Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mart '12

 
Kategori
Şiir
 

Sümerli taş ustası: İnanna ah İnanna!

Sümerli taş ustası: İnanna ah İnanna!
 

Aşk Tanrıçası İnanna Ay Tanrısı Nanna'nın kızıdır. (Kil tabletteki Sümer tanrıçalarından biridir)


I

Bir tapınak güneşe
Bir kadın da çocuğa yaklaştırıyorsa bizi
Kötülükleri de göstermek gerekmez mi?
Kara, kapkara lekeler
Çirkin, kara canlılar yaptırıyordum çıraklarıma
Haksızlık, hırsızlık, kötülük üzmüyor mu bizi?
Bu duvarları niçin örüyoruz ki biz?
 
Biz tartışırken Baş Yargıç da dinliyordu bizi
Konuşulmazmış ona dönerek
Oysa savunuyordum kendimi
Aydınlığı karanlığı
Geceyi gündüzü
İyiyi güzeli
Sütü kömürü
Taşı odunu
Uçan kuşları anlattım
Köleliğimin iğrençliğini bilsin diye
Taş yapıyı övdüm
Sağlam duvarlara güç verdiğimizi
Bütün arkadaşlar bana bakıyordu
Kendimizi savundum hiç durmadan
Köleliğimizi kulluğumuzu övdüm
Yazımızı kutsadım bir yerde
Annelerimiz olmasa da Nanna ile İnanna var 
Onlar bizi gözetlemektedirler dedim
İyi kisen varsın Büyük Yargıç dedim
Anlatırken kendimden geçiyordum!
 
Onların dediği oldu
Göklere ulaştıramadım sözlerimi!
Onlar çekip giderken tek başıma kaldım
Kendimi savunurken de öyle olmuştu
Küçücük görünüyorlardı gözüme
Çünkü haklı olan bendim
Tek başına bırakılmaması gereken de ben
Yalaklık da yapmıştım
Bütün duvar köleleri için
Bütün ustalar için
Yalvarmıştım
Başkane diyebilirdim
Oysa hür değildim
Konuşurken coşmuştum
Oysa dağdaki taş kadar
Yalnızdım!
 
II
 
Bir yalnızlık
Tuttu beni kollarımdan
Bin yalnızlık
Bütün işçilerin sesi oldu o an
Bırakmaz beni
Gökyüzünün sesi dedim içimden.
 
Baktıkça bakarım
Sana bakar gibi
Aya güneşe yıldızlara
Uçup gitmek isterim
Sana doğru bir kuş gibi
O gün de gelecek birgün
Köle hiç istediği gibi gezip tozabilir mi
Köle hiç kavuşabilir mi sevdiğine
Bunu konuşuyoruz arkadaşlarımla 
Gülüp geçiyorlar bana
Unut diyorlar
Çünkü onlar hep untmuş.
 
Günler geçiyor bir bulut gibi
Ne dağlara doğru
Ne de sana doğru 
Kıprayamadım
Yorgunluk da çöküyor kollarıma
Ne kadar güçlü olsam da
Yorulurum ben de çalışırken.
 
Bin kez oturup kalktım
Kaçıp gelmekti emelim
Seni yazdım kerpiçlere
Ben de kurudum o çizgiler gibi
İnce ince
Yorulmadım taşlara yazdım adını.
 
Umudum her tan sökerken
Sana doğru yola çıkmaktı
İnan
Olmadı
Çünkü bir köle kaçamaz
Hür değildir
Damgalıdır
Elinden ayağından
Alnından bir de gözlerinden
Damgalıdır
Kaçamaz
 
III
 
Bu yazılar da kurusun
Güneş yenice doğdu
Az sonra yine köleyim
Baş Yargıcın bekçilerin
Yağlı göbekli
Elleri kırbaçlı
Çıkıp gelirler
Benim için yine kavrulur
Her şey
Köleyim ya hür değilim
Yazgımız bu
Sevdiğim.
 
İnanna,
Ah İnanna
Sen neden Baş Yargıçtan yanasın?
Sen göklerdesin o yerde
Neden böyle çürüyor herşey?
Neden onun tapınağı yıkımıyor?
Biz sana yalvarırız da 
Neden kulların ona taparlar İnanna?
Neden deniz boğmuyor bizi ansızın?
 
İnanna,
Ah İnanna!
 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..