Suruç, Kürt - Türk birlikteliği ve Ulusal yas...

     İstihbarat teşkilatları ülkemizde cirit atıyor…

Kimin eli kimin cebinde belli değil…

Suruç’ta bir katliam yaşandı… Bu katliamı İŞİD’in yaptığına dair önemli ipuçları var…

İŞİD, Kobani yenilgisinin intikamını almak için ülkemizi kan gölüne çevirdi…

Bu olay, ülkemizde büyük üzüntü ve kaygı yaratmıştır… Ülkesini seven Türk ve Kürt halkı İŞİD’in yaptığı bu tür saldırılara karşı birlik ve beraberlik içinde olmak zorundadırlar… Bu düşman, ortak bir düşmandır…

     Bu ülkenin insanları kendi sorunlarını sıkıntılı da olsa bir yolla çözecekler ve çözmek de zorundalar… İŞİD türü dışarıdan gelen dayatmalar ve baskı araçları ne olursa olsun geri tep(il)mek zorundadır…

Suruç’ta yaşanılan haince saldırı hepimizin yüreğini dağlamıştır… Bu acıdan ulus olarak büyük ders almak zorundayız. Bu olay, Türkiye Cumhuriyetine karşı yapılmıştır. Bu olay karşısında ulusal yas ilan edilmelidir…

     Kürt ve Türk halkı bu toprakların ana unsurlarıdırlar. Binlerce yıl birlikte yaşadılar ve etle tırnak gibi oldular… Ziya Gökalp’in dediği gibi: Türk’ü sevmeyen Kürt değil, Kürdü sevmeyen de Türk değildir…

Nazımın deyişiyle, Anadolu’ya bir kısrak başı gibi uzanmış bu topraklar da barış içinde yaşamak en önemli zorunluluğumuzdur…

Kobani’nin intikamını Anadolu topraklarını kana bulayarak almak isteyenler, bilmeyerek Türk ve Kürk kardeşliğine çok önemli bir destek ve birliktelik de sağlamışlardır…

İŞİD tehlikesinin farkında olmayanlar ve kulak asmayanlar bir ölçüde bu katliamın da hazırlayıcısı olmuşlardır… Bildiğiniz gibi,  bir ay önce Urfa valisi’ne gazeteciler, Urfa Akçakale’de IŞİD militanlarının bulunduğunu ve bu yüzden tedirgin olduklarını, can güvenlikleri bulunmadığı yönünde sorular yöneltmişlerdi… Ne yazık ki valiye bu soruyu soran gazeteciler kısa süreli gözaltına alınmıştı…

     Kobani’nin yeniden inşası çalışmalarına destek vermek ve savaşta travma geçirmiş Kobanili çocuklara oyuncaklar, kitaplar götürmek için İstanbul ve Ankara ’dan otobüslerle Şanlıurfa'nın Suruç İlçesine gelen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi gençler, canlı bombalı saldırıda katliama uğradılar...32 genç can verirken 100’ün üzerinde kişi de yaralandı.

     4’ü tıp, 6’sı hukuk, 6’sı sosyoloji, 8’i psikoloji öğrencisi olmak üzere yüzlerce gencin yüreği, barış, sevgi ve kardeşlik için atıyordu… Ellerinde silah değil, çiçek, oyuncak ve kitap vardı… Yüreği yaralı çocuklara moral vermekten, onları yaşama tekrar tutunmalarını sağlamaktan başka bir amaçları yoktu… Hiçbir ırkı, dini, mezhebi temsil etmiyorlardı ve evrensel değerlerin ışığında insanlığın yarasını sarmaya çalışıyorlardı…
Bu ulusun barışsever, insan sevgisi dolu yürekli gençleri, bağnaz gerici bir anlayışa kurban edildi. Ulusca yüreğimiz yandı. Tarihimiz kara bir gün yaşadı… Neden, Ulusal Yas ilan edilmiyor hala merak ediyoruz…

Yaşamını yitiren gençlerimize rahmetler diliyorum… Bu acıların son bulmasını, bu acılardan ulusumuz ve insanlık adına büyük dersler almamız gerektiğine inanıyorum…