Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '12

 
Kategori
Dünya
 

Suriye'ye kesilen racon sökmüyor

Suriye'ye kesilen racon sökmüyor
 

Son zamanlarda adını hep ölümle beraber duyuyoruz Suriye’nin birkaç yıl önce hakiki manada stratejik işbirliği yaptığımız bu ülkenin bugünkü halini üzüntüyle seyrediyoruz. Seyrediyoruz diyorum çünkü Türk hükümeti son yıllarda ortaya koyduğu dış politikasının temelini oluşturan bu ülkede şimdi hiçbir etkinlik gösteremiyor. İçinden çıkılması bu kadar zor muydu bilmiyorum ama şimdi uygulanan politikanın hiçbir yerinde stratejik derinlik görülmüyor. Ak Partinin ortaya koyduğu tüm duruşun ABD merkezli olduğunu düşünmüyorum. İran ve Suriye konusunda daha önce kendi içinde bir takım tutarlı ve özgür yanlarının olduğu yadsınamaz, bundan altı yedi yıl evvelde ABD Suriye yönetiminden pek memnun değildi. O zaman sahip çıkılan Esat Arap baharından önce Türkiye’nin yanında yer alıyordu.

Şimdiki duruma bakacak olursak

Şiddeti körükleyen bir sarmalın içindeki Suriye’de bugün görmemiz gereken en büyük gerçek ölüm (sayının azlığı veya çokluğu ile kanaat oluşturmanın vicdanımda hiç yeri olmadı her can bir dünya benim için)  öncelikle şunu belirtmek gerekiyor ki ölen hiçbir masumun canı hiçbir ideolojiden hiçbir politikadan daha önemsiz değil, bir kız çocuğunun babasız kalmasının veya bir annenin çocuğunu kaybetmesinin acısını hangi soğuk nutuk hafifletebilir?

Bu tabloda Türk hükümeti ne yapmalıydı?

İlişkilerin keskin bir şekilde kesilmesi ve Başbakanın bir iftar yemeğinde bardağın taştığını belirterek sert bir söylem geliştirmesinin ardından nerdeyse hiçbir somut adım atılamaması Türkiye’nin Arap baharında model olması gibi pragmatiklikten çok uzak bir hevesin peşinden gidilmesi sahip olunan zeminin sanallaşmasına ve kaybedilmesine sebep oluyor.

Şunun farkında olunması gerekiyor. Recep Tayyip Erdoğan Araplar için sevilen bir insan olabilir çocuklarının adlarını da Recep Tayyip koyabilirler ama hiçbirisinin kendisini yönetmesini istediğini düşünmüyorum.

Başbakanın son zamanlarda ayağının yerden kesilmesi ve gerek iç gerekse dış politikada kendisinin var olma sebebi olan dinleme alışkanlığını terk etmesi, kendisine Türkiye tarihinde bir toparlanma sürecinin kahramanı olma yolunu kapatıyor.

“Vaktiyle gönül çelen dostlar, şimdi eziyet dersini ezberlemekle meşguller”

Libya’da ortaya konan uluslar arası işbirliği tablosunun Suriye’de olmamasının irdelenmesi gerekmiyor muydu? Her ne kadar O BA MA ile görüşmede bu konu ele alınsa da şimdi Suriye konusunda yalnız kalan bir ülkenin sırtının sıvazlandığını, eline bir saatli bomba verildiğini, On yıldır oluşturulan dış politikanın (balkanlar hariç) çökmek üzere olduğunu görüyoruz.

Yani ABD’nin AB’nin ya da Rusya veya İran’ın ne düşündüğünü ve neler yapıp neler yapmayacaklarını hesaba katıp Suriye’de yaşanan trajediyi bitirmenin bir yolu bulunmalı (Bu arada PKK ya açılan yeni alanlarında ülkeye neler kaybettirdiğini hesap etmekte yarar var) ister Esatla oturup konuşursunuz ister BM yi ikna edersiniz ama ölümler sürdükçe vicdanlar kanayacak ve Büyük Türkiye bir başka bahara kalacak.

Nasıl yapılacağını bilmiyorum. Bilseydim Daha Stratejik Derinlik diye kitap yazardım. 

 
Toplam blog
: 20
: 322
Kayıt tarihi
: 08.03.12
 
 

Bi alanda uzmanlığım yok lisede ticaret okudum, önlisans hukuk, lisans ise yine ticaret üzerine ş..