Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '11

 
Kategori
Türk Mutfağı
 

Su böreği ''water pie''mıdır?

Ben Dr. Erhan Ateş, 49 yaşındayım, çocuk hekimiyim. Serbest hekim olarak çalışmaktayım. Birer Doğan Kitap yayını olan "Modern Bebek Bakımı", "Modern Çocuk Bakımı", "Kim Korkar Ergenlikten" kitaplarının yazarıyım. Öğrencilik yıllarımda Fako İlaçları A.Ş. ve Roche İlaçları A.Ş. şirketlerinde ve de yeminli tercüme bürolarında tercüman olarak çalıştım. Birinci İngilizce kamu sınavında en yüksek puanı aldım. Simultane ve yazılı tercüme çalışmalarına halen devam ediyorum. İngilizce bilgim ve tercüme yeteneğim beni bir gün Türk mutfağına ait güzelim yemeklerin isimlerinin tercüme edilmesi misyonuna götürdü. Nasıl mı? 

Yıl 2004. Bir pazar günü eşimle meşhur bir kuru fasulye restoranında yemek yerken mönüde "aşure"nin İngilizce karşılığının, bilinemediği için, tuhaf bir İngilizce tanımlama ile belirtildiğini gördük. Uzun bir İngilizce cümle ile yapılan tanımlama sanki "müsli"den bahseder gibiydi. "Aşure"nin İngilizce karşılığı "Noah's Puding"dir. Bu bilinemediğinden mönüde uzun ve tuhaf bir İngilizce tanımlama yapılmıştı. Restoranlarda yemek isimlerinin İngilizce karşılıklarının yazılamaması sorununa dikkat çeken bu konuyu düşünürken elime aldığım Hürriyet Gazetesi'nde, ünlü gurme yazar ve ekonomist rahmetli Arman Kırım'ın da aynı konuyu işlediğini fark ettim. Yazının başlığı "Bir porsiyon water pie lütfen" idi. Yazar, güzelim su böreğinin İngilizce karşılığını bilemediğimizi, bu nedenle de tanımlayıp tanıtamadığımızı belirtmekteydi. Su böreği için yapılan cahilce bir tercüme denemesi bizi water pie kelimesine götürür.İngilizce "water pie" dediğinizde bu tanımlamayı duyan, İngilizce bilen bir kişinin aklına asla su böreği gelmez, özellikle Amerika'da bilinen bir pie yani tart çeşidi aklına gelir. Water pie, basit malzemelerle yapılan bir tart çeşididir ve asla su böreğinin İngilizce karşılığı değildir. 

Ülkemiz gıda sektöründe yer alan her kurum ve bu kurumlara hizmet eden medya sektörü, öncelikle 3 ana başlıkta sorun yaşamakta. Öncelikle 

- yemek ve gıda isimlerinin listesine internette kolaylıkla ulaşılamamakta. Bu durum o kadar büyük bir sıkıntı yaratmakta ki, daha geçen ay, dünyaca meşhur şirin kasabamız Şirince'de bir kafede, kolaylıkla "butter" kelimesi ile tercüme edilebilecek tereyağı için, "sweat oil" tanımlaması ile karşılaştığımı belirtmek isterim. Tereyağı kelimesi, tere ve yağ olarak ikiye ayrılmış ve ter-yağı anlaşılır bir İngilizceye ulaşmış. Düşünsenize, mönüyü İngilizce okuyan bir kişi, kahvaltıda "insan ter yağı" sunulduğunu sanabilir, ülkesine dönene kadar midesi bulanabilir. 

- basit yemek isimleri ve yemek tanımları da internet ortamında herkesin kolay ulaşabildiği bir mecrada yer almalı. Yine bu yaz Bodrum'da bir pizzanın "sebze with vegetables" terimi ile sunulduğunu görünce gözlerim faltaşı ile açılmıştı. 

- Rahmetli Arman Kırım'ın hayali olan, Türk yemeklerinin pazarlanabilmesi ülküsüne odaklanmamız gerekmekte. Tabii ki isim bulamadığımız yemeklerimizi pazarlamak zor olacaktır. Yeni Zelandalıların başarısını biz de tekrarlamalıyız. Tüm dünyaya kivi meyvesini tattırmaya karar veren Yeni Zelandalılar kökeni Çin olan bu meyveye, bir kuş ismi olan "kiwi" kelimesini yakıştırdılar be büyük bir başarı elde ettiler. Su böreği, kazandibi, ekmek kadayıfı, karnıyarık, kadınbudu köfte, imambayıldı, hünkar beğendi gibi sonsuza uzanan bir liste bizden yardım istemekte. 

Evet kolları sıvıyorum ve bu blog aracılığı ile sizleri bu önemli konuları düşünmeye davet ediyorum. 

 
Toplam blog
: 4
: 1267
Kayıt tarihi
: 09.08.11
 
 

Güzel ülkemizin güzel yemeklerinin her dilde, özellikle de İngilizce'de karşılığının olması, en büyü..