Suriye’de savaş, Türkiye’de seviş

Erdoğan bitaraftan, Gül bitaraftan Suriye’ye girecek “mihver”in taşlarını döşüyorlar. Kurmay subaylara sesleniyor, hem onları hem milleti iknaya çalışıyorlar. Kurmaylara özel maaş zammı bile yapılmış (Umur Talu, GazeteHabertürk,13 Nisan).

Nihayet, birkaç gün evvel, Sayın Başbakan, “Suriye’ye son uyarımızdır” dedi. Bunun arkasından ne gelir?

Müdahale!

Yani savaş...

x   x   x

ARTIK ÇOCUK YAPMAK ÇOCUK OYUNCAĞI

Aynı Başbakan, aynı günlerde,“Şimdi iş çok kolay. Artık çamaşır makineleri var. 5 çocuk bile olur.” dedi.

70’lerin meşhur sloganı “savaşma seviş”; 2010’larda şöyle değişmiş, üstelik hükümet politikası olmuş gibi gözüküyor:

“Hem savaş hem seviş”!

Savaşmak ve sevişmek birbirine zıt eylemler gibi duruyor...

Öyle ya...

Savaşınca çocuklar ölür,

Sevişince çocuklar doğar!

Lâkin aynı sözlere birbirini tamamlayan iki fiil diye de bakabilirsiniz:

Savaşta çocuklar ölür, doğru!

Fakat ölenlerin yeri nasıl doldurulacak?

Hem, savaşlar biter mi?

Her daim ölmeye hazır çocuklarımız olmalı, değil mi?

Öyleyse seviş, beşer beşer çocuk yap... Nasılsa memleket geniş!

Kısaca, Suriye’de savaş, Türkiye’de seviş!

Çoook çocuk olsun ki;

Umur Talu’nun, muhteşem bir ifadeyle dile getirdiği gibi; “Sıvasız evlerin boyasız analarının çocukları sayısız ya, sırasız ölsün”

x   x   x

Bu arada, aklım başka bir şeye takıldı..

Erdoğan, şimdiye kadar hep “3 çocuk” diyordu...

Sayı neden birdenbire 2 artıp, 5’e çıktı?

“3” dediği dönemlerde çamaşır makineleri yok muydu, ne?

x   x   x

DERGİLERDEN SEÇMELER

AKP İKTİDARINDAN KİMLER BİLE MEMNUN!

AKP Bursa milletvekili Ali Koyuncu, “daha önceki iktidarlar döneminde bir inek bin 705 litre süt verirken, biz iktidara gelince 2 bin 802 litre vermeye başladı.” sözleriyle ineklerin de AKP iktidarından memnun olduğunu iddia edeli 2 yıl oldu.(Fırat Budacı, Uykusuz)

x   x   x

NO ÖRGÜT NO FENER

Deniz Feneri soruşturması sonuçlanmış. Görevden alınan savcıların yerine gelen yeni savcılar, bilin bakalım neyi bulamamış? Aralarında eski RTÜK Başkanı Zahit Akman’ın da bulunduğu 25 kişi hakkında örgüt ve dolandırıcılık suçlarıyla ilgili yeterli delil bulamamış.

Peki, görevden alınan savcılara ne mi olmuş?

8,5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyorlarmış.

Öğrencilerin açtığı “Parasız Eğitim” pankartında, taktığı poşuda, protesto için kestiği saçta, attığı yumurtada... En küçük şeyde itinayla örgüt bulunuyormuş. Ha belki el feneri gibi küçük bir şey olsa belki bir ihtimal ama koskoca deniz feneri örgüt için büyük gelmiş olabilirmiş. (Penguen)