Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '15

 
Kategori
İnançlar
 

St George (Yorgos)'un gerçek Destanı

St George (Yorgos)'un gerçek Destanı
 

Onun Gerçek Destanını Uydurulan Hristiyanlık Mitolojiye çevirdi. Bu maksatlı yapıldı...


Yorgos ( İlyas, Giorgi, Yorgi, George) babası gibi asker olmak istiyordu. Babası Bythinia bölgesi en yetkili generaldi. Yorgos’un annesi Kapadokyalı babası Filistinliydi. Yorgos daha küçük yaştan itibaren eline kılıcı alır agaçlarla savaşırdı. Yetenekliydi kılıç kullanmakta. Babası da onun asker olmasını istiyordu ta ki İsevilik inancına geçene kadar. Babası İsa’nın inancına yeni geçmiş ve gizli gizli ibadet yapmaktaydı. Yorgos babasının yaptığı bir takım dua hareketlerine şaşırıyordu. Bazen babası eve arkadaşlarını getiriyor ve bozulamış incilden pasajlar okuyup evlerine dönüyordu. Yorgos’un geniş bir ruh dünyası vardı. Roma ve Yunan tanrılarına asla tapmıyordu. O Kapadokya’da tanıştığı Thomas’tan Tek bir Allah’ın olduğuna ve Hz İsa’nın Allahın ÖNCE KULU sonra Resulu olduğua inanmıştı. Bu inancın temelinin Allaha güven ve umut etmek olduğunu öğrenmişti. Oysa Tarsus’lu Saul ve Antakya’lı Peter İsa’yı Allah'ın parçası yaparak inancı mahvetmişlerdi. Cahil Anatolia halkı’da eski Yunan Roma inancına benzetilen Putlaşmış İSA’yı daha çok benimsemişlerdi. Aslında farklı olan bir şey yoktu. Bir tarafta Zeus ve Jupiter diğer tarafta onların yeni kimliğine bezenmişti İsa.

Bişeyler yapmalıydı. Arius ve taraftarları Sezara ve Saul’un adamlarına karşı büyük bir mücadele başlatmıştı. Tevhit’in sesi olan Arius diğer tarafta Şirkin ve şimdiki hristiyanlığın babası Saul.

Yorgos kendisine bağlı askerlerle Tevhit İseviliğine geçmişlerdi. Ariusçu Muvahhitlere en büyük desteği veren orduyu kurmuştu. Anatolia’da şirk ve Tevhit mücadelesinde Sezar tahtına destek sağlayan Şirkin taraftarlarını destekliyordu çünkü Tevhit onun konumunu sorguluyordu, Tevhit onun haksızlıklarına karşı geliyordu, Tevhit onun yarı ilahlığını kabul etmiyordu. Yorgos’ta öyle.

Ariusçular Anatolia’da bir yanda cahil halkla diğer yada sahte dinle ve Sezar’ın askerleriyle mücadele ediyorlardı. Yakalandıkları yerde devlet ve halk düşmanı ilan ediliyor ya katlediliyorlar ya da Roma’ya arenaya çıkartılıp aç aslanlara yediriliyorlardı. Yorgos’ta yemin etmişti hayatının sonuna kadar zalim otorite ve sahte uyduruk dinlerle mücadele edeceğine. Yemin etmişti Tevhidin temeli olan Ahlak ve Adaletin toplumun zemini oluşturan ilke olarak yerleşmesine gayret edeceğine.

Arius’un taraftarları gülümseyen umut dolu gözlerle bakan harika insanlardı. Asla yalan söylemeyen insanların güvenini kazanmış karakterleri birbirine benzeyen mükemmel kişiliklerdi.

Yorgos (George) ve Arius taraftarları güçlerini birleştirip büyük bir ordu kurdular, hedeflerinde Konstantinopolis şehri vardı. Eğer Konstantinopolis alınırsa o zaman hem Avrupa hem de Asya da Tevhit inancı büyük bir zafer kazanabilirdi. Roma’ya karşı Nova Roma alınmalıydı. Nikomedea (Kocaeli) şehrinde Sezar'ın orduları onları karşıladı. Büyük bir savaş başladı. Bir avuç muvahhit Anatolia’da var olma savaşı veriyordu şimdi. Aslında hata yapmışlardı, yeteri kadar güçleri yoktu zira Sezar'ın ordusu it sürüsü gibi kalabalıktı ve daha düzenliydi.

Ancak Yorgos ve Muvahhitler yorulmuştu. Sezar'a karşı daha az sayıda askerleriyle kahramanca savaşıyorlardı. Onlar bu topraklarda ölürlerse Tevhit Anatolia ve Trakia’da bitecekti. Yorgos hem savaşıyor hem de dua ediyordu “Rabbim! Bir avuç insanız şurada, sen bizim kanlarımızı canlarımızı Tevhit inancı üzerine ölenlerden yaz. Sen bizim kanımızla yazdığımız bu destanın ehli Şirk tarafından kullanılarak yağdanlık dine malzeme olmasına engel ol. Sen Tevhidin sancağının Anatolia’da ve Trakia’da dalgalanmasını nasip et, sen Konstantinopolis’i şirkin elinden kurtaracak komutanı ve askeri yolla” der. Hem dualarını tekrarlamakta hem de savaşmakyatdı ancak ona atılan mızrak parçalanmış zırhını delip canını aldığında söylediği son söz “Şahit ol Ya Rab ben Muvahhitlerdenim”.

Onun ölümü askerlerinde morl çöküntüsü yapsada içlerinden Joshua “Evet o öldü ama madem o öldü yaşamak bize haram olsun. Sonuna kadar Sezar'ın gücüne koyup tarih destanımızı gelecek kardeşlerimiz duyursun” der. Bu söz onlarda büyük etki yapar ve Nikomedea (Kocaeli) tarihinde görmediği bir destana şahitlik eder. Yiğit Yorgos ve adamları canlarını Allah’a teslim ederler.

Onların destanı sonradan mitolojiye dönderilmişti. Sezar ve yağdanlık din onları aziz ilan edip kutsayıp putsadı onu Ejderhayı yenen kahraman ilan ettiler. Üstelik beyaz zemin üzerindeki kırmızı haça St George Haçı ( Yogos’un Haçı) dediler. Bu haç ve George adı bir çok ülkeye (Georgia/Gürcistan,) Eyalete (Georgia Eyaleti Atlanta Başkentidir), Moskova, Beyrut, Amersfoort, Lybliana’nın semboliüyken İngiltere’nin, Kuzey İrlanda’nın, Avusturyanın, Alfa Romeo Arabalarının, Barcelona Futbol Klüplerinin sembol ve bayraklarında süs olarak durmaktadır.

Oysa Yorgos (George) bu zihniyetle savaşmıştı.

Yorgos adı bugün dünyada en yaygın ( İlyas, Giorgi, Yorgi, George)  isimlerdendir. 

Türkiye'nin henüz Anatolia iken üzerinde yaşamış nice Muvahhit yiğitleri vardı. O yiğitlerin o SALİHLERİN duasını yaşamadığımıza emin miyiz?

“Zekerya’yı, Yahya’yı, İsa’yı ve İlyas’ı hidayete erdirdik. Her biri Salih kimselerdendi.” Enam 85

Not: Bu yazı Babam İlyas'ın aziz hatırasına armağandır...

 
 
Toplam blog
: 722
: 3755
Kayıt tarihi
: 23.01.09
 
 

A.Ü İktisat Fakültesi mezunuyum, daha önce Kazakistan ve Hollanda'da eğitmenlik ve tercümanlık iş..