Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '12

 
Kategori
İnternet
 

Sosyal medya mı, asosyal medya mı?

Sosyal medya mı, asosyal medya mı?
 

Bir “iletişim ortamı” olarak “sosyal medya,” “sanal ortamda,” “kullanıcı tabanlı,” guruplar arası ve/veya bireylerarası “erişimi” sağlayan ve aralarındaki “etkileşimi” ile çağımızın vazgeçilemez öğesidir.

“Sanal ortam” ile “gerçek ortam” arasındaki sınırın da belirsizleştiği kolaylıkla algılanmaktadır.  Sanal ortamda “arkadaş bulma,” “iş bulma,” “tanışıp-evlenme” insanlarla “sosyal ve siyasal düşünce paylaşma,” “fotoğraf/video,” ve“bilgi gönderme,”  “erişme” özellikleri bakımından bir “iletişim devrimidir. Sosyal medyada “sosyal ağlar” ve “toplu guruplar” başlıca unsurlardır.

13 Nisan 2012 tarihli bilgiler ışığında; A.B.D.’de bulunan Interactive Advertising Bureau’nun(IAB) “Türkiye İnternet Ölçümleme Araştırması”na göre 24 milyon internet kullanıcısının bulunduğu Türkiye’de kullanıcıların %86’sı her gün internete bağlanıyor.

Söz konusu kitlenin %42’sinin 25-44 yaş aralığında olduğu, %48’inin internetten gazete ve haber okuduğu ortaya çıkmıştır.         

Dünya’da 652 milyon aktif Facebook kullanıcısı bulunmaktadır.En çok Facebook kullanıcısına sahip ülkeler sırasıyla şunlardır:1- A.B.D.150milyon, 2- Endonezya 36 milyon, 3- İngiltere 30 milyon, 4- Türkiye 27 milyon

Türkiye, Fransa, İtalya, Almanya gibi “G-20” üyesi olan dünyanın en zengin AB ülkelerini ve “program yazılımının” “anavatanı” Hindistan’ı da geride bırakmıştır

Günümüzde yaygın bir şekilde kullanılmakta olan “sosyal medya” ve “sosyal paylaşım sitesi” kavramları, başta A.B.D. tarafından ortaya atılmış ve zamanla kabul görm

Yeni bir “iletişim ortamı” olan “sosyal medyanın” neden “sosyal” olamayacağına yönelik düşüncelerimi sizinle paylaşacağım.

Özellikle, gençler arasında kullanım değeri bakımından hızlı bir yükseliş gösteren “sosyal medya,” diğer yandan da günümüzün “kitle medyası”na rakip olmasına karşın “sosyal” bir “olgu” olmadığını irdelemeye çalışacağım.

“Sosyal medya,” “sanal dünyada” değil, “gerçek dünyada” birbirinden haberdar olan en az iki insan arasındaki  “belirli bir süreçte” ”anlamlı” ve/veya “belirli” amaçlar içeren bir “iletişim sistemi” olmalıdır.  

“Sosyal bir olgu”olabilmesi için ortada “karşılıklı özgür irade beyanı” olan “katılımcı” en az “iki insan(birey)” olmak zorundadır.”Sosyal ilişkide” en az “iki kişi” olmalıdır.

Bireyin doktora tezi için,”kaynak araştırması yapmakveya “hobi amacıyla” sürek avcılığı, cross-country kayakçılık için “soysal paylaşım sitelerinde;” “bireysel” olarak internet erişimi olan evinde “arama motoru” Google’da dolaşmak “sosyal medya” anlamı taşımamaktadır.

Bireyin  “sosyal ağlar” ve “sitelerde” günlük gazetesini okuması, yemek tarifi alması, tarot falı açması “münferit davranış” olması nedeniyle “sosyal olgu,” sosyal ilişki” değildir.

Özellikle “aile içi iletişim” kurmayı başaramayan   kendilerini “sanal ortamda” ifade etmeleri sonucu “arkadaşlık kurma” cesareti kazanıyorlar.

Zamanın nasıl geçtiğini anlayamayan bireyler “bağımlılık sürecine” giriyorlar; p.c. notebook veya tablet karşısında sabahlıyor, ailesine ilgi göstermemeye başlıyor, aralarındaki “iletişim” kopuyor.

“Bireysel sorumluluklarını” yerine getiremeyecek düzeyde olmaları çalışma performansının dolayısıyla “iş veriminin” düşmesine neden oluyor.     

Böylece, “sanal dünya” içinde “yapayalnız” “çevresinden kopuk” “asosyal” varlık olup çıkıyorlar.

İşte tüm bu “aktiviteler” ve “bilgi transferi” “tek yönlü iletişimdir.” “Karşılıklı etkileşim” olmadığı gibi “ortak bir anlam” da taşımamaktadır.

Soruyorum, bu olgu, SOSYAL MEDYA MI, ASOSYAL MEDYA MI?.

 
Toplam blog
: 392
: 908
Kayıt tarihi
: 27.11.11
 
 

1951 Muğla doğumluyum. Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'ni 1974 yılında bit..