Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '22

 
Kategori
Deneme
 

Sürüklenmeler

ALBERT CAMUS'nün 'Defterler'inde mutluluk, dört koşulludur: "AÇIK havada yaşamak. BİR insanı sevmek. İHTİRASTAN uzak durmak. Ve YARATMAK!..." Önerilenler, "tümüyle" çoğu topluluğa göre becerebilecek şeyler değil. Kitlesel us, birikim ve özel bir kimlik gerektiğinden, bunlar ilkesiz ortamlarda pek işe yaramaz. Uzun zamandır keyfini bir türlü yerinde bulamayanlar çok! Nedir? Kaçıp gitmiş. Her yer, her şey çok çirkin. İnsanlar, suç işleyip acı çekmekte. Tek süreklilik, yalanların başarıyla söylenerek birkaç dakikada yerle bir olması. Yalanının arkasında durabilmek! İnsanlar, “dileme”nin; ama yalnızca “dileme”nin hiçbir halta yaramayacağını öğrenene dek mutsuz yaşayacaklar. Yalnız ara sıra, bedendeki hazları karşı cinsle takas etmek mutluluk sayılıyor. Bir de “eğitim”. Eğer ciddi, çağdaş bir eğitim yapılaşırsa, bilgi bir noktada bilgeliğe dokunabilir. Bir numaralı sorun eğitim yetersizliği. Tüm yaşam kurutucu sızıntılar da oradan girer içeri. İşte eğitim alanındaki zaman kaybının kanıtı. Oysa insan okudukça dünyası da eksen değiştirir, ancak çoğu ortamda ısrarla fiziksel görünüm yeğlenmekte. Mesajlar eğitimsel birikim ile değil, popülist oldu/bittilerle verilirse ki; bu da buza yazılandır. Erir yokolur.

BİREYLERİN TAVIRLARI, TOPLUMUN OMURGASINI BELİRLER!

MÖ: 5’İNCİ YÜZYILDA insanların yaşadığı kölelik acılarını yorumlayan Eski Yunan Ozanı Hesiod, şöyle yazmış: “Günümüzde insan beşikte yaşlanıyor!” Heyoooo!... Örneğin sosyal çekinceler var. Artık güçlü olan insan değil, verdiği sözler! Yani onun ağzından çıkanlar. Bir de tuttururlar “gerçekler de gerçekler.” Yahu bu sözü edilen “gerçekler”in çoğu gerçek değildir ki. Ayrıca büyük bir kalabalık, duygu geçirmez kalın yüreği ve ağır poposuyla gerçeklerin üzerine oturmuş, görülmesini engellemektedir. Nedir? Sonunda herşey bir iç yolculuğa açılır. Bireylerin tavırları, kitlelerin omurgasını oluşturur. Evet! Bir de satır arası mini - öykü var: Adam başarılı bir besteci ve müthiş kazanmaktadır. Bir sevgili edinince de, işler de kapaklanıverir. Kazançsız bir üç yıl geçirmesine ve her yönden güçsüz kalmasına karşın sevgilisi hala yanındadır. Kadın adamın trafiğinden de grafiğinden de kuşkulanır ama kırılmasın diye öngörüde bulunmak istemez. Ancak bir gün tıp fakültesinden çıkarken görür erkeğini. İzlediğinde; sürekliliğine de tanık olup “kirli gerçekler”le tanışır. Genç adam onu yitirmemek ve tensel birlikteliğini sürdürmek uğruna üç yıl boyunca, çok riskli kimyasal deneylerden kazanç sağlamıştır. Nedir? Seni kurcalayana kadar, gerçek “gerçek” hiç ortalarda yoktur!...

DURUŞ, KALBİN İÇİNDEDİR! İKİ AYAK ÜZERİNDE DEĞİL.

DEVAM EDİYORUZ! Kadın sorar: -“Neden yaptın bunu sevgilim?” Sonra da ekler: “Sana baktığımda, seni görmem yeterliydi aslında!” Vay be!... Adam bu kez de daha farklı bir şekilde yıkılarak, mahçup olur. Demek boşuna tüketmiştir kendisini. Böyle yüce bir sevgiliye sahip olmak ha! Kolunu omuzlarına dolamak ister, ancak o yoktur artık… Genç kadın, sabrını uzun süre korumuş ve sonunda kimin salak (kandırılmaya yatkın) olduğunu; kendisine dokunan “kirli gerçeği” bularak anlamıştır. İşte böyle! Bütünü oluşturan bireylerin düşünce süreçleri ise birbirini tutmamakta. İçten olmak, bunun dışa vurumu da çok önemli. Nedir? Bu bir balanstır ve “sosyal kartvizit”i oluşturur. Ama yok; belki de dalgın olunan bir anda arka cepten düşmüştür.(!) Kalabalık, işte böyle kaçak görüntüler veriyor. Duruşu da buharlaşır ancak duruş; fiziksel bir doğrulma değildir tabii. Kalbin tam içinde olması gereken; vicdanla, ilkelerle süslenmiş, eğitimle de desteklenen duru bir duruş. O da uzakta bir yerlerde. Sene 2022! Maneviyattan falan söz edilirken; tam tersine duygudan ve bir dizi gerçekten arındırılmış bir kitle, dökülen bir şişe mürekkep hızıyla genişler ki; şaşırırsın! Geçtiği yerler de pek aydınlık olmaz. İnsanların düşünceleri, görüşleri yaban bitkileri gibi kökünden kopartılıp, neyin filizleneceği daha ekilmeden belli olan küflü tohumlar serpilirseeee... Bütünlüğüne özen gösterilmesi gereken yaşam; her yönden akıl, birikim ve mantıkla korunmazsa, “sürüklenmeler” yoğunlaşır… / Levent Üsküdarlı

2 Film 1 Yazar

*“Düşün!... Henüz yasaklanmadı” / Schindler’s List - Schindler’in Listesi / 1993

*- “Korkma, Tanrı bizimle.” - “Tanrı bizim yanımızdaysa, onların yanındaki kim? / Saving Private Ryan - Er Ryan’ı Kurtarmak / 1998

*“Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder.” / George Orwell

 
Toplam blog
: 86
: 39
Kayıt tarihi
: 09.12.08
 
 

1951 / İstanbul. Öğretmen bir ailenin tek çocuğu. Sade bir düzen içinde soluk alıp veren o "eski ..