Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '12

 
Kategori
Şiir
 

Sosyete Melahat

Sosyete Melahat
 

ARNAVUT KALDIRIMDA DURURKEN, İZMARİTİNİ ATAR...


 
Bugün
 
Benim için 'özel bir gün.'
 
Aradan tam otuz yıl geçti,
 
Gençliğimin ateşli günlerinden...
 
Nerde akşam orda sabah olan bir gençliğim vardı.
 
Kaç gündür aradan geçen yılları,
 
Sanık sandalyesine aldım sorguluyorum
 
Ve ben ne yaptım şimdiye kadar?
 
Bir ara
 
Melahat'ın olduğu bir mevzu’ya denk geldim.
 
Hani şu bizim ‘Sosyete Melahat'.
 
Hep süslü püslü giyinen,
 
Yüzüne makyaj vurdu mu,
 
Yüzü yağlı boya tablosu olurdu.
 
Çoğu zaman
 
Beyaz ve dar mini bir etek giyer,
 
Üstüne de kırmızı bir buluz.
 
Mahallede tespih sallayan,
 
Bütün gençlerin gözlerini üstüne çekerdi
 
Ve düşlerini süslerdi.
 
Aslında soracak olursan,
 
Yüzüne bakan yoktu sadece başka şey...
 
Ben lise son sınıfındaydım
 
Günün birinde
 
Bu sosyeteyle arkadaş olduk
 
Boş derslerden okuldan kaçar
 
Onunla volta atardık
 
Bu köşe benim
 
Şu köşe senin diye...
 
Bir babası vardı,
 
Ayakkabılardan çivi çeker
 
Sonra yerine yenisini çakardı.
 
Babası fakirdi,
 
Zaten
 
Bu yüzden bizim mahallede oturuyorlar ya!
 
Ama
 
Melahat bir sosyete kızı gibiydi.
 
Bir gün
 
Gene okuldan kaçtım,
 
Bizim sosyeteyle buluşmak için.
 
Bu sefer volta atmadık parklarda.
 
Bir bekâr evinde buluştuk.
 
Zaman
 
Nefisle savaşılan bir zamandı.
 
Bir odada,
 
Yan yana oturmuştuk
 
Başım önüme eğikti
 
Daha ateşli günlerimin ilk günüydü..
 
Bir ara
 
Elimi tuttu,
 
Ve elimi tutar tutmaz
 
Kalbim gümbürdemeye başladı
 
Çok heyecanım vardı
 
İlk kez
 
Bu kadar yakındın bir kızla
 
Bir anlık arkadaşların dediği içimden geçti:
 
'affetmeyeceksin!'
 
Ama
 
Ayakkabılara çivi çakan babasını hatırladım
 
Kendisine acıdım
 
Hemen elimi çektim
 
Ve ardıma bakmadan çıkıp gittim.
 
Babasına acımıştım
 
Zaten mahallede
 
Melahat'a acıyan yoktu...
 
O günden sonra uğramadım ona
 
Sonra ne oldu ona bilmiyorum.
 
Lisenin ikinci devresine geçmeden
 
O mahalleden taşındık...
 
Günün birinde
 
Onu markette alış veriş yaparken gördüm.
 
Bu sefer yüzünde
 
Kiloyla boya yoktu
 
Bir de dar ve mini eteği yoktu
 
Ve kırmızı bluzu da...
 
Bunun yerine
 
Başına bir yazma bağlamıştı
 
İmana geldiğini düşünüyordum içimden
 
Ama
 
Yıllar sonra anlayacaktım daha imana gelmediğini...
 
Beni tanımaması için
 
Oradan ayrıldım,
 
Köşe başında çıkmasını bekledim
 
Dışarı çıkınca
 
Evine kadar dikiz ettim.
 
Sonra anladım ki
 
Onlar da bizden birkaç ay sonra
 
Mahalleden taşınmışlardı.
 
Yeni evleri
 
Birkaç mahalle aşağıdaydı.
 
Bana hakkı geçmişti.
 
Ne de olsa
 
Onun sayesinde;
 
'Artist Nebahat'ı, Erkek Sabiha'yı,
 
Alevi ve birçoklarını tanımıştım.
 
Ne de olsa
 
Ateşli günlerimin ilkine
 
Kibrit çakan oydu.
 
Bir sefer
 
Kitapçıda kitaplara bakarken
 
Onunla karşılaştık.
 
Beni tanımadı.
 
Ama ben onu tanımıştım.
 
Zaten
 
Nasıl tanıyacaktı ki?
 
Onca kişi onu tanır
 
Ama o hiç kimseyi tanımaz.
 
Bazıları müstesna.
 
Adını hiç unutmam
 
'Sosyete Melahat!'
 
Kitapçıdan sonra
 
Onu bir daha göremedim.
 
Daha sonra,
 
Kulağıma bu şehirden
 
Taşındıkları haberi çınladı.
 
Hakkını yememek lazım
 
Hoş bir sosyeteydi.
 
Aradan otuz yıl geçti.
 
Ve hâlâ ismi kulağımda çınlıyor
 
'Sosyete Melahat' diye.
 
Artist Nebahat'a benzemezdi
 
Hareketleri ise
 
Erkek Sabiha'ya hiç benzemezi
 
Kendisi gibi biriydi.
 
Canı ne isterse onu yapardı.
 
Uçmak mı? Uçardı...
 
Sevmek mi? Severdi...
 
En önemlisi
 
Herkes ona 'eyvallah' çekerdi.
 
Bu otuz yıl içerisinde
 
Ben de çoluk çocuğa karıştım.
 
Şimdi
 
Beni akşamları evde bekleyen
 
Bir ailem var.
 
Artık
 
Nerde akşam orda sabaha paydos ettik.
 
Ve ben mutluyum, buna razıyım...
 
Sosyete Melahat'ın
 
Nerden aklıma geldiğini bana sorarsanız
 
Aslında ben de bilmiyorum
 
Yazık oldu Melahat'a,
 
Kim bilir şimdi hangi mahallede!
 
 Bilal İKİZASLAN
 
 
Toplam blog
: 36
: 362
Kayıt tarihi
: 13.12.11
 
 

. ..