Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '10

 
Kategori
Kitap
 

Son kitap siparişlerim

Son kitap siparişlerim
 

Bir metropol şehirde belirli bir süre yaşadıktan sonra, taşrada yaşamanın zorlukları da var, kolaylıkları da. En fazla zorlanılan nokta, kentlilik derinleştikçe yoğunlaşan kültür ve sanat alanından uzak kalıyor olmak. En basitinden kitap için dahi bu böyledir.

Taşra deyince kasabadan filan bahsetmiyorum. Bir ülkenin başkenti ve belirli başlı birkaç şehri dışında kalan tüm coğrafyası taşra olarak tanımlanır. Bizim ülkemizde, Ankara'yı dahi bu tanımın içine koymak mümkün. Hatta İstanbul’un 5-10 semti haricinde tüm Türkiye’yi dahi taşra saymak mümkün. Ne de olsa İstanbul’da yaşayıp deniz görmemiş ya da vapura binmemiş olan insanların olduğu hep söylenegelir. (Örneğin 2008 yılında, Temiz Deniz Derneğinin İstanbul'da 4 ilçede - Bağcılar, Esenler, Gaziosmanpaşa ve Güngören- toplam 15 ilköğretim okulunda verilen eğitimler sırasında ilköğretim öğrencilerinin % 8,1'inin tespit etmişler ve bunun üzerine bu tip çocuklar için vapur gezileri düzenlemişlerdi. İstanbul’da halen 150 bin öğrencinin ve bu rakamdan birkaç kat fazla kişinin hiç deniz görmediği tahmin ediliyor.)

Öyle aman aman bir kitap okuru olduğumu söyleyemeyeceğim. MB’de kullandığım rumuzu (Bibliyofil: Kitapsever) dahi hak ettiğimi düşünmüyorum. Daha doğrusu kitap sevdiğim doğru da, bu sevginin içini yeterince doldurduğumdan emin değilim. Ayda iki kitap okuyabilmek, benim için gayet iyi bir performans. Yani her zaman ulaşabildiğim bir hedef değil. Ama okuduğum kitap sayısındaki düşüklük, az okuduğum anlamına gelmemeli. Çünkü ben aslen bir dergi okuruyum. Eğer ki, dergi severliğe ait bir isim olsaydı onu rumuz olarak edinirdim kendime. Ama şu ana kadar böyle bir sıfata denk gelmedim.

Az kitap okuduğumu düşünsem dahi, yılda okuduğum kitap sayısı 12-15 arası rakama ulaşıyor. ( Bu bir kişinin ortalama 10 yılda bir kitap okuduğu bir ülkede fena bir rakam sayılmaz) Bu da her yıl bu kadar kitap aldığım anlamına geliyor. Ama hep okuduğumdan daha fazla kitap almışımdır. Örneğin ağırlıklı olarak son 10 yılda oluşan kitaplığımda henüz okumadığım en az 40-50 kitap mevcut. Bunların önemli bir kısmı, parça parça karıştırdığım ama baştan sona okuyup bitirmediğim kaynak nitelikli kitaplar. Bu nedenle bu tip kitapları okuduğum kitap sayısına dâhil etmiyorum. Bir kısmı ise ya okumaya başlayacak cesareti bulamadıklarım ya da onlara dair okuma merakımı yitirdiğim kitaplar.

Velhasıl son 10 yıldır, yılda ortalama 15 ila 20 arasında kitap satın alıyorum. Ve taşrada yaşamanın sıkıntısını tam da burada hissediyorum. Daha doğrusu hissediyordum. Ta ki internet üzerinden kitap satın almaya başlayana kadar.

Kitapların bir kısmını memleketimden temin edebiliyorum. Zaman zaman, yeni çıkan ve popüler olan kitaplardan da ilgimi çekenler oluyor ve bunlara ulaşmakta zorlanmıyorum. Ama kitap deryasının biraz ücra kıyılarına yanaşmak istediğim zaman, kitaba göz ve el teması ile ulaşmak mümkün olmuyor. Hele ki, kültürel üretkenliği yemek üzerine yoğunlaşmış ve kültürün diğer alanlarından feragat etmiş olan şehrimde.

Eskiden bu açığımı, arada sırada gittiğim İstanbul ya da Ankara’da gidermeye çalışırdım. Şimdi ise imdadıma internet yetişti. Sık sık alışveriş yapmıyor dahi olsam, senede bir ya da iki kez sipariş veriyorum. Son sipariş ettiğim kitap sayısı dokuzdu ve bu kitapların isimlerini sizlerle paylaşmak istedim;

1- "Türkiye Sen Kimsin?" Gündüz Vassaf / İletişim Yayınevi; Hani takımların sezon boyunca tüm maçlarda ilk onbirde çıkan futbolcuları vardır ya. Gündüz Vassaf’da benim için öyle bir isim. Nerdeyse her toplu siparişimde bir kitabına yer veririm. En son Tarihi Yargılamak isimli kitabını almıştım. Bu kez sıra Radikal Gazetesi’nde yayınladığı yazıları derlediği bu kitabı aldı.

2- "Türk Siyasetinin Yapısal Analizi - 1" Hasan Bülent Kahraman / Agora Kitaplığı; Hasan Bülent Kahramanı yakından tanımak istediğim için edindiğim bir kitap. Daha önce hiçbir kitabını edinmemiş ve okumamıştım. Gazete yazılarını da takip etmiyorum. Tanıyabildiğim kadarı ile akademik bir dile yakın olan Kahraman’ın, bu kitabının da aynı düzeyde olduğunu düşünsem de, bir kaynak kitap niteliğinde olacağını düşünüyorum.

3- "Özgürlüğün En Büyük Düşmanı Eşitlik Yüzyılın Dersi" Karl Popper / Plato Film Yayınları; Karl Popper, 20. Yüzyılın ilginç ve dikkate değer düşünürlerinden birisi olarak kabul ediliyor.Biri felsefe insanının kitabını almak konusunda tereddüt etsem de, ağırlıklı olarak bir söyleşi kitabı olduğunu fark etmem beni rahatlattı. Kitabı okura sunan yayınevi de son derece ilginç. Plato Film yönetmen Sinan Çetin’e ait ve zannedersem Sinan Çetin kendisini etkileyen bu kitabı, kendi şirketi üzerinden kurduğu yayınevi ile insanlar ulaştırmak istemiş.

4- "Cuntacılıktan Sivil Topluma" İdris Küçükömer / Profil Yayıncılık; Son dönemlerde, Türkiye yakın tarihi içinde 1960 ve 70’li yıllara dair duyduğum ilgi biraz daha arttı. Çünkü bu tarihsel dönemin, Türkiye’de sol siyasetin ilk kez kitleselleştiği, dünyadaki fikirsel akımlardan etkilendiği ve ardından kendisine farklı kanallar yarattığı bir dönem olarak görüyorum. İdris Küçükömer ise bu tarihsel dönemeçte, Mehmet Ali Aybar ile birlikte, daha gerçekci fikirler üretebilen ama ne yazık ki Türk solunda en az iz bırakan bir isim olarak yer alabilmiş. Kitabın, benim bugüne dair algıma da ışık tutabileceğini düşünüyorum.

5- "Devlet Kavgası - Atatürk-İnönü / İnönü-Bayar" İsmet Bozdağ; İsmet Bozdağ, takip ettiğim bir yazar değil. Ne kadar objektif bir yazar olabildiğinden de emin değilim. Ama neticede hiçbir yazar bize bu garantiyi tam olarak veremez. Bu nedenle kişinin okuduğu her bilgiyi bir filtreden ya da sorgudan geçirmesi sağlıklı bir okuma yöntemi olacaktır. Özellikle yakın ve hala üzerinde tartışma yürütülen tarih dönemleri ile ilgili konular böyledir. Kitabın biraz dedikodu mahiyetinde olmasından korksam da, igi çekici detayları olacağını umuyorum.

6- "Türkiye Solunda Üç Tarz-ı Siyaset" Mustafa Şener / Yordam Kitap; Öncelikle yayınevinin son yıllarda en fazla dikkatimi çeken ve sol fikirlere derinlik kazandıran eserlere yer verdiğini söylemek istiyorum. Bu nedenle kitap seçerken bu yayınevinin listesine göz atmayı alışkanlık haline getirdim. İdris Küçükömer’in kitabı içinde aynı şeyi yazmıştım. 1960 ve 1970’lerin başını içeren dönem Türkiye sol siyaseti için bir dönüm noktası. Kitap o dönem oluşan üç faklı akımı (yön, mdd ve tip) inceliyor. Kitap yayınevinin “Kuram / Türkiye Sol Tarihi” kategorisinde yayınlanmış. Cidddi bir tarihsel analiz çalışması olduğunu düşünüyor ve içindeki değerlendirmeleri merak ediyorum.

7- "Aynalar" Eduardo Galeano / Sel Yayıncılık; Aslında klasik yöntemle beğendiğim bir kitap oldu. Bir kitapçıda yaptığım gezinti esnasında denk geldim ve içerisini karıştırdıkça ilgim daha da yoğunlaştı. Galeano Arjantinli bir muhalif yazar. Kitap, bir zihinsel birikim sürecinin eseri. “neredeyse Evrensel bir Tarih” alt başlığı ile yayınlanmış. Bir deneme çalışması olarak değerlendirdim ve fazlası ile ilgimi çekti. Benim için de bir deneme yanılma çabası olacak.

8- "Orlando" Virginia Woolf / Ayrıntı Yayınları; Kitapçı gezilerimde, muhakkak bir dikkatimi çeken, her defasından birkaçını elime alıp incelediğim ama satın alma cesaretini göstermediğim kitapların sahibi Virginia Woolf. İngiliz, feminist yazar. İşe yaşa öyküsünü okuyarak başlamak istedim. Eğer ilgimi çekerse,devam etmeyi düşünebilirim.

9- "Ekmek Arası" Charles Bukowski / Metis Yayınları; Benzer bir durum daha. Bir serseriden çok fazla etkileneceğimi düşünmediğimden çok fazla yanaşmadığım bir yazar. Siyasi kitapların arasında fırsat bulduğum ilk anda okumayı hedefliyorum. Ama ne kadar etkileneceğim, ondan emin değilim.

 
Toplam blog
: 453
: 1826
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

36 güneş yılı. 27 yıl G.antep, 9 yıl İstanbul. İstanbul, 90’lı yıllarda yaşandı, bitti.  Hep şe..