Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '09

 
Kategori
Güncel
 

Şu Sivas'ın yangınları

Şu Sivas'ın yangınları
 

Çizim:Ş.ODABAŞI


En çok üzüldüğüm şeylerden birisi, insanların "fikir ve düşüncelerinden" dolayı öldürülmesidir.

Bir gazetecinin makalesinden, bir ozanın şiirinden, türküsünden, bir yazarın kitabından dolayı öldürülmesi...

Aklın alacağı bir şey mi?

Abdi İPEKÇİ, kurşunlanarak öldürüldü.

Uğur Mumcu, parça parça edildi.

Adını sayamayacağım birçok aydın insan, düşünmenin ödülü olarak “ölümle” ödüllendirildi.

Tarih, 2 Temmuz 1993.
Aradan, tam 16.yıl geçti.
Sivas'ta Madımak Otelinde; “Hasret GÜLTEKİN” ve “Muhlis AKARSU” gibi değerli “33 Can” (Toplam 37 kişi. 2 si güvenlik görvlisi, 2 si otelde garson. Bu dört kişi, "Kurunun yanınıda yaşta yanar" oldu. Bilgi: Serdar Doğan-Katliam tanığı)) yakıldı. Külleri savruldu.
“Muhlis AKARSU”
“Akarsu’yun yansam da,
Kül olup savrulsam da,
Bazı bazı gülsem de,
Yine gönlüm hoş değil.” Diyerek, yaşarken “yakılacağını” biliyormuş sanki.

“Hasret GÜLTEKİN”
“Güle yel değdi güneş olursa
Cana ten değdi ateş olursa
Oy beni beni kanlar otağı
Oy beni beni dertler ortağı toprak.” Diyerek “ateşi” tanımış ve “toprakla” dost olmuştu.

Bir de türkünün son bölümünde;
“Bir bak şu göğe,
Umut yoludur.
Bulandı kana,
Zulüm yoludur.”
Demesi yok mu ya. Eritiyor beni. Sızımsızım sızlatıyor içimi.
Hem umutlu olacaksın. Hem de, zulüm yolunu göreceksin.
Nasıl bir duygudur bu.
Bu duygular var ya.

Karanlıkları, kara düşünceleri korkuttu işte.
Adamlar, sazdan sözden korktular.
Ateş ile korkaklıklarını birleştirdiler.
Yaktılar.
Ateş ile sınava tutulanlar, yandı. Yandılar da, kül oldular mı?
Bedenleri, kül oldu.
Ya aydınlık fikirleri, düşünceleri, duruşları...
O faziletler bizim içimizde çiçek açıyor.
Kan kırmızı, ateş çiçekleri.
Elerimizde büyüyen, ”ateş çiçekleri.
Bu ülkenin aymazları; Siz, “33 Canı” öldürdük diye sırıtın. Gittiler, yok oldular diye kendinizi kandırın.

Müslümanlıkta, ”bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş sayılır” sözünün anlamını algılamamak için kılıflar uydurun.
'33 Yüreğin' yiğit kişilikleri ve sesleri, hala bir yerlerde yankılanıyor.
Sazlar çalınıyor.
Türküleri söyleniyor.
Şiirleri, bayram kartı oluyor. Ezber ediliyor.
Kitapları okunuyor.

(Gençler, Muhlis AKARSU(45) ve Hasret GÜLTEKİN(23) türkülerini keşfedin. Müziklerini iyi dinleyin. Sözlerine dikkat edin. Yeni bir “Dünya” içine gireceksiniz.)
2 Temmuz 1993’te yakılan 33 değerli insanın çoğu sanatçı idi. Bu insanları araştırın, Kimmiş öğrenin. ”Eğer içlerinden “biri” bir karıncanın ekmek kırıntısına göz dikmişse, onursuz yaşamışsa, ölenlere değil, bana “lanet” okuyun.
Ölümün bedene getirdiği yok oluşu, duygu ve düşüncelere uygulayamazsınız.

Tek tip insan ve tek tip düşünce olamaz.
Herkesin düşüncesine saygı göstermek bizim temel felsefemiz olmalıdır.
“Ölüm” her şeyi yok etseydi, “Pir Sultanlar, Karacaoğlanlar, Yunus Emreler, Nesimiler, Ruhsatiler, Emrahlar, Sümmaniler… Dede Korkutlar…” Bu güne gelir miydi?

Bizler; bin yıl önce, bedenen ölmüş insanları hatırlar mıydık?
Bin yıllık türküler dillerimizde kalır mıydı?
İnsanlar ne zaman 'HOŞGÖRÜYÜ', ”ZIT FİKİR VE DÜŞÜNCELERE' değer verecekler, o zaman dünya daha güzel olacak.

Ne demiş Aşık Veysel:
“Kim okurdu, kim yazardı.
Bu düğümü kim çözerdi.
Koyun kurt ile gezerdi.
Fikir başka başka olmasa.”
Fikirler başka başka olsun ki, “en güzel, en doğru” bulunsun.
Dünya'yı silahlar ve kavga değil, bir şairin dediği gibi, 'GÜZELLİK' kurtaracak.
Yakılan, “33 değerli insanın” her zerresi “güzellikler ve dostluklarla “ doluydu.
Üzülüyorum. Kahroluyorum.
Güzel insanların, bu dünyadan erken ayrılmalarına dayanamıyorum.
Dertleniyorum.
Yüreğimdeki yangınları söndüremiyorum
Bu Dünya’da hiçbir insan, 'YANMAYI' hak etmiyor. Kimse yanmayı ve öldürülmeyi hak etmiyor. Bizler öldürmekten yana değil, yaşatmaktan yanayız. Herkes bunu böyle bilsin.
Her şeye rağmen yaşamak ve yaşatmaktan yanayız.

Her şeyin merkezi insandır. İnsanlıktır, en büyük fazilet.
Gelin barışalım, dünyayı paylaşalım.
'DERDİMİZ' değil, 'SEVGİMİZ' çoğalsın.
Benim türküm gibi, kimse türkü yazmasın.


BENİM DERDİM

Kimse bilmez dertlerimi,
Kime söylesem bilmem ki.
Nice dertliler gördüm,
En beteri benimkisi.

Şu Sivas’ın yangınları.
Arsızların soygunları.
Para gözlü saygınları.
Benim derdim, senin derdin.

İçimdeki özlemleri,
Kime söylesem bilmem ki.
Kurdu kuzu ile gördüm,
Bir hayal mi benimkisi.

Köhne fikir düşünceler.
Aydınlığa işkenceler.
Sabahsız olan geceler.
Benim derdim, senin derdin.

16.10.1997-YENİCE

Not: Bu sözleri besteledim. Okumak isteyen varsa gönderebilirim.

 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..