Sosyal ahlak ve Türkiye

Özellikle gelişmiş ülkelerin toplum yapılarını incelediğimizde sıkı bir halk-devlet bütünlüğü olduğunu görüyoruz. Peki bu bütünlüğü nasıl sağlıyorlar. Halk devlete karşı yükümlülüklerini yerine getirirken devlet de sosyal statüsü ne olursa olsun halkın hakkını ve hukukunu gözetiyor. Böyle sıkı bir düzen içinde işleyen sistem uzun vadede karşılıklı güven duygusunun kuvvetlenmesine, toplumsal stresin azalmasına, suç oranlarının düşmesine, refah seviyesinin artmasına, özetle medeni bir toplumun oluşmasına temel oluşturmaktadır.

Böyle biz düzenin oluşmasında en büyük etken sosyal ahlaktır. Peki nedir sosyal ahlak ve nasıl oluşur?

Dürüstlük, iş ahlakı ve sorumluluk bilinci, aile ve toplum içi karşılıklı saygı, toplumsal kurallara uyma, çevre bilinci, vatandaşlık görevlerini yerine getirmek, kısaca toplumsal ahlaki değerlere sahip olmak.

Tüm bu olguları sosyal ahlakı tanımlamak için kullanabiliriz. Sosyal ahlak sahibi olabilmek için aile içi yaşam, eğitim hayatı ve toplum içi yaşam evrelerinin üçününde eksiksiz olması gerekir. Sosyal ahlak değerlerini taşımayan ebeveynler,öğretmenler ya da iletişim içinde olduğumuz insanlar bize değer katamazlar.

Sosyal ahlak değerleri kuvvetli bir toplum, kuvvetli bir devlet demektir. Her şey tek bir bireyle başlar. Çünkü annemiz, öğretmenimiz, fabrika işçimiz, doktorumuz, oto tamircimiz, polisimiz, askerimiz, işverenimiz, milletvekillerimiz, cumhurbaşkanımız ve aklımıza gelen her insan işte her şeyin başladığı o tek bireydir.

Şimdi gelelim üzülerek takip ettiğimiz ve yaşadığımız ülkemizin durumuna;

Burada size bir soru sormak istiyorum. Neyimiz eksik ve neyi yapamıyoruz ki sosyal ahlakı çökmüş 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' olgusuyla hareket eden, kendi çıkarları doğrultusunda her türlü toplumsal değeri çiğneyen bir toplum haline dönüştük?

Bu sorumu kabul etmeyenler, her şeyin güzel ilerlediğini düşünenler olabilir saygı duyarım, ama şunu belirtmekte fayda var inandığı gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar. Ben sorduğum sorunun cevabını kendimce vereyim, işte her şeyin başladığı o tek bireyi  sosyal ahlak değerleriyle eğitemediğimiz için bu durumda olduğumuzu düşünüyorum.

Cennet vatanımızda her güne huzurla uyanabileceğimiz, kimseye güvenemediğimiz için kabuğumuza çekilmediğimiz, devletimizin bize sahip çıktığını bildiğimiz, adil gelir dağılımının olduğu, silahların sustuğu, tüm etnik toplulukların kardeşçe yaşadığı, refah seviyesi yüksek, toplumsal stresin olmadığı, kadın ve çocukların cinsel ve fiziksel şiddete maruz kalmdığı, kimsenin vergi kaçırmadığı...(siz sonuna farklı dileklerinizi ekleyebilirsiniz.) günlerin gelmesi ümidiyle...

Herkese saygılarımı sunarım.