Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '09

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Sorumluluk duygusu ile dolu oğlum

Merhaba Canım oğlum,

Bundan yıllarca önce, benden yaşça hayli genç olan insanlarla bir mesleki eğitim kursuna katılmıştım. Kursta bulunan gençlerin hemen hepsinin yaşı benden 10-15 yaş kadar daha küçüktü. Ancak bunları sorun yapmadan onlarla samimi arkadaşlıklar kurmaya bakmıştım. Sanki onlarla aynı yaştaymışım, aynı duyguları taşımaktaymışım gibi davranmaya baktım.Kursta ders aralarında çay ikram etme , ders dışında yemek ısmarlama gibi Türk Gelenek ve göreneklerinin bir erdem saydığı şeyleri yapmaya bakmıştım. Bunu yapmaktaki amacımda onları kendimle aynı, kardeş, arkadaş olarak görmemden kaynaklanmaktaydı. Bizim toplumuzda nedense insanlar kendi yaşıtları ile arkadaşlık kurmayı bir meziyet saydıklarından dolayı da kendinden yaşça büyük veya küçük olanlarla arkadaşlıklara hoşgörü ile bakamamaktalar. Herkes aynı düşüncede olmasa da gözlemlerim çoğu insanın aynı duyguları yaşadıklarını göstermektedir.

Canım oğlum,

“ Akıl yaşta değil, baştadır” diyen atalarımız ne yazık ki nesillerin kaynaşması , samimi dostluklar kurarak nesiller arasındaki mesafelerin kısaltılmasına çaba harcamamışlar. Bu da toplum olarak sosyal yönden gelişmemize engel olmuş genelde. Bu duruma bir insan olarak her zaman üzülmekteyim.İnsanlara yaşları ile değil, bilgileri ile ve bu bilgilerini hayata ne kadar uyguladıkları ile değer verdikleri zamanın özlemini her zaman hasretle çekmekteyim.

Canı oğlum,

Bu arkadaş, bu kadar samimi ve içten davranışımızı anlamak , bizlerin ilgisini ve sevgisini, bilgisini, tecrübesini almak yerine , onları küçümsediğimizi ve aşağıladığımızı zannetti. Hatta biz bu davranışımızdan bir karşılık beklemediğimiz halde onu kullandığımızı yakın çevresine ve bizim haberdar olacağımız şekilde dillendirdi. Çünkü toplumda ilişkiler hep insanların birbirlerini kullanması, küçümsemesi veya yüceltmesi üzerine kurulu .Ya da benim muhatap olduğum gençlere bu düşünce bilinç altından aşılamış ailesince ve toplum tarafından. Sebep de şu ki bizlerin belli bir geliri olduğu halde onların öğrenci olması idi. Biz onları kardeşçe seviyor , onlara ikramda bulunuyorduk.Onlar ise bu davranışımızı onları küçümsediğimizi sanmaktaydılar . Halbuki önyargılardan kurtularak bu davranışımızı doğru anlamış olsalar durum farklı olabilirdi.Önyargı her zaman her yerde insanın gerçekleri görmesini ve insanı kör eden tutumdur.Bunu başka mektubumda anlatmak isterim sana .

Canım oğlum,

Onlar, bu davranışımızı yanlış anladıkları zaman, bu sefer onlardan uzak kalmaya bakmış , aramıza belli bir mesafe koymuştum. Bu sefer bu davranışımız ise “Kibirlilik” olarak algılanmaya başladı.Baktım ki nasıl davranırsak davranalım onlar , bizim davranışlarımızı , bizim niyetimizle paralel olarak algılamayacaklar , bizlerde aramızdaki dostluk ilişkilerine daha büyük mesafe koymaya baktık. Bu davranışımıza bilmem nasıl yorum yaptılar? Onların söyleyecekleri şeylere kulaklarımızı tıkayarak, kursun asıl amacı olan , bizlere verdiği mesleki bilgiye bakmaya başladık. Bütün dikkatimizle mesleki bilgimizi artırmaya ve kurs arkadaşlarımız ile bu olaydan sonra fazla muhatap olmamaya baktım.

Canım oğlum,

Tüm bu davranışların temelinde , o genç arkadaşlarımıza anne ve babalarının “ sosyal sorumluluk bilinci” aşılamaması ve onlara gereken “toplumdan nasıl fayda sağlanacak ?” bunu tam anlamı ile öğretmemelerinden meydana gelmekte.Gençlerde bu davranışları sonucunda çevrelerindeki “iyi niyetli insanları “ anlamadıkları için hayat onlara daha zor ve acımasız gelmekte.

Canım oğlum,

Anne ve babaların çocukları üzerindeki “toplumu anlama ve toplumdaki bireylerin niyetlerini kavrama” bilinci aşılamaları veya aşılamamaları onların hayatta başarı veya başarısızlık, mutluluk veya mutsuzlukları , anlama veya anlayamamaları üzerinde büyük tesiri olmakta .Ama anne ve babaların çok büyük çoğunluğu bunun farkında bile değiller .

Sevgili oğlum,

Anne ve babalar bu dünyayı “tehlikelerle dolu” bir dünya olarak çocuklarına göstermek yerine, “ her insanda öğrenilecek bir şey, her olayda alınacak bir ders, her gidilecek yerde bir ibret “ olarak tanıtsalar ve dünyayı öyle gösterseler inanmaktayım ki çocuklar dünyayı daha çok sevecekler ve acılar ve hüzünleri o ölçüde daha az olacaktır.

Canım oğlum,

Hayatta olayları her zaman yanlış anlayan insanlar olduğu kadar, toplumun temel değer yargılarına her zaman ters davranan, anne ve babanın maddi ve manevi imkanları ile şımararak , kendilerinden daha küçük ve değersiz sandıkları insanlarla alay etmek , onlara kaba davranmayı marifet sayan “ aykırı insanlar” a rastlamak da hayatta seni üzmesin. Ben sana nasıl bu mektuplarla bir eğitim vermeye çalışmaktaysam, muhtemel ki o anne ve baba da çocuklarının her istediklerini karşılayarak çocuklarına iyilik yaptıkları kanısındalar. Ama hem çocuklarına hem de topluma ne kadar kötülük yaptıklarının ve kendilerini küçük düşürdüklerinin farkında olamayacak kadar gaflette olduklarının bile farkına varamamaktadırlar.

Canım oğlum,

Bir baba ve anne olarak bizim sana öğrettiklerimiz , okulda öğretmenlerinin öğretecekleri, kitaplardan ve toplumdaki önder bildiğin insanlardan öğreneceğin “ toplumun değerli bulduğu erdem kabul edilen davranışlar” ın ne olduğunu iyi öğrenerek bu davranışlara aykırı yaşamamaya ve toplumun temel değerlerine saygılı olarak yaşamaya bakmanı sana şiddetle tavsiye etmekteyim.

Canım oğlum,

Hayatta neyin topluma aykırı olduğunu , hangi insanların toplum tarafından sevilmediklerini çok iyi tespit etmeni dilerim. Bunlar sana hayat boyunca rehber olacak kavramlar olacaktır.Bu kavramları iyi anladığın zaman onları yerli yerinde kullandığın zaman sana mutluluk, yerli yerinde kullanmadığın zamanda sana mutsuzluk getirecektir.Sen sana neyin mutluluk neyin de huzursuzluk getireceğini iyi anladığın zaman hakiki manada olgunluğa da ulaşmış olacaksın.

Canım oğlum,

Hayatta her şeye gücün yetmeyebilir. Ama güzel kişilik geliştirmek, “etkili ve verimli insan olmak” her zaman sana güzel insanlarla dost olmanı sağlayacaktır.Bunu başarmak içinde bilinçli ve olayların farkına varan insan olman gerekmektedir. İnsanlara yaşı , başı ve fiziki durumları ile değer vermediğin ve senin ziyaretinden hoşlanan insanlara , seni seven insanlara ziyarette bulunduğun zaman onlarında sana her zaman maddi ve manevi destek olacağını göreceksin.

Canım oğlum,

Har insan çevresindeki hazinelerin, çevrelerinde ne gibi değerlerin var olduğunun farkına bile varamazlar. Bu farkına varamamak , onların tutumlarından ve çevrelerine bakış açılarından kaynaklanmaktadır. Sen çevrene geniş açıdan ve duygularınla değil, bilgilerinle baktığın zaman çevrende aslında herkesin senin gelişimine katkı sağlamak için can attığını göreceksin. Sen “iyi niyetle” davranmaya devam edersen, başta baban olmak üzere, herkes sana hem “ iyi niyetle” hem de sevgi ve ilgi ile destek olmaya devam edeceklerdir.

Canım oğlum, Bu sana anlattıklarımı ilerde okuyarak faydalandığını ve topluma hakiki manada faydalı bir evlat olarak yetiştiğini görmek her zaman bana mutluluk verecektir.

Selamlarımla

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..