Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '13

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Sözvarlığımız

Sözvarlığımız
 

Kartal dergisi 2005


“Dil çalışmalarında bir sözcüğün hangi köke dayandığı, yerli mi, yabancı mı olduğu, başlangıçta hangi kavramı yansıttığı, ne gibi gelişmeler gösterdiği gibi konuları aydınlatmaya yönelen dala öteden beri KÖKENBİLGİSİ (ETYMOLOGİE) adı verilir.” (1)

Dilimize girmiş bazı yabancı kökenli sözcükleri başlangıçtan bu yana geçirdiği evrelerle tanımaya çalışalım:

1. SÜMELA*

istomela : is / -e , -a ;  - to :ilgeç ;  - mela : esmer güzeli (MERYEM)

eis (-e/-a/-ye/-ya) –to (harfi tarif) –melas (siyah esmer güzeli,yağız)

İstomela–stomela-sutumela-sumela : Meryem anlamındadır.

Dünyada iki yerde, Polonya ve Trabzon’da (Sumela) ikona siyaha boyalıydı.

2. LAİK*

Lavos-laos : halk (la : kök  , os : ek)

Laikos  (la – ikos) : Halkça , halka özgü ;  -ikos : önad (sıfat) eki  (Yunanca)

Laique : laik (Fransızca)
 “Lavos – laos – laikos – laik” evrimleşmesi sonucu dilimize girmiştir.

3 . STAR*
 Stare (Farsça) – aster (Fransızca, Latince) – stern (Almanca) – star (İngilizce)

4 . DAYI , DEYZE (TEYZE)*
 Da’i (Farsça) – dayı (erkek için)
 Da’ize (Farsça) – deyze-teyze (kadın için)

5.. EL RUM (ROMALI)
 Roma İmparatorluğu’ nun Hindistan’a kadar dayandığı ve Araplara sınırdaş olduğu dönemde ROMA anlamına gelen EL RUM (ROMALI) sözcüğünü ilk kez Araplar kullandı. Yönetenler Roma kökenli olduğu için EL RUM (ROMALI) , Anadolu’ya da konuşulan dilden dolayı RUMELİ (RUM DİYARI) adı verildi. Yaşayan halk ise Rum adını aldı. Oysa bu yanlıştı. Çünkü, Rum, Yunanlı anlamında değildi. Yöneticiler Romalı, halk ise Yunanlıydı. El Rum sözcüğü yöneticileri karşılamak amacıyla kullanılmıştır. Kısaca, Rum, Yunanlı anlamında değil ROMALI (BİZANS) anlamındadır .

6. YOLBAŞ , OTURGIÇ

1992 Temmuz'unda Yomra Fen Lisesi’nde Türkmen öğretmenlere Türkçe kursu verildi . Türkmen öğretmenler Türkçe'nin gelişmişliği karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler . Türkmence sözcüklerden kök ve ekin Türkçe olması nedeniyle iki örnek sözcük sunmak istiyorum .

YOLBAŞ  :  Kılavuz
OTURGIÇ : Sandalye

Türkiye Türkçesinde yer alan “dalgıç , başlangıç” sözcükleri de “-gıç” ekiyle  türetilmiştir. Bu dilimizin, dilimizin kurallarının geniş bir coğrafyada yaşadığının kanıtıdır.

Dilimizi geliştirmek O’nun sözvarlığını tanımaktan geçer. Sözcükbilimi çalışmaları yerli ya da yerli ya da yabancı bir sözcüğün nereden geldiğini, hangi kökene dayandığını amaçlar. Dilimizde ulaşılan varsıllık, O’nu söz varlığını tanıdıktan sonra gerçekleşmiştir. Bu alanda epeyi yol aldığımızı dilimizin gelişmişlik düzeyi kanıtlıyor.

Dilimizi geliştirip anlatım gücünü artırmak yolunda yabancı sözcükler yerine bulup koyduğumuz, türettiğimiz  sözcüklerle konuşup yazıyoruz. Bu, kıvanç verici bir olay. Ancak, dilde özleşme çabaları hiçbir dönemde durmayacaktır. Çünkü her dönemde dilimizin yabancı sözcüklerden etkilenmesi söz konusu olacaktır. Bugün Batı kökenli “computer” sözcüğü yerine türettiğimiz “bilgisayar” dilde özleşmenin sürdüğünü bize örnekliyor.

Dilimizin dününden olduğu gibi, yarınından da dilciler, ozanlar, yazarlar sorumlu olacaktır. Çünkü dili işleyen, sözcüklere biçim veren onlardır.

( Hürses , Sanat Yorum , 21 Temmuz 1992 , s. 2, Trabzon / Vakfıkebir )

1 . Prof . Dr . Doğan Aksan ;  Dil , Anlam , Sözcük ; Anadolu Üniversitesi yayınları
  * “Sumela, laik, star, deyze (teyze), El Rum” sözcüklerinin kökenbilgisini açıklamada katkıda bulunan Trabzon / Kisarna doğumlu matematik öğretmeni, Almancayı uzmanlık derecesinde bilen şimdi aramızda bulunmayan sevgili Ahmet Dikmen’i özlemle anıyorum.

  

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..