Şu mübarek ayda, üzerinde düşünelim

Şu mübarek ayda tv. programlarına baktığımda benim anlayamadığım bir yaklaşımdır sürüp gidiyor. Neden bahsettiğimi soracak olursanız, hangi kanala baksam yemek çeşitlerinden, yiyeceklerdeki fiyat artışlarından vs. bahsediyor ya işte ben bunu anlamıyorum.
Sanki mübarek Ramazan ayı gelince insanların iştahı daha bir açılıyor gibi. Olacak şey değil. Envai çeşit yemekler göstermenin alemi var mı? Düşünmezler mi ki hala nüfusumuzun belki yarısından çoğu o konu ettikleri sofraları kuramazlar… Hem Ramazan ayının ruhuna aykırı hem de insanlarımıza saygısızlık olan bu tür tutumları doğrusu ben hiç hoş karşılayamıyorum…
Ramazan ayı, bedene hakimiyet egzersizinin yapıldığı, kendine hükmetmenin meydan savaşına çıkıldığı, ruhun arınmaya yönelik susuzluğunun giderildiği, yaşamanın tadına varmak için ihtiyaç duyulan dengeye kavuşulduğu aydır…
Ne demiştim “doğrular nerden gelirse gelsin kabul görmeli” demiştim. İşte 40’ından sonra dehasını ortaya koymayı başaran Shakespeare bakın neler diyor. Bu mübarek ayda üzerinde düşünelim diye aktarıyorum:
* Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin. Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin. Sadece kendiniz için yaşayın ve;
- Konuşmadan önce dinleyin,
- Yazmadan önce düşünün,
- Harcamadan önce kazanın,
- Dua etmeden önce bağışlayın,
- İncitmeden önce hissedin,
- Nefret etmeden önce sevin,
- Vazgeçmeden önce çabalayın,
- Ölmeden önce yaşayın.
*Hayat budur. Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut kalın.