenleri bile beğenmezler ve mesaiye geç gelirler.

Neyse doktor geldi derken muayene için içeri giriyoruz ve bizi muayene ediyor. Kimileri gerçekten adam akıllı muayene ederken kimisi ise baştan savma ve yeter ki bugünlük hasta kotam dolsun da yazaneye gideyim diye oradalar. Başbakanımız bu konuda biraz daha duyarlı yaklaşarak doktorlara kısıtlama koydu. Kısıtlama olmadan önce doktorlar devlet hastanesinde muayene etmeyi bırak birde yüzsüzlük yapıp “Gel yazaneme orda daha iyi tedavi ederim” diyebiliyordu.

Sistem bu ve bir an önce ülkemin yöneticileri bu olaya çözüm bulmalıdırlar. Yoksa ülkede bu sorun uzar gider. Bir gün gelir çözüm bulunsa bile uygulamakta zorluk çekilebilir.

Yalnız, her şeyi de devlete bırakmamalıyız. Elbette halk olarak bizler de üstümüze düşen duyarlılığı göstermeliyiz. Ancak hakkımızı aramaktan da bir adım geri durmamalıyız.

Umarın söylemek istediklerimi anlar ve sizlerde üzerinize düşen sorumlulukları yaparsınız. Doktor, hemşire, öğretmen, öğrenci ve daha nicesi…

 ***

Ülkemin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün;

Beni Türk hekimlerine emanet edin” sözünü günümüzde halen yaşatabildiğimiz gibi keşke uygulamada da yaşatabilsek…

Sağlıcakla kalın ki hastaneye gidip daha da hasta olmayın…


 

 

Saygılarımla
Hasan GÜÇLÜ
Facebook'da Beğen: http://www.facebook.com/hasanguclu89

 

 
Toplam blog
: 31
: 731
Kayıt tarihi
: 05.12.11
 
 

Hayatın her anından tad almayı bilmelisiniz... ..