Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '19

 
Kategori
Deneme
 

Sudan Ucuz Mutluluk!..

                İtiraf etmek gerekir ki, hemen hepimiz bol ışıklı mağazaları, yürüyen merdivenleri, kapalı otoparkları, yazın serin, kışın sıcacık olmalarıyla modern pazarlamanın camdan kaleleri olan AVM’lerde vakit geçirmekten hoşlanırız. AVM’lere burun kıvıranlara inanasım gelmiyor, esnaf ticaretini öldürdü diyenler de var, şehrimize bir cazibe noktası kazandırdı diyenler de…

                Ben kendi payıma uğrarım AVM’lere mütemadiyen… Barındırdıkları modern sinema salonları hiç de fena değil.. Geçenlerde dolaşırken yine bol ışıklı bir mağazanın vitrinine asılmış dev panodaki slogana takıldı gözüm… “150 ml. mutluluk 149 TL “ diye yazıyordu. Ayaküstü basit bir bakkal hesabıyla 1 ml. mutluluk 1 TL’den ucuz demekti bu…  İnanılır gibi değildi, şarıl şarıl çeşme gibi akan çikolataların bardakta satıldığı kioskları hatırlayın, şişe suyu bile 2 TL’ye satılıyor oralarda.. Sloganı “sudan ucuz mutluluk” diye daha da basitleştirmek mümkündü öyleyse…

                Günümüz dünyası  hep pazarlama aslında.. sayılar, satış tabloları, verimlilik, performans, karlılık raporları, cirolar, cirolar, cirolar… İnsana dair herhangi bir ihtiyacı veya ihtiyaç olmayan bir şeyi, ihtiyaç haline getirip üretmek ve sonra pazarlamak, pazarlamak…

                İnsanın doğayla bağlantısının kesilip şehirlere hapsolmasıyla, dünyaya ve kendi bünyesine bakış açısı tamamen değişti… İnsan doğasına dair ne varsa hepsini bir bir unuttu… İnsan, soydaşlarının zaman içerisinde bin türlü değişen hipnozuyla kendi kendine durmadan değişti, değişiyor…

                Bugün günlerden sonra ilk defa güneşin yüzünü hissedilir derecede  göstermesiyle, şehrimde bulunan çam ağaçlarıyla kaplı yürüyüş parkında belediyenin bir lütfu olarak ağaçların altına konmuş bir banka oturup, sırtımı güneşe verdim. Çam ağaçlarının kokusunu ve serinliğini ciğerlerime çektim… Önümden bazısı koşan, bazısı yürüyen, bazısı bisiklete binen yüzlerce insan geldi geçti, iki ortak noktaları vardı, birincisi insan olmaları, ikincisi ise reklam panosu gibi olmalarıydı… Ben de öyleydim, doğrusunu söylemek gerekirse…

                Gözümü yürüyen reklam panolarından alıp, başımı masmavi gökyüzüne kaldırdım ve günler öncesi bir mağazanın bol ışıklı vitrininde gördüğüm sloganı düşündüm… Bir parfüm mağazasının, dünyadaki insan sayısı kadar  ve daha fazla tanımı olan “mutluluk” denen kişisel bir kavramı, sudan ucuza formülüze edip bir çırpıda insanın gözünün içine içine sokmaya kalkıyor olması…  Keşke bu kadar kolay ve ucuz olsaydı, o zaman dünyada bu kadar mutsuz insan, savaş ve dünyaya dair bu kadar olumsuz hadise yaşanır mıydı… “Fıs fıs” yapardık hemen hepimiz ve mis gibi bir dünya…

                O kadar ucuz ve kolay değil… İnsan doğasından koptukça mutsuzluğu artıyor… Bize insana dair gerçekçi tespitler, insanı doğasından koparmayan sokaklar, şehirler, plastik ve sanal olmayan dokunuşlar lazım…

                “Sudan ucuz mutluluk” diye bir şey yok!..

                “Mutluluk” henüz formülüze edilemedi, edilemeyecek… Dünyada insanın kendisine kalmış saklı hazinelerinden birisi…

 

 
Toplam blog
: 5
: 100
Kayıt tarihi
: 13.01.19
 
 

"Güzel bir dünya yaratmak için küçük bir adım.."  Seyahat, edebiyat, fotoğraf, yol bisikleti, yam..